Obezite arttıkça diyet çeşitleri çoğalıyor

Güncelleme Tarihi:

Obezite arttıkça diyet çeşitleri çoğalıyor
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2005 01:41

Kilo alma son yılların en önemli sağlık sorunlarından biri. Diyet yapanların fazla zorluk çekmeden kilo verme arzuları, her yıl binlerce yeni diyetin piyasaya çıkmasıyla sonuçlanıyor. Konunun uzmanları tarafından birçoğu ‘şarlatan diyetler’ olarak tanımlanan bu diyetler arasında, bir rekabet yaşanıyor. Ve ciddi rant kavgaları ortaya çıkıyor.

Obezitenin en yaygın olduğu ülke olan Amerika’da her yıl birçok yeni diyet piyasaya çıkıyor. Amerika’da doğan bu diyetler kısa bir süre sonra yayılarak, dünyadaki diğer kilolu insanlar için de bir umut ışığına dönüşüyor. Moda diyetler, hemen arkasından o diyetlerle ilişkili hazır diyet ürünlerini, kilo vermeyi hızlandırıcı besin desteklerini ya da besinlerini ortaya çıkarıyor.

Diyet yapanların çoğunun fazla hareket etmeden, yediklerinden kısmadan kilo vermeyi arzulaması, bu mucize diyetlerin, ilaçların ya da yağ eriticilerin büyük ilgi görmesine neden oluyor. Bu işle bilimsel olarak ilgilenen akademisyenler, bu diyetlerin ve ürünlerin birkaçı hariç hiçbir etkisi olmadığını söylese de, bu işi geliştirerek diyet programları ve ürünlerinden para kazanmak isteyenler için bu büyük bir endüstri. Amerika’da diyet endüstrisinin değeri milyar dolarla ölçülüyor. Moda diyetleri hazırlayanlar çok kısa sürede büyük rakamlar kazanıyorlar.

Her yeni diyetin ömrü altı ay

Fazla kilolu insanların yeni diyet arayışlarının son bulmaması, her yıl yeni diyetlerin piyasaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri. Kilolu insanlar doğru ve bilimsel bir çözüm bulmak yerine daha süratli ve daha kolay zayıflamalarını sağlayacak bir yöntem arıyorlar.

Bu nedenle de Amerikalılara bir diyet en fazla 6 ay dayanıyor. 8-10 diyet haricinde Amerika’da bir yıldan daha uzun konuşulan diyet yok denecek kadar az. ‘Şarlatan diyetler’i yaparak kilolarından kurtulmak isteyenler, 3 ay içinde verdikleri kiloları geri alıyorlar ve hemen yeni diyet arayışına giriyorlar.

Biraz daha akla yatkın sonuçları olan ve arkalarında ciddi bir halkla ilişkiler sektörü oluşturan diyetler ise daha uzun süre gündemde kalmayı başarıyor. Aslında bu diyetlerin hepsinin son cümlesi aynı: ‘Daha az yiyin ve daha çok hareket edin.’

Aslında ekonomik bir savaş

Moda diyetlerle, başta Amerika, Avrupa ve bizim ülkemizde sadece yeni şişmanlar, daha çok büyüyen kalçalar, daha irileşen göbekler ve popolar elde ediliyor. Moda diyetlerden ne tıbbın, ne de hastaların kazandığı birşey yok. Buna rağmen sektörün büyüklüğü bu diyetlerin arkalarındaki güçleri kullanarak, aralarında ciddi sürtüşmeler yaşamasına neden oluyor.

Diyetler arasındaki savaş ekonomik bir savaş. Bu diyetleri hazırlayanların benimsediği yaklaşım ise ‘Benim diyetim sağlık kazandırıyor’ değil, ‘Ben daha kolay ve hızlı kilo verdiriyorum’ oluyor.

Üzülmemiz gereken en önemli taraflardan biri de, bu diyetlerin çok azının doktorlar tarafından hazırlanmış olması. Amerikalılar her yıl yeni bir diyeti kucaklıyor, onu aylarca tartışıyor, uyguluyor, işe yaramadığını anlıyor ve sonra yeni bir diyete saldırıyor.

Şansı biraz fazla olan, biraz fazla gündemde kalma imkanı bulan, moda olup da klasikleşme yoluna doğru gitmeyi sağlamış olan diyetler, doktorların diyetleri. Atkins diyeti, Ornisch diyeti, Pritikin diyeti doktorlar tarafından hazırlanmış sayılı diyetlerden birkaçı. Bu diyetleri ‘şarlatan diyetler’ arasında saymasak da, yine de bunlar problemli diyetler.

Kilo vermeden önce doktora görünmek gerekir

Bir diyetten medet uman bir kişinin bu şekilde sadece geçici bir kilo kaybı sağlayacağını bilmesi gerekir. Aynı şey sadece egzersiz yaparak kilo vermeyi hedefleyenler için de geçerlidir. Kilo vermek bir takım çalışmasını gerektirir. Obeziteyle savaş esas olarak bir tıp organizasyonudur. Doktor, diyet uzmanı, egzersiz fizyolojisti, psikolog dörtlüsünün diğer tıp dallarından uzmanları alarak yaptıkları bir organizasyondur. Burada doktorun, diyet uzmanının, egzersiz fizyolojistinin ve psikoloğun görevlerinin ne olacağı, hastanın nasıl şişmanladığı ve neden şişmanladığıyla yakından ilgilidir.

Hareket eksikliğinden şişmanlayan bir hastada egzersiz fizyolojistine, yeme davranış bozukluğundan şişmanlayan bir hastada psikoloğa, metabolik bir bozukluktan dolayı kilo alan bir hastada doktora, besin kompozisyonlarındaki bilgisizlik yüzünden kilo alan bir hastada beslenme uzmanı ana rolü oynayacaktır.

Bu görev dağılımını mutlaka bir doktorun oluşturması gerekir. Kilo verme sadece kozmetik amaçlarla yapılıyor ve kilo verme 2-3 kiloyla sınırlandırılıyorsa ise bir doktorun bulunması şart değildir. Bu basit prensip dışında kilo verme çalışmalarında mutlaka bir doktora görünmek gerekir. Zira kilo vermenize engel olacak tıbbi bir sorununuz olabilir, kilonuz bir hastalığın ilk işareti olabilir, kilo vermeniz herhangi bir tıbbi hastalığı daha ağırlaştırabilir ya da bu tıbbi sorun nedeniyle ne yaparsanız yapın kilo veremiyor olabilirsiniz.

Şişmanlık fazla vücut yağı nedeniyle ciddi şekilde aşırı kilolu olmaktır. Kilo yerine, vücut yağı sağlığın daha iyi bir göstergesidir. Sağlıklı yetişkinlerde kabul edilebilir vücut yağı düzeyleri erkeklerde yüzde 18-25; kadınlarda yüzde 25-30 arasında değişmektedir. Tartı cihazlarının üzerine çıkmanız size kilonuzun ne kadarının yağ olduğunu ya da bu yağı nerede taşıdığınızı söylemez. Oysa bu faktörlerin her ikisi de sağlık risklerini belirlemede tek başına kilodan çok daha önemlidir. Vücut yağı analizinin anahtarı, güvenilir tahmin yöntemleri kullanan eğitimli profesyonellerdir. Kilo, sağlık riskini belirlemek için daha yaygın olarak kullanılır. Çünkü kilo ölçümü vücut yağından daha kolay ve daha ucuz bir yöntemdir.

Beden kitle indeksiniz

1998’de Ulusal Sağlık Örgütü tarafından, aşırı kilo ve şişmanlık için beden kitle indeksine (BKÜ) dayanan yeni bir sınıflandırma sistemi oluşturuldu. BKİ hem kilonuz hem de boyunuzla belirlenen bir formüldür. 18.5-24.9 arası bir BKİ en sağlıklı olarak değerlendirilir. 25-29.9 arası BKİ’ye sahip olanlar ise şişman olarak düşünülmektedir. Eğer BKİ’niz 25 ya da daha fazlaysa, kilo vermek sağlığınızı geliştirebilir. Fazla kilolara bağlı hastalıklara ilişkin riskinizi azaltabilir. BKİ’niz sağlıklı 19-24 arasına düşüyorsa, kilo vermenizin bir sağlık avantajı yoktur. Dengeli ve besleyici bir diyet uygulamak, düzenli fiziksel aktivite yapmak gibi sağlıklı alışkanlıklarınızı koruyarak bu aralıkta kalabilirsiniz. En az her iki yılda bir BKİ’nizi yeniden değerlendirin ve herhangi bir yönde belirgin bir değişiklik olduğunu görürseniz doktorunuzla ya da danışmanınızla konuşun. Eğer BKİ ölçünüz 19’un altına denk geliyorsa, büyük olasılıkla düşük kilodasınızdır. Kilonuzu ve sağlığınızı değerlendirmesi için doktorunuza danışın.

Bel çevreniz kaç santim

Bel ölçünüz, kiloyla ilişkili sağlık risklerinizi belirlemede yararlı olan bir diğer ölçüdür. Artan vücut yağınızın çoğunun nereye yerleştiğini belirtir. Karın bölgeniz etrafındaki yağ birikimi fazla ise koroner arter hastalığı, yüksek kan basıncı, felç, diyabet ve çeşitli kanser tiplerine olan riskiniz fazladır. Karın ve göbek bölgenizde çok fazla kilo taşıyıp taşımadığınızı belirlemek için belinizi ölçün. Her bir kalça kemiğindeki en yüksek noktayı bulun ve bu bölgenin üzerinden ölçüm yapın. Erkeklerde 102 cm’yi, kadınlarda 88 cm’yi geçen ölçümler artan sağlık risklerine işaret etmektedir. Eğer 25 ya da daha yüksek BKİ’ye sahipseniz riskiniz daha fazladır. Bel ölçünüz ne kadar fazla olursa, sağlık riskleriniz daha fazladır. Bel ölçünüz ne kadar fazla olursa sağlık riskleriniz de o kadar fazla olur.

Riskli bölge karın

Karın bölgesinde yağ birikme miktarı, vücudun herhangi bir bölümünde, diğer yağlara oranla çok daha yüksek bir sağlık riski oluşturmaktadır. Yağlar karın bölgesinde ya organlar çevresinde birikmekte, ya karnın arka bölümünde, böbrek çevresinde ya da cilt altında toplanmaktadır.

YARIN MODA DİYETLER MERCEK ALTINDA

DİYET SAVAŞLARI 1

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU


Derleyen: Ayça BARUT
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!