‘O’nsuz bir 24 saate var mısınız?

Güncelleme Tarihi:

‘O’nsuz bir 24 saate var mısınız
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2005 17:49

“On sene olmuş, zaman ne çabuk geçiyor!” mu, yoksa “Aaa, o yokken biz ne yapıyormuşuz yahu!” mu diyeceksiniz bakalım? Düşünün ve kendiniz karar verin...

Milliyet’in hazırladığı minik ‘Tarihten bir yaprak’ kutucuğunda okudum, 10 yıl önce bugün (ben yazarken bugün, siz bu yazıyı yarın da okuyor olabilirsiniz) 23 Şubat 1994’te Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le ilk ‘cep telefonu görüşmesini’ yapmış.

Ulaştırma Bakanı Mehmet Köstepen’in kendisine hediye ettiği cep telefonunu alırken, Demirel küçüklüğünü ima ederek “Hepsi bu mu vereceenizin?” diye şaka da yapmış ve eklemiş “Türkiye bugün çok önemli bir şey kazanıyor!”

Acaba mı?

Fransa’da bir televizyon kanalı bir yarışma düzenliyor(muş): Birkaç evdeki televizyonu kaldırıyorlar, sonra ev sakinlerinin ‘televizyonsuz nasıl yaşadıklarını’ daha doğrusu ‘ne hale geldiklerini’ izliyor, izlettiriyorlarmış...

Siz de, bu 10 senede (aslında 10 senede değil, ilk bir iki senede) hayatımızda ne kadar vazgeçilmez bir yer aldığını test etmek için (yerse) 24 saatliğine cep telefonunuzu kapatın bakın...

Yapamazsınız tabii ki, yapmanız gerekse, en az elli kişiye telefon edip ‘Yarın cebim kapalı olacak, ona göre...’ demeniz gerekir; 24 saat boyunca “Acaba annem nasıl? Acaba Melike okuldan döndü mü? Hüsnü alçağı kim bilir nerede, kiminle, ne haltlar karıştırıyordur!” diye pırpırlanır, huzursuz olursunuz...

Ki... bu bile cebin nasıl hayatımıza girdiğinin işaretidir.

Tuvalete giderken yanına alacaksın, çalar, fırlaman gerekir sonra; bakkala gazete almaya giderken yanına alacaksın, karın aklına gelir, şunu şunu da al der; metresin zart diye arayabilir diye 7 gün 24 saat üç bucuk atacaksın, gözün telefonda olacak, akşam eve gelirken kayıtları sileceksin... değil mi Remzi’ciğim?

Bence, senenin bir günü (sigarasız gün gibi, arabasız gün gibi, sahi televizyonsuz gün var mı?) CEP’SİZ GÜN ilân edilmeli...


Not-1: “Vay be, 10 sene ne çabuk geçmiş” diye dertlenirken, acaba “Ama bu arada Demirel’den ve Çiller’den kurtulmuşuz ya, sen ona bak!..” diye teselli bulan kaç kişi çıktı acaba?

Not-2: İyi ki gazeteci olmuşum, mühendis olmamışım, 2005-1994=10 şeklinde bir denklemle yaptığım köprüler çökerdi. (Uyrılara teşekkürler!)

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!