Güncelleme Tarihi:
1960’larda daha evlerde telefon, televizyon ve tabii buzdolabı yokken Çetin Akkaya’nın (50) babasının sattığı kalıp kalıp buz için herkes sıraya girerdi.
Akkaya, önceleri yedek parçacılık yaptı. Bir yurtdışı seyahatinde buz küplerinin poşetlerle marketlerde satıldığını görünce babasının işine eğilme kararı aldı. “İlk makinemi satın alıp Bomonti’deki bu imalathaneyi açtığımda babam bana deli gözüyle bakıp ‘Hayalperestsin. Kim alır torba buzu’ demişti. Fakat daha o zamanlarda evlere poşet buz sokmaya karar vermiştim bile. İlk makinem günde sadece 30 torba buz yapıyordu. Beyoğlu civarındaki tüm pavyon ve barlara götürüp buzlarımı gösterdim.”
Çetin Akkaya’yla bar sahipleri de dalga geçmişti en başta. Ama eşantiyonları gören barların tamamı ertesi gün poşet buz siparişi verdi. 10 barın hepsi torba buz isteyince 30 paket üreten makine bir anda yetmez oldu çünkü günlük talep 42’ydi.
“İnsanlar küp buz için otellere giderdi fakat bir anda talep bana döndü. Girişimci bir abim bana inanıp ABD’den alacağım buz makinesi için kefil oldu. Bir haftada iki makinem olunca talepleri karşılayabildim. 1985’te günde 300 kilo üretirken bugün tüm tesislerimde 100 tona yakın buz üretiyorum. İstanbul’da 55, İzmir’de 30 ton net üretimim var. En yakın rakibimse iki tonluk buz üretebiliyor.”
Çetin Akkaya’nın yeni projesi İstanbul Sultanbeyli’de üç dönüm araziye kuracağı yeni bir imalathane. Temeli atılan fabrikada 15 ton üretim kapasitesine sahip dört makine olacak. Buz konteynerleri taşıyan kamyonları da yakında hizmete girecek.
YAZIN ORGANİZASYONLARA RAMAZANDA PİDECİLERE
“Yaz ayları çok yoğun geçtiğinden bazı şeylerle yakından ilgilenemiyorum. Mayıs’tan beri eğlence sektörü sayesinde işler inanılmaz yoğun. Hatta geçen hafta beni görsen, tinerci derdin. Şu sıralarda da pastane ve fırınlar çok buz tüketiyor. Ramazanda pide fırınlarının tamamı hamur mayalamak için buz kullanıyor. Ama geçen ay kadar yoğun değiliz.”
Akkaya’nın firması, marina ve havalimanlarının da gözdesi. Havaalanlarında buz üretim tesisi bulunsa da yaz aylarında üretim, talebi karşılayamıyor. Günde 200 uçağın kalktığı Atatürk Havalimanı’nda buzun yetişmediği anlarda uçaklar rötar yaptırılıyor ve Akkaya Buz’dan takviye alınıyor: “Havalimanlarının günlük buz üretimi yaklaşık 8 ton. Buna rağmen bu aylarda yetiştiremiyorlar. Sadece küp ya da kırıntı buz değil yemeklerin altına koymak için de kuru buz alıyorlar. Kalamış Marina’ya haftada dört tondan fazla buz gidiyor. Ama Pendik ve Sağacık Seferihisar marinaları daha yeni ve Kalamış kadar buz tüketmiyorlar.”
MENTORUM RAHMETLİ SABANCI
20 yıl önce Sakıp Sabancı’yla Çiçek Pasajı’nda yemek yemiştim. Bana “Sen ne satıyon yeğenim” dedi. Buz sattığımı söylediğimde “Aferin, hiç olmayan bir şey bulmuşsun” dedi. Büyük patron olmayı o gün ondan öğrendim. Yanında bir tane bile güvenlik yoktu, halkın içindeydi. Bana, ”Egonu yok edersen büyürsün” demişti. O gün bugündür bir iş yaparken gocunmam. Hâlâ buz kalıplarını sırtında taşıyan gencim ben.
EVİME EN SON MAYIS’TA GİTTİM
Eskileri atamam. İki yıl önce elime bir merdiven geçti. Onu Bomonti’deki yazıhaneme monte etmek için zemini deldirdim. Alt kattaki boşluğu asma kat yaptırıp evimi buraya taşıdım. Yani atamadığım bir merdiven yüzünden ev yaptım kendime. Atamadığım çer çöp ne varsa hepsini bu eve koydum. Ama mayıstan beri de esas evime gidemedim.
Zaten gece uyumayıp makineleri kontrol ediyorum. Sabah araçlar dağıtıma çıkıp asistanlarım gelene kadar uyumuyorum. Sonra bir iki saat uykuyla işe devam ediyorum. Kızım sabah gelip işe başlıyor. Akşam o gidince de annesi geliyor. Boşluk buldukça birkaç saat uyuyorum.
Ama uyumam mümkün değil çünkü bir mekanın buzu biterse saat 4’te bile arayabiliyorlar. Şoför yoksa kamyona atlar giderim. Burada hem patron hem de jokerim. Elektrik tamiri de yaparım paspas da. Ağzında puroyla patron olunmaz.