Ödüllü filmlerin yönetmeninden bir başyapıt

Annesinden koparılmış bir evlat.
Ve yıllar sonu onu aramaya koyulan bir kadın.
Oldukça hüzünlü bir hikâye.
Daha da hüzünlü yapan gerçek olması.

GERÇEK BİR HİKÂYE

Oğlunu arayan bir kadının hikâyesi dünyaca tanınmış bir politika yazarının dikkatini çekiyor.
Oğlu küçük yaştayken kendisinden koparılan kadın yıllarca bir manastırda yaşamaya zorlanmış ve şimdi oğlunu bulmaya kararlı.
Martin Sixsmith’in 2009 yılında yayımlanan kitabından uyarlanan film Sixsmith’in Philomena Lee eşliğinde İrlanda’dan Washington’a olan yolculuğunu anlatıyor.
Yolculuğun amacı Philomena’dan yıllar önce alınan oğluna ulaşmak.

HEM KOMİK HEM DE DERİNLİKLİ

Filmde gizemli iz sürme hikâyesini bir dostluk öyküsü takip ediyor.
Stephen Frears’ın eşlik ettiği film yer yer komik ve eğlenceli.
Ama bu durum filmin alt metinlerinin derinliğini etkilemiyor.
Olayların gerçekliğini vurgulamak açısından geri dönüşlere yer veren film, Philomena’nın 1950’lerde yaptığı doğuma kadar uzanıyor.
‘Tehlikeli İlişkiler’, ‘Sensiz Olmaz’ ve ‘Kraliçe’ gibi iyi filmlere imza atan İngiliz yönetmen Stephen Frears’ın en iyi işlerinden biri diyebiliriz.

DUYGU SÖMÜRÜSÜ VE İSTİSMARDAN UZAK

Dört dalda Oscar için yarışan, pek çok ödül kazanan ve İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen ‘Umudun Peşinde’ (Philomena), gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanmasının verdiği avantajları da kullanarak izleyicinin derinine işlemeyi başarıyor.
Filmin başrollerinde 80’e merdiven dayayan usta aktris Judi Dench ile yetenekli komik adam Steve Coogan var.
Philomena rolündeki Judi Dench muhteşem.
Anneden koparılan çocuk konusunun ağır dramını duygu sömürüsünden, istismardan uzak durarak anlatan bir film, Umudun Peşinde.
Haftanın en iyilerinden.