O doyumsuz kartellerin halka ödettiklerini iyi biliyoruz

Erdoğan, Rekabet Kurumunun 10’uncu Yıl Sempozyumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, kişi başına milli geliri 2013 yılında 10 bin dolar seviyesine çıkartmayı hedeflediklerini söyledi. Bu hedefin yakalanacağını belirten Erdoğan, "Yeter ki biz azmedelim, dayanışma içinde olalım, gayret içinde olalım. Nasıl şurada 4 yıl içinde 2 bin 598’den 5 bin 477’ye gelmişsek, önümüzdeki 5,5-6 yıl içerisinde de 10 bin dolara ulaşırız. Artık kar topunu oluşturmuyoruz. Artık kar topunu bir çığ haline getirmenin gayreti içerisindeyiz. Büyük ve güçlü bir ülkeyiz. Buna inanıyorsak kişi başına milli geliri 13 bin dolara çıkartırız. Türkiye’yi çok daha ileriye taşıyacak her türlü imkana ve kaynağa sahibiz. Yeter ki istikrar ve güven ortamını muhafaza edelim. Yeter ki milletimiz ve devletimiz ileri ufuklardan gözünü ayırmasın" dedi.

EMİN VE KARARLIYIZ: Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde emin ve kararlı adımlarla ilerlediğini belirterek, Türkiye’de hayat standartlarını üst seviyeye çıkartma gayretinde olduklarını dile getirdi. Halkın mümkün olan en iyi şartlarda hayatını sürdürmesini istediklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

RAKİPLERİNİ SİNDİRENLER: "Rekabet konusunda da ’Ben büyük şirketim, ben güçlü şirketim, ben ne dersem o olur’ demeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu anlayış hizmet odaklı bir anlayış değildir. Bu anlayış hak, hukuk dairesi içinde de bir anlayış değildir. Bunu denetleyemezsek, bunu kontrol edemezsek birileri kırarak, dökerek, mağdur ederek alabildiğince zenginleşir, birileri de fakirleşir. Tekellerin, kartellerin bu ülkeye geçmişte dayattıklarını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Onların 70 milyona ödettiği maliyeti gayet iyi biliyoruz. Bir gecede yüzde 8 bin faizle kimlere neler aktarıldığını, yüzde 5 bin faizle neler aktarıldığını, faaliyet dışı gelirlerle nasıl bütçeler oluşturulduğunu gayet iyi biliyoruz. Ama bakınız bu dönemde bütçelerde faaliyet dışı gelirler yok. Artık yatırım, istihdam, üretimle ülke itibarına itibar kazandırmak var. Eğer o maliyetler ödenmeseydi, o doymak bilmeyen adamların imtiyaz talepleri değil de milletimizin adalet talepleri karşılansaydı bugün çok daha ileri noktalarda olurduk. Piyasayı, pazarı susturup rakiplerini sindirip haksız bir rekabet ortamı oluşturanları gayet iyi hatırlıyoruz. Serbest piyasa kurallarını kötüye kullanarak Türkiye’nin ekonomik gelişimini sekteye uğratanları da iyi hatırlıyoruz."

Öcülerden kurtuldukça ekonomi de büyüdü

TAYYİP Erdoğan, işin felsefesine inilmesi halinde rekabetin çok sevimli bir kavram olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Ama o, o tanımı içerisinde yakaladığımızda çok sevimli bir kavram. Rekabeti sadece ekonomide mi değerlendireceğiz? Niçin rekabet? Aslında rekabet, yaşamın her alanında yaşanır. Bilimde, sporda rekabet... Eğer bu rekabet kavramını içeriğiyle kavrayabilirsek, çok sevimli ve kazandıran bir kavram. Türkiye ise bunu yakaladığı andan itibaren muasır medeniyet seviyesinin üstüne bu anlamda çıkacaktır. Türkiye ekonomisi bugün, Avrupa’nın en büyük ekonomisi haline gelmiştir. Bu, açık, şeffaf, güven veren istikrarlı politikaların uygulanması ile oldu. Türkiye her alanda yasaklarından, korkularından, öcülerinden, zincirlerinden kurtuldukça ekonomi de bu oranda atılım göstermiştir."

Rekabet Kurumu’ndan ’özel tekel’ uyarısı

REKABET Kurumu (RK) Başkanı Mustafa Parlak, özelleştirme sonrası düzenleyici müdahalenin önemli olduğunu söyleyerek, "Aksi takdirde kamu tekellerinin özele tekellere dönüşmesi ihtimali ortaya çıkar" dedi. Parlak, rekabet kurallarının etkin uygulanmadığı piyasalarda aksaklıkların ortaya çıkacağınu vurguladı. Rekabet mevzuatına aykırı piyasa aksaklıklarının, yabancı sermayeyi caydıran bir güvensizlik unsuru olduğunun belirten Parlak, gelişmekte olan ülkelerin yabancı sermayeyi çekmek için teşvik ve imtiyaz verdiğini hatırlattı. Yabancı sermaye açısından, siyasi ve ekonomik istikrarlae işleyen hukuk sisteminin önemli olduğunu belirten Parlak, 10 yıldır uygulanan Rekabet Yasası’nın da değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.