Güncelleme Tarihi:
Haluk Bilginer’den boşandıktan sonra derin bir suskunluk dönemine giren Zuhal Olcay, artık sorulardan kaçmıyor, basın mensuplarının karşısına çok daha güleryüzlü ve cesur bir şekilde çıkıyor. "Nathalie" adlı tiyatro oyununun ardından "Geniş Zamanlar" dizisinde de aldatılan bir kadını canlandıran Olcay, geçtiğimiz gün düzenlenen basın toplantısında yine çok neşeli, yine çok rahattı...
n Yeni dizi projenizle başlayalım sohbetimize...
- Ayşe Kulin’in "Geniş Zamanlar" adlı hikayesinden yola çıkılarak yazılmış bir senaryo... Bir şekilde birçok sosyal sınıfa mensup karakterin yollarının kesiştiği bir hikaye bu... Ben dizide Ayla adında kent kökenli bir avukatı oynuyorum.
n Nathalie adlı tiyatro oyununda aldatılan bir kadını oynamıştınız. Bu dizide de yine aldatılan bir kadın rolündesiniz. Neden hep aynı karakter?
- Hikayelere baktığınızda konular zaten belli. İlişkiler, ihanet, intikam, öfke... Sonuçta ister istemez bu insanlık halleriyle yollarınız çakışıyor. Ama böyle bir rol için özellikle benim seçilmiş olduğumu kastediyorsanız ya da benim böyle bir projeyi kasıtlı olarak seçmiş olabileceğimi düşünüyorsanız, tabii ki böyle bir şey yok.
n Proje önünüze geldiğinde aklınızdan ilk ne geçti? Özelikle bazı şeylerle bağdaştırılıyor diye düşündünüz mü?
- Hayır, hayır... Öyle bir şey hiç düşünmedim. Gerçekten böyle bir şey yok.
n Canlandırdığınız karakterle özdeşleştiğinizi düşündünüz mü?
- Hayatımla özdeşleşen hiçbir yer yok bana sorarsanız... Gerçekten bu konunun altını çok fazla çizmenin bir anlamı yok. Ama sizleri de anlıyorum tabii.. Sormanız gereken soruları soracaksınız.
n Oktay Bey’le (Kaynarca) ilginç bir şekilde tanışmışsınız; bir ağaç tepesinde!
- Öyle mi?
n Elimizdeki senaryoda öyle yazıyor...
- Ben de Oktay’la ne zaman ağacın tepesine tırmanmıştım diye kara kara düşünmeye başlamıştım.
n Dizide aranızda nasıl bir aşk yaşanacak?
- O ilişkinin nasıl gelişeceğine yönelik hiçbir bilgim yok. Kaldı ki öyle bir ilişkinin gelişip gelişmeyeceğine yönelik bir bilgim de yok. Buraya gelip, karşınıza oturup da "Bakalım dördüncü bölümde ne olacak" gibi bir saçmalık yapmayacağım tabii, ama gerçekten bilmiyorum. Ağacın tepesi gibi bir sahne de hatırlamıyorum..
n 2006 sizin için nasıl geçti?
- 2006 yılı, şahsım için soruyorsanız eğer, çok çalışarak, çok yorularak geçti. İyi geçti ama tabii ki birey olarak dünyada olup biten olumsuzluklardan etkilenmemek söz konusu değil. Onun için siz sormadan söyleyeyim, 2007’de barış dolu bir yıl diliyorum. Bunu bilmiyorum yayınlar mısınız, umarım açlık grevinin sona erdiği bir 2007 başlangıcı yaparız. F tipi cezaevleri konusunda bu olanağı değerlendirmek istiyorum. Sorumlulara, görevlilere, konu ile ilgili tüm mercilere bu konu üzerinde düşünme çağrısında bulunuyorum... Gerekeni yapmalarını daha doğrusu...
n Konuyla ilgili çalışmalarınız var mı?
- Tabii ki desteğim oluyor... Özellikle sanatçılar olarak, düşünce özgürlüğü gibi konularda uzun yıllar DGM’de yargılandık. Yıllarca gittik geldik... Bu konularda bir sanatçı olarak, bırakın sanatçı olmayı düşünen, bu ülkede yaşayan aydın insanlar olarak hepimizin üzerine düşen çok büyük görevler olduğuna inanıyorum. Duyarlı olmak zaten görevimiz.
n 2007’den şahsi beklentileriniz neler?
- İşime gerçekten çok aşık bir insanım... Tabii ki sağlığı saymıyorum, o olmadan hiçbir şey olmaz. İşim yolunda olmadığı zaman ya da o alanda tatmin içinde olmadığımda kendimi hep eksik hissediyorum; hep biraz kırık, mahsun ve hüzünlü... Onun için işlerimdeki başarı benim için çok önemli. Severek yaptığım şeylerin içinde olmak çok önemli. E tabii insan başka ne ister? Mutlu olmak ister.
n Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- Şu anda düşünmüyorum ama bu konularda büyük laflar etmek bana hep saçma gelmiştir. Bilemezsiniz....
n 2006’da hafızanızdan silemeyeceğiniz şeyler yaşadınız mı?
- Şu anda aklıma gelmesini beklemeyin, çünkü, yanlış ya da gereksiz bir şey söylemek istemem. Öyle bir şey olsaydı hemen anımsardım zaten... Niye gülüyorsunuz; yok öyle bir şey! Neyi söylemeye çalışıyorsunuz, gerçekten benimle her şeyi konuşabilirsiniz.
n 2006 yılında hayatınızda çok önemli değişiklikler yaşadınız. Bunu hatırlatmak istedik...
- Ama şöyle bir şeyi karıştırıyorsunuz, o 2005’teydi... Uzun süren bir evliliğin sona ermesi, insan hayatında tabii ki önemli bir değişiklik... Ama bu 2005’teydi...
n Bunu sormaktan pek hoşlanmayacağınızı biliyorum, ama sormak zorunda olduğumuzun lütfen farkına varın... Bir isim ortaya çıktı; Ege Yazgan...
- Hayır, hayır, hayır...
n Tamam, tamam...
- Bunu hiç sormamış olun...
Ben kalabalık yaşayan bir insanım
n Peki Haluk Bey’in çocuğuyla ilgili konuşmak istiyorum. Kendisini tebrik ettiniz mi? Konuştunuz mu?
- Bunlar özel sorular ve izin verirseniz, saygı duyarsınız ya da duymazsınız ama ben bunları konuşmak istemiyorum.
n Çocuk özlemi yaşıyor musunuz?
- Benim bir tane kızım var zaten...
n Yeniden anne olmayı arzu ediyor musunuz? Belki yeniden evlenirsiniz...
- Tabii ki olur... Bir tane kızım var ve onu çok seviyorum.
n 2006 Zuhal Olcay için çok yalnız mı geçti?
- Yoo, ben çok kalabalık yaşayan bir insanım...