Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2005 01:30
Okula giden çocuğunun sınıfında ‘beta mikrobu’ olduğunu duymak, hemen her anne-babayı tedirgin ediyor. ‘Nerede yanlış yaptım da, bu mikroptan çocuğumu koruyamadım’ düşüncesi anne-babaları yıpratıyor.
Beta mikrobu, doğru adıyla ‘A grubu beta hemolitik streptokok’ aslında tüm dünyada çocukluk çağı enfeksiyonlarında en sık görülen etkenlerden biri. Bu bakterinin kötü ünü ‘kalp romatizması’na(akut romatizmal ateş) yol açmasından ileri geliyor. Uzun süreli çalışmalar bir çocuğun 13 yaşına gelene kadar ortalama üç kere belgelenmiş streptokok enfeksiyonu geçirebildiğini gösteriyor.
l Hastalığın en bulaşıcı olduğu dönem hangisi?
Streptokoksik farenjitte bulaşıcılığın en fazla olduğu dönem, hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı akut dönem. Bu dönemde enfeksiyon etkeni hasta kişiyle sıkı teması olan bireylere damlacık yolu ile bulaştırılabiliyor. Okullar, yuvalar, kışlalar gibi kalabalık ortamlar bulaşıcılığı kolaylaştırıyor. Bakteri bu kapalı ortamlarda zaman zaman salgınlar yapabiliyor. İnfekte besin maddeleri ve diş fırçalarıyla da bulaşması mümkün.
l Hangi yaşlarda daha etkili?
A grubu beta hemolitik streptokok, her yaş grubunda enfeksiyon etkeni olabilmekle birlikte başlıca okul çağı çocuklarının sorunu. Bu yaşta geçirilen enfeksiyonlar sırasında komplikasyonlar da daha fazla görülebiliyor.
l Hangi belirtiler gösteriyor?
Hastaların büyük kısmında ani başlayan yüksek ateş, boğaz ağrısı, bulantı, kusma ve bunun yanı sıra baş ve karın ağrısı görülüyor. Boğazda ve bademciler üzerindeki şiddetli kızarıklık ve iltihabi görüntüye zaman zaman damakta noktasal kanama odakları ve boyunda ağrılı ve şiş lenf bezleri eşlik edebiliyor.
l Başka hastalıklara zemin hazırlayabilir mi?
Hastalık 3-5 gün içinde iyileşme sürecine girebileceği gibi bazen orta kulak iltihabı, sinüzit, bademcik etrafında abseye ilerleyebiliyor. 1-3 hafta içinde A grubu beta hemolitik streptokoka karşı mücadele sırasında vücudun bakteriye karşı ürettiği bazı maddelerin kalp, böbrek gibi organları organları hedef alması ise akut romatizmal ateş ve akut glomerülonefrit gibi ciddi komplikasyonlara sebep olabiliyor. Burun akıntısı, gözlerde kızarıklık, ses kısıklığı, öksürük, ağız içi aftlar ve sulu dışkılama gibi bulgular ise ön planda virütik etkenleri düşündürüyor.
l Tedavisi nasıl yapılıyor?
Sevinilecek bir nokta, zamanında uygun antibiyotik tedavisine başlandığında(özellikle ateş de kontrol altına alınmışsa) bulaştırıcılığın 24 saat içinde çok aza indirgenebilmesi. Kritik nokta boğazdaki enfeksiyon etkeninin A grubu beta hemolitik streptokok olduğundan emin olunması.
l Nasıl emin olunur?
Burada bazı muayene bulgularının yanı sıra laboratuvar yöntemleri işin içine giriyor. Bu yöntemler içinde hızlı test ve boğaz kültürü ön sırada geliyor. Hızlı test pozitifse tedaviye hemen başlanması uygun. Ama eğer hızlı test negatif kaldıysa tanıda ‘altın standart’ olan boğaz kültürünün yapılması gerekiyor. Boğaz kültürü komplikasyonlar ortaya çıkmadan sonuçlandığından antibiyotik tedavisi başlamadan beklemek ya da tedavi başlandıktan sonra kültür sonucuna göre tedaviye devam kararını almak hekime kalıyor. Lökosit sayımı ve CRP gibi laboratuvar tetkikleri A grubu beta hemolitik streptokoka bağlı üst solunum yolu enfeksiyonu tanısında her zaman belirleyici olmayabiliyor.
l Ya şu ünlü ASO testi?
ASO testi akut bir üst solunum yolu enfeksiyonunda etkenin A grubu beta hemolitik streptokok olduğu yönünde bir kanıt olarak kabul edilemiyor. Sebep ASO’nun (antistreptolizin O) bu bakteriye karşı vücut tarafından yapılan ve enfeksiyon bulgularından çok sonra ortaya çıkıp enfeksiyon kaybolduktan sonra da vücutta kalan bir protein olması. Bu tetkik sadece geriye dönük olarak bu bakteriyle enfeksiyon geçirilmiş olduğuna işaret ettiğinden akut romatizmal ateş ve akut glomerülonefrit gibi komplikasyonların tanısıyla ilgili yardımcı bir tanı yöntemi.
l Bademciklerin alınması hastalıktan korur mu?
Bu enfeksiyondan korunmak adına bademciklerin alınması etkinliği kanıtlanmış bir yöntem değil. Bademcikler dışarıdan gelen mikroorganizmaları ilk karşılayan ve onlara karşı mücadelenin ilk başlatıldığı, bağışıklık sisteminin kıymetli organları. Bu yaklaşım streptokoksik üst solunum yolu enfeksiyonlarını değil ama daha önce akut romatizmal ateş tanısı almış bireylerde tekrarlayan akut romatizmal ateş ataklarını önlemede kullanılabiliyor.
Hazırlayan: Mesude ERŞAN