O nine, tu guinches?

Güncelleme Tarihi:

O nine, tu guinches
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2003 15:29

Aix-en-provence, Fransa’nın en “burjuva” kentlerinden biridir. Zengini çok zengin ve züppedir. Herkes fakülteye yürüyerek, yahut dökülen bir mobiletle giderken, kupe BMW’sini kapıya park edenleri, Jaguarlı şoförün açtığı kapıdan inenleri bilirim. Bazı kafeler ve kulüpler vardı ki, tipinizi beğenmezlerse – yani (1) Koyu esmer demek ki Arap’sanız, (2) Uzun saçlı ve blucinli demek ki solcuysanız – en iyi şartlarda servis yapmazlar, ısrar ederseniz sille tokat kapı dışarı ederlerdi.

Haberin Devamı

Allah için Türkler’e pek bulaşmazlardı. Bunun da iki sebebi vardı :

(1) Türkler’i Araplar kadar “barbar” bulmazlar
(2) Zaten bulsalar da Türkler’den tırsarlardı.

Türkler’in nedense (!) kötü bir şöhreti vardı. Bir iki anekdot anlatırım bir ara.

Lafı uzatmayayım, canım ciğerim Melih arkadaşımla bir gece, şık bir diskoya gitmeye karar verdik. (Çukulatalı Ekmek filmini gördünüz mü? Oradaki İtalyan işçisi gibi sınıf atlamaya karar vermiştik zahir.) Maksat “elimizin ermediği kızlara sarkmak.” Ama benimkinin sağı solu belli olmaz, Aix'li gençliğin züppeliğine kafası atar, terso bir iş yapar diye, uzun uzun tembih ettim önceden:

- Bak Melih, bu akşam gideceğimiz disko çok züppe yer, o kızlar çok havalıdır, kendimizi ağır satmamız lazım, gözünü seveyim...

Şıklaştık, saçı, sakalı, façayı düzelttik ve, sanki her akşam bu şık ve pahalı kulübe gidermişiz gibi, girdik kapıdan. Nasıl bizi bıraktılar içeri, unuttum. Bir müddet sonra, yan masada oturan kızları gözümüze kestirdik. Gözle kesişme safhasından sonra, anladık ki artık “harekete geçmemizi” bekliyor kızlar.

Haydi bismillah, kalktım, ama yine fısıldadım benimkinin kulağına, “Bana bak, aman ha, ağır takılıyoruz unutma...”

Melih önden yürüdü, yandaki masada oturan, Allah için ilik gibi ve üzerinden şakır şakır zenginlik akan kızlardan birinin kulağına (diskonun sesini bastırabilmek için) eğildi ve
en aşağılık argo ve mümkün olan en kaba Marsilya ağzıyla :

- Ô nine, tu guinches ?

dedi!

Yani “Bir dans attıralım mı paçoz?”

Ben de ikinci kıza doğru eğilmiş bulundum. Ama kızların yüzündeki dehşet ifadesini görünce, herşeyin bittiğini anladım. Aldo Maccione gibi, 45 derece öne eğik vaziyette, fiyakayı hiç bozmadan topuklarımın üzerinde geriye döndüm ve hesap istedim.

Bizim çulsuz-yabancı-öğrenci halimize bakmadan, Aix sosyetesine sızma operasyonumuz da böylece, sağolsun Melih sayesinde, Bush’un Irak seferine döndü. Diskoda “şok ve dehşet” yaşamadan tüydük.

*

Şimdi gençler diyecekler ki, iki kızı dansa kaldırmak için niye bunca zahmet?

Biz adab-ı muaşeret kurallarını amentü bellemiş bir neslin çocuklarıydık. Türkiye’nin, tamam, (68 sonrası) “özgürlüğünü ilan etmiş” ilk kuşağıydık ama, genlerimizde hâlâ anne  babamızın “adab-ı muaşeret kurallarını” taşıyorduk.

O ne ki ne? öyle mi?

Buyrun, İnkılap Kitabevi'nin 1940 basımı Modern Adab-ı Muaşeret kitabından bir alıntı :

Dansta Erkek Nelere Dikkat Etmelidir ?

- Takdim edilmeden bir kadını dansa kaldırmayınız.
- Daima ve hele sıcak havalarda mutlaka eldivenle dans ediniz.
- Göz işareti ile, baş sallayarak, el kaldırarak dansa kaldırmak ayıptır.
- Dansa kaldırmak için kadının yanına kadar gitmek ve evli ise bizzat kendinden, bir genç kızsa, büyüğünden müsaade alarak dansa davet etmek lazımdır.
- Dansa, önünü ilikleyerek, davet olunur.
- Danstan sonra kadının eli öpülmez.
- Dansı yapınca kadını yerine kadar götürmek ve hürmetle ve hafifçe eğilip selamlamak lazımdır.
- Dansta kadın belinden tutulmaz, kucaklanmaz, çok sıkılmaz, kendine çekilmez, saç saça, baş başa, yüz yüze, yanak yanağa gelinmez.
- Kocalı kadınlarla kocası orada iken manidar olacak konuşmalar caiz değildir.
- Bir kadını arkadaşlara gösteriş yapmak için alet etmek terbiyesizliktir.
- Kadını fazla konuşturmak, döndürmek, sarsmak, eğmek velevki dans icabı da olsa muaşeretsizliktir.
- Gebe kadın dansa kaldırılmaz.
- Ailenin bir hatası yüzünden gelmiş olan (18) yaşından aşağı mektepli kızlar, çocuklar dansa kaldırılmaz.
- Alay ve şaka için çok ihtiyarlar dansa kaldırılmaz.
- Mütemadiyen dansa kaldırmayınız.
- Mütemadiyen aynı kadınla dans etmeyiniz.
- Dans etmeden önce kadının el uzatmasını bekleyiniz.
- Dansı yarıda bırakmayınız.
- Bilmediğiniz dansa kalkmayınız.
- Damınıza büfeden ikram ediniz. Fakat bunda da ifrata gitmeyiniz.
- Banyo yapmadan dans etmeyiniz.
- Size emanet edilmiş damı zamanında evine döndürünüz.
- Kadını terletmeyiniz, müşkül vaziyetlere sokmayınız, dans ederken kahkahayla gülmeyiniz, hızlı konuşmayınız, kavga etmeyiniz.
- Dans ederken pek laubali hareket, ihmalkar tavır çok ayıptır. Karınız, kızınız veya böyle çok yakınlarınızdan biri dahi olsa; dikkatle, ihtimam ve itinayla dans etmek terbiye icabıdır.

*

Bilmem ki, neden uyum zorluğu çektiğimizi anlatabildim mi?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!