Ödünç Hayat’ın beyin takımı

Asmalı Konak ve ‘Çemberimde Gül Oya’dan hemen sonra ‘Ödünç Hayat’ geldi. Son birkaç sezondur çok yoğunsunuz. Hiç ‘Dinlenmek istiyorum’ demiyorsunuz...

Aslında biraz beklemek istiyordum. Bu arada gelen birçok projeyi de değerlendirmedim açıkçası. Ancak başlangıç noktasında Gold Film’in olması, senaryonun Mahinur Ergun tarafından yazılması bana güven verdi. Meslek hayatımda kendimi hiçbir zaman profesyonel hissetmedim. Hep amatör ruhla çalıştım. Bu iş de benim için öyle olacak.

- İşiniz dışında hep arka planda olmayı tercih ettiniz.

Zaten hiçbir zaman artist gibi yaşamasını bilemedim. Yaptığım işlerle ortada olmaya gayret ettim.

- Bu diziden beklentiniz ne? Sizce diğer projeleriniz kadar ses getirecek mi?

Dizinin sevilmesi seyirciye bağlı. Biz doğru olduğuna inandığımız, güzel ve kaliteli bir iş yapıyoruz. Dilerim ekrandan yansıması da böyle olur ve televizyon izleyicisinin gönlünde yepyeni bir diziyle taht kurarız. Ben ‘Ödünç Hayatlar’ın da en az ‘Asmalı Konak’ ve ‘Çemberimde Gül Oya’ gibi seyirciye ulaşacağına inanıyorum.

- Hep çok güçlü ve sert kadınları canlandırıyorsunuz. Neden daha sakin bir kadını oynamak istemiyor musunuz?

İstiyorum ama nedense bana pek yakıştırdılar kuvvetli kadını. Benim de hoşuma gitmiyor değil. Türk kadınının yapısını, ezilmişliğini iyi biliyorum. Dolayısıyla kuvvetli kadın karakteriyle kadınımızın neler yapabileceğini, nerelerde etkin olabileceğini ortaya koymak hoş oluyor.

- Ekibinizde genç oyuncular da var. Son dönem oyuncularından kimleri beğeniyorsunuz?

Bu işe baş koymuş, gönül vermiş bir sürü genç var. Gerçekten başarılılar ve onlarla gurur duyuyorum. Bizler bir dönemin yıldızlarıydık, yerimize birileri gelir mi diye düşünüyorduk. Artık star sistemi olmayan bir ülkede yaşıyoruz. Oyuncular var ve bu oyuncuların içinde çok da başarılılar var. Melisa Sözen’le çalıştım, bayıldım ona. Daha önce Nurgül Yeşilçay, Özge Özberk vardı. Şimdi Berrak, Melike ve Cenk...

- Siz hálá amatör ruhla çalıştığınızı söylüyorsunuz ama gençlerin çoğunda bu yok. İlk başarılı işle birlikte başarılı bir oyuncu olduklarını söylüyorlar...

En büyük hataları bu. Yani ‘Ben oldum’ dememeliler. Bu hatayı onların gençliklerine veriyorum. Yaptıklarının hata olduğunu anladıklarında sanıyorum farklı düşüneceklerdir.

- Çağan Irmak’la çok özel bir dostluğunuz var. Babam ve Oğlum’u da izlemişsinizdir. Neler hissettirdi bu film size?

O benim oğlum. ‘Asmalı Konak’ta karşı karşıya geldik, o andan itibaren Çağan Irmak’ı yanardağa benzettim. İçin için kaynıyordu ama daha patlamamıştı. ‘Babam ve Oğlum’da bu yanardağ patladı.

- Ben de olsaydım keşke bu işin içinde dediniz mi?

O Çağan’ın hikayesiydi ve onun tercihiydi. Muhteşem bir kast yapmış. Tüm oyuncular muhteşem bir oyunculuk sergilemiş. Hepsini ayrı ayrı kutluyorum. Çağan Irmak’la bir sinema filminde buluşmak en büyük arzum. Ben bekliyorum.

Güzelliğim bana yardımcı oldu

Oyunculuğa nasıl başladınız? Sizi ilk kim keşfetti? BKM’nin açtığı kursa katıldım ve daha sonra BKM’nin kadrosuna dahil oldum. Onlar da ellerindeki kastı değerlendirirken bana bir rol uygun buldular ve ‘Organize İşler’le oyunculuğa başladım.

- Oyunculuk isteği hep var mıydı?

Evet, yapmak isteğim bir şeydi, bir yerden başlamam gerekiyordu. BKM ile başladım.

- Daha yolun başında çok önemli projelerde göründünüz. Şanslı olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Doğru, şanslıyım. İyi bir başlangıç yaptım. Bunda görselliğin önemli payı olduğunu da biliyorum.

- Bu dizide izleyiciden kötü reaksiyon alırsanız oyunculuğu bırakır mısınız?

Bırakmam, çünkü yapmayı sevdiğim bir iş ve çabuk pes etmek bana göre değil.

- Bundan sonra hayatınızda sadece oyunculuk mu olacak?

Zaten daha önce hiçbir işim olmadı. Öğrenciydim, çeşitli stajlar yaptım, o kadar. Ne modellik, ne de başka bir şey. Oyunculuğa devam etmek istiyorum.

- Mankenlik teklifleri aldınız mı?

Teklifler geldi ama değerlendirmedim. Artık teklifte de bulunmuyorlar, çünkü istemediğimi anladılar. Her güzel insan manken olmamalı bence.

- Şimdiye kadar oynadıklarınız birbirine yakın karakterler miydi?

Hayır değil aslında... ‘Beyza’nın Kadınları’nda cinayet masası polisini canlandırdım. ‘Organize İşler’de mafya babasının sevgilisi. ‘Ödünç Hayat’ta da çok cici bir kızı canlandırıyorum.

- Sosyetik güzel olarak anılmak sizi rahatsız ediyor mu?

Sosyetik ne demek ki ben sosyetik güzel olayım! Rahatsız olmuyorum çünkü kendimi öyle tanımlamıyorum. Derdimi anlatmanın bir faydasını görmedim hiç, susmak daha iyi.

Kötü adamı oynamak zevkli

- ‘Haziran Gecesi’nden sonra ‘Ödünç Hayat’ta da Cemal adlı bir karakteri canlandırıyorsunuz. Bu isim size uğur getirdi galiba.

Evet yine adım Cemal ve yurtdışı bağlantılı biriyim.

- Sizi ne etkiledi bu dizide?

Senaryosu ve aynı ekiple çalışmaya devam edecek olmak cezbetti beni. Kanal aynı, setteki insanlar aynı. Senaryo ve bana biçilen rol de etkiledi tabii...

- Nasıl bir karakter peki?

Ben de karakteri çözümleyemedim açıkçası. Şimdiye kadar çektiğimiz bölümlerde kanun kaçağı bir adam ve sürekli başına belalar geldiği için yine kaçmak zorunda kalıyor. Aslında içinde kötülük yok. Kader onu bir yerlere itiyor, yalancı, katil ve kadınları mutsuz eden bir adam oluyor.

- ‘Haziran Gecesi’nde de rolünüz de yine karanlık bir adamdı. Bu tarz roller size daha mı yakın geliyor?

Seyirci bir karakteri sevdiği zaman üzerine gidiliyor zaten. ‘Kurtlar Vadisi’nde de psikopat bir adamdım. Biraz kendi seçimim oldu. Kötüyü oynamak zevkli. Kendinize benzeyen birini oynamak keyif vermiyor.

- Türkiye’de jön var mı yok mu tartışması zaman zaman gündeme geliyor. Siz ‘Evet ben jönüm’ diyebiliyor musunuz?

Çok ilgilenmiyorum bu durumla. Öyle iddialarım ya da kaygılarım yok. Ama Türkiye’de jön yoksa bu kadar dizi nasıl yapılıyor ve izleniyor?

- ‘Haziran Gecesi’nden ayrılma nedeni ‘Ödünç Hayat’taki rol mü?

Evet. Proje beni çok etkiledi ve bu dizide olabilmem için ‘Haziran Gecesi’nde ölmem gerekiyor.