Güncelleme Tarihi:
http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=67282&rid=2368&hid=23189955
Sabahın erken saatleri... Şebnem Dinçgör’ün orman manzaralı Çubuklu Vadi’deki evinden içeri giriyoruz. Sabah sporunu yapmış, tüm dinçliği ile karşılıyor bizi...
Üzerinde siyah dar eşofman altı ve siyah tişörtü var. “Erken kalkanlardanım. Oğlum Kerim’in okulu için her sabah 7’de ayaktayım. Onu yolcu ettikten sonra bisikletime atlayıp ormanın yolunu tutarım” diye anlatmaya başlıyor salonundan görünen yeşil ormana bakarken...
Buraya bir yıl önce taşınmış. Köpekleri Cookie ve Lucky de onlarla birlikte burada yaşıyor. Daha önceki evinde Boğaz seyrettiğinden, biraz da yeşil görmek isteğiyle bu evi tercih etmiş Dinçgör. Ayrıca Emre Arolat’ın tasarladığı Çubuklu Vadi’deki evleri, mimari açıdan çok beğenmiş.
Sitede birkaç ev gezmiş ama en çok bu evden etkilenmiş: “İçine girdiğim anda huzur verdi. Tadilat işlerine girmemi gerektirecek bir durum olmadı pek. Sinema alanını spor salonu, jakuzi ve sauna olarak değiştirdim. Bir de misafir banyosu ile kendi yatak odamda birkaç değişiklik yaptım o kadar...”
550 m2’lik, üç katlı, önü havuzlu, içi asansörlü villanın giriş katında, kış bahçesine de geçiş sağlayan büyük ve aydınlık bir salon, geniş beyaz bir mutfak, misafir tuvaleti ile misafir ve personel odaları bulunuyor. Hemen yanında spor salonu ile SPA havasında tasarlanmış bölüm var.
Asma kat oğlu Kerim’in yaşam alanı olarak düzenlenmiş. Burada içinde banyosu bulunan ve üst bahçeye bakan bir yatak odası ile önünde oturma alanı olan bir asma kat var. En üst katta ise orman manzaralı yatak odası yer alıyor. Yatak odasının yanında büyük, açık bir banyo ve geniş giyinme alanları bulunuyor.
MODERN VE SADE TARZI SEVİYORUM
Evin zemininde genel olarak beyaz parlak mermer ile koyu ahşap parkeler kullanılmış. Açık krem rengi duvar kağıtları da aydınlık görüntüyü pekiştirmiş. Evin güzel ışık almasında mimarının boydan boya cam pencere kullanması etkili olmuş... “Ben modern ve sade dekorasyonu olan evleri seviyorum. Araya klasik parçalarla renk katmak kaydıyla tabii” diye anlatıyor Dinçgör dekorasyon zevkini.
Eve girer girmez karşısına çıkan salon için beyaz, geniş ve rahat deri oturma grupları hayal etmiş. Bu hayali de O Design’dan aldığı oturma grubuyla gerçekleştirmiş. Kanepelerin önünde yer alan ahşap sehpayı ise bir arkadaşı sayesinde bulmuş Şebnem Dinçgör: “Umudu tam kestiğimde çıktı sehpa karşıma. Büyük mekanlar için sehpa bulmak o kadar da kolay değilmiş...”
DEKORASYON DÖRT AYDA TAMAMLANDI
Tamamen kendi ilgilendiği evinin dekorasyonunu dört ayda tamamlamış. Evde heykel ve resim gibi sanat parçaları görmeyi sevdiğini anlatan Dinçgör, Kemal Önsoy’un bir tablosunu yemek odasının duvarına, Amalfi’den aldığı balerinli çalışmayı da salondaki şömine üzerine asmış. “Benim de bir zamanlar bale yapmışlığım var. Bunu gördüğüm anda çok sevdim. Resme bakarak yürürseniz, balerinin kendi etrafında döndüğünü göreceksiniz” diyor.
Salonun bir duvarını kaplayan ceviz-beyaz lake kitaplıkta Paris’ten aldığı eski kitaplar, Afrika’ya oğluyla yaptığı seyahatlerde topladığı masklar ve aile fotoğrafları dikkat çekiyor. Tarihe meraklı olduğundan, eski orijinal denizci haritalarına da ilgisi varmış.
“Uzun seyahatlere, özellikle kışın Miami ve Maldivler gibi sıcak yerlere gitmeye bayılıyorum. Mısır, İtalya ve Amerika en sık gittiğim rotalardan. Her seyahatten bana orayı hatırlatan aksesuvarlar almış olarak dönerim” derken merdiven duvarına astığı birbirinden renkli Venedik işi maskeleri işaret ediyor.
BU EVDEN MİSAFİR EKSİK OLMUYOR
Kız kardeşi Çiğdem Seyrek ve oğlu Kerim, en sıkı seyahat arkadaşları onun. “Aile bağlarına çok önem veririm. Ailemle, özellikle de kız kardeşimle görüşmediğim tek günüm olmaz” diyor gözleri parlayarak.
Evden misafir hiç eksik olmuyor. Kışın arkadaşlarıyla genelde kış bahçesinde oturmayı tercih ediyormuş. “Orayı herkes sıcak buluyor ve seviyor” diye belirtiyor Dinçgör.
Üst bahçeyi ise yazın arkadaşları için barbekü keyfine göre tasarlamış. Bu nedenle evde iyi bir müzik sistemi olması önemli bir ayrıntı. Ağır caz dışında her tür müziği dinlemekten keyif alıyormuş.
Peki mutfakla arası nasıl? “Öyle yemekler döktürdüğümü pek söyleyemem. Ama niyetlenirsem elimin çabuk ve lezzetli olduğunu hep söylerler” diyor Dinçgör...
YEMEK YEMEK İÇİN SPOR YAPIYORUM
Şebnem Dinçgör, haftanın altı günü spor yapıyor. Ve “Yemek yemek için spor yapanlardanım ben aslında” diyor ne kadar iştahlı olduğunu anlatmak için... Fiziğinin sırrını sebze ağırlı beslenmeye bağlıyor. Duru ve parlak gözüken cildinin sırrı ise evde hazırladığı esmer şeker ve bebe sabunu köpüğü karışımı: “Bunu yüzünüze sürüp bir süre bekletin. Sonra soda ile iki kez yıkayın... Sonuç inanılmaz...”
EVDEYKEN VAKTİMİN ÇOĞU YATAK ODASINDA GEÇİYOR
Evdeyken vaktinin çoğunu yatak odasında geçiriyormuş Şebnem Dinçgör. “Yatağıma uzanıp bilgisayarımdan dizi veya film izlemeye bayılırım. Bu aklınıza gelen tüm yabancı diziler olabilir” diyor. “Usual Suspects” ise her defasında farklı bir yön yakaladığını söylediği filmlerden. Yazları oğluyla evden uzaklarda, hayalini kurduğu uzun seyahatleri yapmayı çok seviyor Dinçgör ama her dönüş de ayrı bir mutluluk onun için.