Öğrencilerin vergi müfettişliği

Güncelleme Tarihi:

Öğrencilerin vergi müfettişliği
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2004 00:00

ORTA Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İşletme Bölümü öğrencilerinin, ‘Türk Vergi Sistemi’ dersine ve güncel vergi sorunlarına karşı, özel bir ilgileri var.Geçen hafta, ‘kayıtdışı ekonomi ve vergi kaybı’ konusunu, Türkiye örnekleriyle anlatırken, sınıfın çalışkan öğrencilerinden Can Bayraktar söz aldı:‘Hocam, bende ilginç bir bilet var. Geçenlerde, 25 milyon lira verip, Anathema konserine gittim. İçeri girdiğimde, elimdeki bilete dikkatle baktım; bilet fiyatı 0 (sıfır) lira gözüküyordu. Bilet yanımda, isterseniz buyrun bakın.’Bileti alıp inceledim;Bilet fiyatı 0 TLHizmet bedeli 0 TLToplam 0 TLYazıyordu. Evet, Can’ın dedikleri doğruydu. Sınıfa dönüp sordum: ‘İçinizde, bu konsere başka giden var mı?’Sınıfta aynı konsere giden birkaç öğrenci daha çıktı, arkadaşlarının da olduğunu belirttiler. Haftaya, arkadaşlarında olan biletleri de alıp getirmeleri konusunda, anlaştık. Öğrenciler, gelecek haftayı heyecanla beklemeye başladılar...KAYITDIŞI 300 BİLET Bir hafta sonra, getirilen biletlere baktık; ‘öğrenci’ yazılı o biletlerde de bilet fiyatı sıfır lira gözüküyordu. ‘Arkadaşlar, bu konuyu araştırıp gelecek derste size bilgi vereceğim’ diyerek, merak ve heyecanlarını biraz daha devam ettirdim.Ardından, konseri düzenleyen şirketi aradım. ‘O biletlerin fiyatının sıfır lira gözükmesinin nedeni, davetiye olmasından kaynaklanıyor’ dediler. Bunun üzerine ‘Biletin üzerinde ‘öğrenci’ için olduğu belirtiliyor ayrıca, indirimli biletin, iade edilemeyeceği de yazılı, davetiye olamaz. Kaldı ki bilet ücretsiz olsa bile KDV’si var’ dediğimde ‘Hocam biz sizi beş dakika sonra arayalım’ dediler. Beş dakika sonra aradıklarında, ‘Biz, konseri düzenleyenlere, ücretsiz dağıtılmak üzere 300 tane bilet vermiştik. Demek ki o biletleri parayla satmışlar’ dediler.Ertesi hafta, bu konuşmayı öğrencilere aktardığımda, sınıfın zeki öğrencilerinden Tuba Yüksel’in yorumu ilginçti; ‘Hocam, bu yanıt sizin Hürriyet’te yazdığınız ‘Kuşyemi’ fıkrası gibi oldu.’KUŞYEMİ Bilmeyenler için, kısaca anlatalım.Adamın biri, elinde büyük bir valizle, gümrükten geçerken, gümrük memuru, valizin içinde ne olduğunu, sormuş. O da ‘Kuşyemi var’ deyince, memur valizi açmasını söylemiş. Adam valizi açınca, içinden pırlantalar ve inciler çıkmış. Bunun üzerine, gümrük memuru:‘Hani valizdekiler kuşyemiydi?’ diye sorunca, adam da şu yanıtı vermiş:‘Valla ben önlerine koyarım. Yerlerse...’Saçını mı kestirdin‘Saçını mı kestirdin?’ sorusunun neden olduğu diyaloğun kadın ve erkek versiyonları:Önce konunun ‘kadın’ versiyonu.1. Kadın: Ah şekerim saçını mı kestirdin? Ne kadar güzel olmuşsun!2. Kadın: Sahi mi söylüyorsun? Ben pek emin olamıyorum. Ay çok mu kısa oldu acaba?1. Kadın: Aman ne alakası var. Benim yüzüm bu kadar geniş olmasa aynı kesimi ben de denerdim. Benim şu saçım klasik oldu artık, yeni bir modele hiç cesaret edemiyorum.2. Kadın: Ay yapma Allah aşkına nesi varmış yüzünün... Bak şöyle şuralarından kat verdirsen harika olur! Benim de boynum uzun olmasa aynı seninki gibi bir model yaptırırdım.1. Kadın: Ah şekerim sen de bir alemsin... Keşke benim de boynum seninki gibi olsa. En azından şu çökük omuzlarımın dikkat çekmesini engellemiş olurdum.2. Kadın: Ayol sen ne diyorsun?.. Senin omuzların gibi omuzları isteyen bir sürü kız var... Giydiğin her şey sana öyle yakışıyor ki... Bir de benim şu kısa kollarıma bak... Omuzlarım seninkiler gibi olsaydı, giydiğim bluzlar üstümde emanet gibi durur muydu?Şimdi de ‘Erkek’ versiyonu.1. Adam: Saçını mı kestirdin?2. Adam: Evet1. Adam: Sahhatler olsun abi...2. Adam: Sağol...(Teşekkürler Reyhan Yıldızhan)Oteldeki iftara 'iş yemeği' diyorlarRAMAZANLA birlikte, lüks otellerin görkemli salonlarında ve lokantalarda, her gün onlarca, yüzlerce kişiye ‘iftar yemeği’ veriliyor. Özellikle, büyük şirketler ve bazı kuruluşlar, bu konuda yarış içindeler...Bazıları olayı adeta bir gövde gösterisine dönüştürüyor; bakan, milletvekili, müsteşar, genel müdür ve bazı ünlü kişileri özellikle davet edip, iftar yemeğine getirmeye çalışıyorlar.Merak edip araştırdık; şirketler hesabı öderken ‘iş yemeği’ diye, fatura alıp defterlerine masraf yazıyorlar. Böylece daha az vergi ödüyorlar.Ramazanda, lüks otellerde ve lokantalarda verilen iftar yemeği faturalarının, defterlere masraf yazılmasının, sevap-günah yönünü bir yana bırakıyoruz. Olayın bir de vergi yönü var. Bu faturaların, defterlere masraf yazılması, KDV'sinin indirilmesi ve bu durumun da vergi incelemesi sırasında ortaya çıkması halinde; vergi, ceza ve gecikme faizi istenecek. Bunun tespiti de çok kolay; lüks oteller ile lokantaların kayıtlarından, ramazan ayında verilen toplu yemeklerin listesi çıkartılır ve masraf yazılıp yazmadığına bakılır. Sonra da hem gelir ya da kurumlar vergisi hem de KDV'si, cezası ve faizi ile birlikte alınır.Bu kadar basit...Tu Ti Tu Tu TuTEMEL İngiltere’de lüks bir otele yerleşmiş. Oda servisine açıp; ‘- Tu Ti Tu Tu Tu’ demiş.Oteldekiler telaşa kapılmış bu mesajı çözmek için. Oraya buraya haber salmışlar... Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuşlar ve Temel’in ne dediği anlaşılmış; ‘2 çay, 222’ye!’(Teşekkürler Ahmet Akpınar)Günün sözüHiçbir şey yapılmadan hiçbir şey yapılamaz.Richard A. Woehike
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!