Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2008 00:00
Çocuklardaki obezite giderek büyüyen bir sorun. Obezitenin sıklıkla görülmeye başladığı yaş ise 6-7. Bu yaşta vücutta fizyolojik olarak yağ dokusu artıyor. İhtiyaçtan fazla alınan kaloriler yağ dokusuna dönüşüyor. Dolayısıyla obeziteye yol açıyor.
Çocukluktaki obezite, tip 2 diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, yüksek kan yağları gibi ileri yaş hastalıklarına çocuk yaşta davetiye çıkarıyor. İstanbul’da yapılan 47’nci Avrupa Çocuk Endokrinolojisi Kongresi Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, "Ergenlik döneminde de çok dikkat edilmeli. Ergenlik döneminde fazla kilolarından kurtulamayan çocukların yüzde 70’i hayatlarına obez olarak devam ediyor" diyor.
Çocuklardaki obezite, aynen yetişkinlerdeki gibi estetik bir sorun olmanın çok ötesinde. Obezite sıklığı arttıkça, buna bağlı metabolik sendrom, hipertansiyon, tip iki diyabette artış gözleniyor. Prof. Dr. Büyükgebiz, "Örneğin tip 2 diyabet, 10 yıl öncesine göre çocuklarda yüzde 5 daha sık görülüyor. Obezitede, kandaki glükoz seviyesini düzenleyen ve vücut hücreleri tarafından enerji olarak kullanılmasını sağlayan insüline karşı direnç gelişiyor. Bunun sonucunda da daha çok insülin salgılanıyor. Dolayısıyla bir kısırdöngü gelişiyor. İnsülin direnci kan şekeri yükselmesine ve dip 2 diyabet ve metabolik sendrom oluşması kaçınılmaz oluyor" diyor.
Obezite çocuklarda başka fizyolojik sorunlara da zemin hazırlıyor. Kan lipitlerinde bozukluk, yüksek kolesterol, kalp ve böbrek sorunları, vücuttaki fazla yüke bağlı olarak gelişen ortopedik sorunlar, uykuda nefes durması, astım gibi. Prof. Büyükgebiz obezitenin çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerine de dikkat çekiyor: Genellikle içe kapanık, çevreyle ilişki kuramayan, beğenilmeme duygusu ağır basan, kendine karşı güvensiz oluyorlar. Bu psikolojik sorunlar, ergenlik çağındaki obez çocuklarda sık görülüyor.
TÜRKİYE’DE OBEZİTE SIKLIĞI YÜZDE 12-20Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan araştırmalara göre çocukluk çağında obezite sıklığı yüzde 12-20. İstanbul’da orta ve üst ekonomik seviyedeki çocukların devam ettikleri okullarda yapılan bir araştırmaya göre 10-12 yaş grubunda yüzde 30’lara varan oranda obezite saptandı. Prof. Dr. Büyükgebiz, "Obezite her iki cinstte görülüyor. Ancak kızlarda özellikle ergenlik döneminde salgılanan östrojen hormonu hem iştah açıcı hem de su ve yağ toplayıcı. Adet döneminde yağlanma ve kilo artışı en yüksek seviyeye ulaşıyor. Bu nedenle kızlarda obezite görülme riski erkeklerden daha fazla" diyor.
AVRUPA’DA BOY VE KİLO DA OKUL KARNESİNE GİRDİ Avrupa Çocuk Endokrin Derneği (ESPE) Genel Sekreteri Prof. Dr. Francesco Chiarelli, çocuklarda görülen tip 1 diyabet hastalığı yanında, şişmanlıkla direkt ilgili olan, ileri yaş hastalığı tip 2 diyabet hastalığında da artış gözlendiğini söylüyor.
Prof. Chiarelli, "Bu çocuklara tedavinin yanında
diyet ve egzersiz yaptırılmalı" diyor. Avrupa Çocuk Endokrin Derneği Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Jean Claude Carel ise; "Obezite Avrupa Birliği ülkelerinde giderek artıyor, önlem almak için hükümetler çalışmalar yapıyor. Araştırmalar obezite sıklığının ülkenizde de arttığını gösteriyor. İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinde karneye kiloyu yazma uygulamasanının yanında çocukların televizyonu çok seyrettiği saatlerde fast-food yiyecek reklamı konmaması gibi başka önlemler de alınıyor. Obeziteye karşı hem birey hem aile hem de hükümetler önlemler almak zorunda" diyor.
Tombul bebek de riskliToplu ve gürbüz bebekleri seviyoruz. Çocukları şişmanlatıyoruz. Halbuki bu daha sonraki yaşlarda şişmanlığın alt yapısını oluşturuyor. Bebeklerdeki şişmanlık, "Nasıl olsa yürüyünce zayıflayacak" denilerek önemsenmiyor. Sorun devam ederse, "Okula gidince zayıflar" diye düşünülüyor. Sorunun gelecekte çözüleceğine dair umut ve beklentiler besleniyor. Halbuki 0-2 yaş arasında obez olanların yüzde 10-20’si oyun çocuğu dönemi olan 6-10 yaş arasında da obez. Bunların yüzde 40’ında, bir sonraki yaş döneminde (11-17 yaş) de obezite devam ediyor. Ergenlikten, erişkin yaşa obeziteyi taşıyanların oranı ise yüzde 70.
MÜCADELE İÇİN YAPMANIZ GEREKEN 10 ŞEY75 ülkeden 2 bin 500 bilim adamının katıldığı 47’nci Avrupa Çocuk Endokrinolojisi Kongresi’nde çocuklarda obeziteyle savaşılması için aile, okul, eğitim ve sağlık sistemlerinin üzerine düşen görevler tanımlandı. İşte konsensüs sağlanan maddeler:
Çocukların haftada bir kez fast-food yemesine izin verilebilir,
Çocuklar aileleriyle
yemek yemeli. Öğünler dışında yemek yememeli,
Az ve sık yani 3 ana, 3 ara öğün yemeliler. Uzun süre aç kalmamalılar, öğün atlamamalılar,
Porsiyonlarını küçültün, Şekerli içeceklerin tüketimini kısıtlayın, süt tüketimine ağırlık verin.
Mutlaka kahvaltı etmeliler,
Çocukların televizyon ve bilgisayar başında günde iki saatten fazla kalmalarına izin verilmemeli,
Okul kantinleri kontrol edilmeli. Ketçaplı, mayonezli aşırı kalorili gıdalara izin verilmemeli.
Çocukların çok televizyon izlediği zamanlar abur-cubura özendirici reklamlar konmamalı,
İngiltere’deki gibi çocukların karnesine kilosu ve boyu da işlenebilir.
Okullarda beden eğitimi dersinin süresi artırılmalı.
Kantinler şişmanlatıyorOkullarda tencere yemeği çıksa da çocuklar ve ergenler kantinlerindeki hamburger, pizza, sandviç,
kalori değeri yüksek, beslenme değeri düşük yiyecekleri, çikolata, kolalı içecek ve meşrubatları tercih ediyorlar. Bu nedenle kantinlerin sınırlandırılması lazım. Kantin varken, çocuklar yemekhanede yemek istemiyorlar. Birçok okulun yemek listeleri iyi hazırlanmıyor. Örneğin her gün tatlı veriyorlar. Diyet listelerinin tek hedefi kalori değerini tutturmak. ’Çocuk okulda zayıflamamalı’ diyorlar, anne-babaları mutlu etme kaygısı taşıyorlar. Halbuki menüler daha sağlıklı oluşturulmalı, seçenekleri bulunmalı. Çocuklar okullarda uzun süre kalıyor, bahçede, parkta, sokakta oyunla enerji harcayarak geçirebilecekleri zamanı, okulda hareketsiz geçiriyorlar. Buna karşı, örneğin spor zamanı uzatılıp spor olanakları artırılabilir.