Güncelleme Tarihi:
TAMER KARADAĞLI - ARZU BALKAN (FOTO-GALERİ)
TAMER KARADAĞLI VE KIZI ZEYNO (FOTO-GALERİ)
Sizce bugün televizyondaki oyunculuk sektörü ne durumda?
- Bunu değerlendirecek merci ben değilim. Kimsenin oyunculuğunu eleştirmek istemem. Televizyondaki oyunculuk tamamen ticari bir şeydir, sanatsal değeri yoktur. Ama tiyatroda sanatsal öğeler aranır, oyuculuk değerlendirilir. Sinemada da değerlendirme yapılabilir. Ben de televizyonda sanat yapmıyorum, iş yapıyorum.
Sizce herkes her rolü oynayabilir mi?
- Ben bir işe başlayacaksam, onun yönetmenine, kanalına, prodüksiyonuna bakarım. Herkese başrol oynatılabileceğine inanıyorum ama herkesin lokomotif olabileceğine inanmıyorum.
Türk sinemasının durumunu nasıl görüyorsunuz?
- Türk sineması kapalı bir kutu. Ya Nuri Bilge Ceylan ya da Recep İvedik var, ortası yok. Ortasında ciddi bir boşluk var. Bunun doldurulması lazım. Neticede her malın alıcısı var. “Üç Maymun”u da, “Recep İvedik”i de izlemek isteyen olacaktır. Önemli olan, alıcıyla buluşulması.
7 BÖLÜM SÜRER DEDİLER 70. BÖLÜMÜ ÇEKİYORUZ
“Çocuklar Duymasın”, uzun bir aradan sonra ekrana döndü. Haluk artık olgun bir baba...
Bu tespit çok doğru, bunu çok söyleyen oldu. Dizi bu sefer daha gerçek, çünkü çocuklar büyüdü. Karikatüre izin vermiyoruz dizide, her şey hayat kadar gerçek. Birçok ailede yaşanan güncel olayları işliyoruz. Anne ve babalar için çocuklar hiç büyüyemez. Annem bu yaşımda hâlâ bana “Sıkı giyin, üşütme” der mesela. Zeyno da ne kadar büyüse de benim için hep çocuk olarak kalacak. Bu dizi 25 sene bile sürebilir. Çocukla evlenir, diziye torunlar girer falan filan. Birol Güven’in çok korkunç bir tespiti var; sekiz dizide ensest ilişki, dördünde tecavüz var. Bu ortamda “Çocuklar Duymasın” sığınılacak liman durumunda. İnsanların ailece izleyebilecekleri dizilere ihtiyaç var. Dizinin yeniden yayınlanmasının düşünüldüğü dönemde gelen yorumlar beni şaşırttı. Bu dizinin tutmaması için her şey yapıldı. “7 bölüm sürer” dediler, 70’inci bölümü çekiyoruz neredeyse. Bir de sadece oyuncular değil, tüm ekip ekmek yiyor diziden.
KIZIMIN ÇOK AKILLI BİR ANNESİ VAR
Özel yaşamınızı değerlendirmenizi istesek, neler söylersiniz?
- Ben hayatın inişli çıkışlı olduğuna inanıyorum. Bir şeyler darmadağın olmadan toparlanamıyor. Her zaman öyle olmak zorunda değil tabii ama insanın başına her şey gelebilir. Yaptığımız meslek çok göz önünde. “Aman hakkımda hiçbir şey yazılmasın, şu söylenmesin” demek gerçekçi değil. Sadece olgunlaştıkça bunları çok önemsemiyorsunuz. Mutlulukları küçük şeylerde bulmayı öğreniyorsunuz. Benim de şimdi en büyük mutluluğum, hayır diyemeyeceğim tek kişi kızım Zeyno. Evlilikler, birliktelikler bitebilir ama ebeveyn olmaktan vazgeçmek mümkün değil. Çocuğun gelişimi için dikkatli davranmak gerek. Kızımın çok akıllı bir annesi var. Arzu’yla (Balkan) biz ne kadar sorunlar yaşamış olursak olalım, kendi içimizde çözmeyi başardık. Bunun yanında ayrılık çocuk söz konusu olduğunda bir kenara atılmalı, biz bunun bilincindeyiz. Çocuk pazarlık konusu olmaz, olmadı da. Öyle şeyler görüyoruz ki, kanımız donuyor. Çok vahşi ayrılıklar yaşanabiliyor.
AYRILIK DÖNEMİNDE ARZU SAĞLAM DURDU
Ayrılıklar hakkında söyleyeceğiniz bir şeyler var mı?
- Bir insanın kumaşının kalitesi, ilişkisi bittiğinde ortaya çıkıyor. Hava günlük güneşlik, her şey toz pembe iken, ayrılık günü geldiğinde eteklerdeki taşlar dökülüyor. Hele göz önünde olan insanlar bir anda çok çirkinleşebiliyorlar. Birbirleri hakkında her şeyi konuşabiliyorlar. Bunlar bana göre değil. Ben beraber olduğum kadınların arkasından konuşmadım. Bu aile terbiyesiyle ilgili, ben anamdan babadan bunu gördüm. Aksi bana ters geliyor. Ben eşimle, sevgilimle ne yaşarsam yaşarım, kimseyi ilgilendirmez. Bir dönem birliktelik yaşadığım insan hakkında hiç konuşmam, hele basın önünde hiç konuşmam. Basın yazar, yorum yapmak bana yakışmaz. Ben güzel şeyleri hatırlamak isterim.
Arzu Hanım’la karşılıklı iki sitede oturuyorsunuz. Kızınız Zeyno için evleri ikici kez birleştirmeyi düşünür müsünüz?
- Valla şu anda bunları çok fazla konuşmuyoruz, birlikte vakit geçiriyoruz. Yarın öbür gün belki olur, belki olmaz. Olgunlaşmamızda ayrılığın da etkisi var... Arzu’yla biz uzun yıllardır tanışıyoruz. Onu tanıdığımda ya lise 1 ya da lise 2’deydim. En güzel günlerimizi birlikte yaşadık. Beraber yaşadık, “Hadi evlenelim” dedik, evlenip çocuk yaptık, ayrıldık. Birbirimize saygımızı hiç yitirmedik. Benim gibi bir adamla birlikte olmak zordur. Ayrılık döneminde Arzu çok sağlam durdu, hiçbir şey istemedi. Bu da onun kumaşını gösterdi. Onun bu duruşu, sular durulduktan sonra birbirimize güvenle yaklaşmamızı sağladı. Biz erkekler, 5 yaşında gibi yaramazlık yaparız. Ama kadınlar duruşuyla erkeği vezir de eder, rezil de...
MOTOSİKLETLE STRES ATIYORUM
Motosiklet tutkunuzu bilmeyen yok. Kaç yıldır motor kullanıyorsunuz?
- 27 yıldır. Bir ara çok ciddi şekilde ara verdim. Sonra stres attığım bir uğraş haline geldi. Tehlikeli bir spor ama ben güvenli ve ileri sürüş eğitimi aldım. Zaten bizim motorlarımız hız değil keyif motorları. İnsanın rüzgarı yüzünde hissetmesi içini rahatlatıyor. Hafif çimen kokusunu içine çekmek çok güzel geliyor insana. Biz üç-beş arkadaş buluşup Kerpe, Karaburun gibi yakın mesafelere gidiyor, çorba içip dönüyoruz.