Güncelleme Tarihi:
İlkokul, çocuğun gelişiminde yürüme, konuşma gibi önemli aşamalardan biridir. Her yeni aşama da aile için ‘doğal hayat krizi’dir ve uyum gerektirir. İlkokula başlama, çocuğun gelişiminde önemli bir adımdır.
Okul ile birlikte çocuk yeni ve karmaşık bir sosyal çevreye girer, bir birey olarak toplumda yer alır ve dış dünyaya açılır. Uzmanlara göre, okula alışma dönemi ortalama iki-üç hafta kadardır.
Bu dönemin sağlıklı bir şekilde geçirilebilmesi çocuğun okula ne kadar hazırlıklı olduğu ile ilişkilidir. İlkokula başladığında çocuk, yeterli bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal olgunluğa erişmişse önemli sorunlar yaşanmaz.
OKUL FOBİSİNE DİKKAT
İlkokula sağlıklı başlangıç için;
Çocuğun kendi yaşına uygun öğrenme, kavrama yeteneklerine sahip olması
Anne-babadan ayrılıp okula uyum sağlayacak kadar duygusal olgunluk düzeyine sahip olması gerekmektedir.
Evden ayrılabilme başarısını gösteremeyen çocukların okula uyumları zorlaşır. Okula korkuyla giden hep evi düşünen bir çocuğun kendini ‘öğrenme’ye vermesi kolay olmaz.
Yeterli sosyal deneyimi olmamış aileye aşırı bağımlı yetişmiş çocukların uyum dönemini kolay aşamadığı görülür.
ÇÖZÜMÜ GECİKTİRMEYİN
İki-üç haftada uyumu gerçekleştiremeyen çocuklarda giderek okula gitmeye tepki artar ve okul saatlerinde çeşitli ağrılar, kusma gibi tepkiler görülürse ‘okul fobisi’ denilen sorunun gelişiyor olduğu düşünülür.
Her çocukta belirtilerin türü ve şiddeti değişik olabilir. Ancak bunu aşmanın yolu, öncelikle sevecen bir öğretmenin bir desteğiyle çocuğun okula gitmesi için kararlı ve kesin bir tavır almaktır.
Okula gitmenin ertelendiği her saat bu problemin büyümesine yol açar. Bu nedenle okula devam için net bir tavır alınmalıdır, onun tercih ettiği bir yetişkin ile ilk günler okula gitmesi sağlanabilir.
Okula hazır olmanın, uyum sağlamanın bir başka etkeni de çocuğun kendi başına öğrenme olayını gerçekleştirebilmesine yetecek zihinsel yeteneklere sahip olması ve beklenen performansı gösterebilmesidir.
Eğer bu noktada aile ve öğretmenlerin kuşkusu varsa bir uzmana başvurmak yerinde olur.
Aksi halde ‘zaman içinde okula alışır’ varsayımı çok zaman kaybettirebilir.
OKUL REDDİYLE BAŞA ÇIKMAK İÇİN ÖNERİLER:
Çocuğunuzun okulla ilgili duygu ve endişelerini ifade etmesine fırsat tanıyın. Eğer olumsuz duyguları varsa, dinleyin ve kabul edin. Unutmayın ki olumsuz duygularımızın dinlenmesi biz yetişkinleri bile rahatlatır.
Çocuğunuzun okulla ilgili sorduğu sorulara dürüst ve detaylı cevaplar verin.
Çocuğunuzun okulla ilgili korkuları parmak emme, bebekçe konuşma ya da yatağını ıslatma gibi başka davranışlar altında kendini gösterirse, sabırlı olup bu davranışları görmezden gelin, rutininizi bozmayın ve okulla ilgili pozitif yaklaşımınıza devam edin.
Çocuğunuzun okulla ilgili (örneğin; tuvaleti bulamayacağını düşünmesi) spesifik bir korkusu varsa, onunla birlikte okula gidin ve korkusunu yenmesine yardımcı olun.
Çocukların ebeveynleriyle daima beraber olamayacaklarını öğrenmek için dürüst açıklamalara ve deneyimlere ihtiyaçları vardır. Çocuğunuza ayrı olduğunuzda da mutlu ve güvenli hissedebileceğini ve bu ayrılığın geçici olduğunu anlatın. Gerekirse bir saat resmi hazırlayın ve saat üstünde onun okulda olduğu zamanı gösterin.
Çocuğunuza karşı sakin ve sabırlı olmaya çalışın. Unutmayın ki, okul onun için yepyeni bir deneyimdir ve bazı problemler yaşaması son derece doğaldır.
ALTI YAŞ ÇOCUĞU NASIL OLUR
Arkadaş ilişkileri daha yoğundur, bireysel oyunun yerini grup oyunları alır.
Sosyal bilinç ve olgunluk artar
Fiziksel gelişim daha önceki yaşlara göre daha yavaştır. Bu yavaşlık becerilerinin olgunlaşmasına imkan verir.
Kas dokusu çok hızlı gelişir. Ancak kaslar henüz fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediklerinden ahenksizlik, hareketlerde yetersizlik görülebilir.
Büyük kasları harekete geçiren bisiklet, ip atlama gibi aktiviteler çok ilgilerini çeker.
İnce kas becerilerinde giderek artan bir gelişme söz konusudur.
Hayal kurma ve espri yetenekleri vardır. Hayal ile gerçeği daha kolay ayırt eder ve somut düşünceden soyut düşünceye geçiş başlar.
MESUDE ERŞAN / HÜRRİYET
GÖZ KUSURLARI OKULDA BAŞARILI OLMAYI ÖNLÜYOR
Görme bozuklukları, okuldaki başarıyı olumsuz yönde etkiliyor. Tahtayı göremeyen çocuklar dersi takip etmekte zorlanıyor, gözleri sağlıklı olan arkadaşlarından daha başarısız oluyorlar.
Bu nedenle yeni öğretim yılına başlamadan önce çocukların göz muayenelerinin yapılması öneriliyor.
Çocuklarda hangi göz kusurları sık görülüyor?
Özellikle okul çağı çocuklarında miyopi, hipermetropi ve astigmatizm sık görülüyor. Bazı göz hastalıklarının ilköğretim çağı çocuklarında teşhis edilmesi tedavideki başarıda büyük rol oynuyor.
Görme bozukluğuna bağlı olarak kendini derse veremeyen ve tahtada yazılanları eksik olarak gören bir çocuğun başarıyı yakalaması zor.
Çocukların ilk şikayetleri nedir?
Daha çok yakını iyi, uzağı bulanık görmesiyle kendini belli eden miyopi. Hipermetropide ise görüntü, gözün arkasına düştüğü için çocuk bu kez yakındaki cisimleri net göremez.
Okuma- yazma sırasında çocuklar zorluk çeker. Aynı zamanda hipermetropisi yüksek olanlar bir süre sonra uzağı görürken de zorlanmaya başlarlar. Astigmatizmde ise görüntü birkaç odağa aynı anda düştüğü için yakın ve uzak görüntülerinde kırıklık olur.
Tedavi şart mı?
Tedavi şarttır. Aksi takdirde ya çocuk uzağı göremediği için tahtada yazılanları ya yakını göremediği için okuma ve yazma zorluğu ya da net göremediği için başağrısı neticesinde verimsiz olur ve ardından başarısızlık kaçınılmaz olur.
Sadece okula yeni başlayan çocuklar mı göz kontrolünden geçmeli?
Okula devam eden ve gözlük kullanan çocukların da her yıl düzenli olarak göz kontrolünden geçmesi gerekir.
Ayrıca göz kusurunun sabit kalmadığı bilinmeli ve düzenli kontroller yapılmalı.
Hangi belirtiler çocukların gözlerinde sorun olduğunu akla getirmeli?
Belli bir yere bakarken başını eğerek bakıyorsa, elindeki oyuncağı, kitabı, defteri gözüne çok yakın tutuyorsa, güneşte gözlerini sık sık kırpıyorsa gözlerde bir sorun olduğundan şüphelenmek gerekir.
Ayrıca çocuklar TV’yi 5 metre uzaktan izlemeli, kitabı 40 santimetre mesafede tutmalı.