Röportaj: Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2004 01:08
Önce Levent Yüksel, ardından Athena’nın solisti Gökhan ile birlikte olduğu iddia edilen, daha sonra da eski sevgilisi Okan Bayülgen’le barıştığı söylenen manken Cansu Dere, özel hayatını ilk kez Kelebek’le paylaştı.
Levent Yüksel ve Gökhan’ın dostları olduğunu kesin bir dille ifade eden Dere, Okan Bayülgen konusunda aynı şekilde konuşamıyor.
- Bütün fotoğraflarında hep asık suratlısın. Oysa ne güzel gülüyorsun!
Babam da beni ‘Asık suratlı kızım’ diye sever. Genellikle bir yerden çıktığım zaman çekilen fotoğraflarımda asık suratlıyımdır. Doğum günümde bulunduğum yerden dışarı bir çıktım, bütün kameralar karşımda. Işıktan önümü göremiyorum. Şimdi burada nasıl gülebilirim ki? Sinirli biriyim. Bir de benim burcum Terazi.
Terazi burcu kadınları biraz zordur. Çok gel-gitlerin olduğu bir burçtur.
- Metro Palas dizisinden çıkartıldın mı?
Bu projeye yaz başında başladık. 13 bölüm sonra bitecekti. Fakat öyle olmadı. O dönem içinde de benim sözleşmem bitti ve ayrıldım. Diğer kızlarla hiçbir problemim yok. Hepsi çok şeker. Yoksa ne kovuldum ne de kavga ettim. Sözleşmem bittiği için yenilemedik.
- Ajansın Gaye Sökmen ile ondan gizli işler yaptığın için mahkemelik olduğun söylendi.
Kendisiyle sözleşmem vardı. Bu sözleşmeyi de babam imzalamıştı. Ama o süre doldu. Anlaşmamız bitti. Bu sözleşmenin iptal edilmesi için bir tarafın protesto etmesi gerekiyor. Her iki taraf da protesto göndermediği zaman o sözleşme devam ediyor. Ben bu sözleşmenin devam etmediğini düşündüm, ama Gaye Abla devam ettiğini düşündüğü için de mahkemelik olduk. O dava açacağını söyledi, ben de aç dedim. Gaye Sökmen beni çok sevdiğini ve bırakmak istemediğini söylüyor.
- Yani kaçak iş yapmadın?
O sözleşme bittikten sonra ben çalışmaya devam ettim. Yoksa Gaye Sökmen’den habersiz iş yaptım diye bir şey yok. Ayrıca aramızda, ‘Senden para alacağım’ gibi bir durum yok.
- Dava bitti mi?
Evet, ben kaybettim. Şimdi temyize gönderdik. Mahkeme ücretlerini ben vereceğim. İnsanlar bazen hayatlarında değişiklik yapmak ister. Ben de değişiklik yapmak istedim...
- Senin için, ‘Karda yürür izini belli etmez. O cin gibi kızdır’ diyorlar...
Bir kere hayatta yalan söyleyemem, hemen yüzümden anlaşılır. Cin gibi, neye göre cin gibi... Ama ‘Zeki kız’ denildiğini çok duydum ve zekiyimdir.
- Levent Yüksel’le birlikte misiniz?
Levent benim çok yakın arkadaşım. Benim her zaman hayatımda olacak. Onun sevgilisi de olsun, benim sevgilim de olsun o benim her zaman dostum olacak.
- ‘İlerisi için bir şey söyleyemem’ diyenlerden misin?
İnsan dostuyla nasıl bir ilişki yaşar? Benim hayatımda böyle bir şey olamaz.
- Athena’nın solisti Gökhan’la aşk yaşıyor musun?
Olur mu öyle şey? Gökhan, Hakan ve onların menajerleri benim arkadaşım. Zaten Gökhan, arkadaşım Selin Toktay’la beraberdi. Dolayısıyla benim hayatımda böyle bir şey olamaz.
OKAN’LA FARKLI BİR BAĞIMIZ VAR
- Okan Bayülgen’le barıştın mı?
Küsmedik ki barışalım...
- Peki, beraber misiniz?
Ortak bir arkadaşımızın doğum gününde uzun bir aradan sonra karşılaştık ve konuştuk. İki insanın konuşması, birlikte olduğu anlamına mı gelir?
- O kadar çok ayrılıp, bir araya geldiniz ki...
Okan ile ilişkim iki yıl sürdü. Dolayısıyla onunla farklı bir bağımız var. Bilmem kaç kez ayrılıp, bir araya gelmemiz diye bir şeyimiz olmadı. Hala onun bir ilişkisi var. Ayrılıp, barışmak insanı bitirir. Okan’la 2 yıl önce ayrıldık, hala birlikteyiz diye yazıyorlar. Ben Okan hakkında kötü konuşamam. Eğer kötü konuşsaydım iki yıl beklemezdim! Ona çok saygı duyuyorum. Tam büyüme çağımdayken yanımda olabilecek en doğru insandı. Onun sayesinde ben de hayattaki duruşumu sağlamlaştırdım. Ayrıldık diye ya da duygularımız birbirimize bitti diye bunu reddemem ki. Niye durduk yere birbirimize kötü şeyler söyleyelim?Onun da bana karşı duyguları bu şekilde. Ben ondan ayrıldıktan sonra kimseyle el ele çıkmadığım için (gerçi o çıktı) konu kapanmadı. Konu kapansın diye durduk yere birisiyle el ele de çıkamam ki! .
- O zaman dost oldunuz ve senin için artık Okan’la yeniden bir araya gelmek çok zor.
Dostluk durumuna geçmedik. Okan benim arkadaşım ya da dostum değil. Ama düşmanım da değil... Birbirimizi gördüğümüzde, bir şey olduğunda konuşuyoruz, o kadar.
- Bu konuda kesin konuşuyor musun, yani ‘Artık birlikte olamayız’ gibi...
Bu konuda nedense o da kesin konuşmaz, ben de kesin konuşmam. Asla olmaz diye bir şey yok. Ama beraber değiliz. Yarın ne olur, onu da bilmiyorum... Sadece şu an böyle bir şey düşünmüyorum. Özel hayat konusunda kesin konuşamam. Levent ve Gökhan için konuşurum, çünkü onlar benim dostum. Ama Okan benim bir dönemimi paylaştığım insandı. Tam büyüme çağımda onu tanıdım ve ciddi anlamda ilk erkek arkadaşımdı. Aşk bitebilir ama bazı şeyleri unutmanız kolay olmuyor. Dolayısıyla bu konuda kesin bir şey söyleyemem. Hayat sürprizlerle dolu. Ama yine de bizim bir araya gelmemiz çok zor gibi geliyor.
Herkes beyazperdeyi hayal eder
- Gılgamış filminin deneme çekimlerine sen de gittin öyle değil mi?
Evet... Ama ne olduğunu ben de gazetelerden takip ediyorum. Eğer oyuncular belli olduysa, içlerinde ben yokum. Beni aramadılar çünkü. İngilizce biliyorum. Ama filmde oynarken yeterli olur mu onu bilmiyorum tabii ki. Çünkü çok hakim olmak gerekiyor. Ama eğer seçilseydim ona göre çalışırdım. Herkes kendini beyazperde de görmek ister. Ben de böyle bir projede yer almayı çok isterdim.- Hande Ataizi’nin yapımcı Beni Atoori ile yemek yemesi çok eleştirildi. Ne söylemek istersin?
İşin iç yüzünü bilmediğim için bu konuda çok fazla konuşmak istemiyorum.
- Sana böyle bir yemek teklifi gelseydi, gider miydin?
Yanımda menajerim, basın danışmanımla birlikte giderdim, neden olmasın... Zaten benim adıma doğru kararı çalıştığım kişiler verirdi. Yemek yemekte ne var onu anlamıyorum... Kahve içmekten pek bir farkı yok.
- Deneme çekimlerinde ne yaptın?
Kamera karşısında Türkçe ve İngilizce olarak kendimi anlattım. Bir metin verdiler, o metni canlandırdım. Kamera karşısında, ‘Hadi bakalım göster amcana marifetlerini, neler yapabiliyorsun’ gibi bir
seçim doğru bir şey değil tabii ki. Seçimler biraz bu havada yapıldı. Oysa yönetmenin böyle bir seçim yapması, birebir görüşerek karar vermesi, daha doğru geliyor.