Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2004 01:37
Galiba Bayram’ın son günüydü, Salı akşamı, alacakaranlıkta, Ulus’tan Akatlar’a doğru gidiyordum arabayla. Dedim ya, akşam saati , gün iyice dönmüş, şakır şakır yağmur, göz gözü görmüyor, arabanın ön camı da biraz buharlanmış. Bütün dikkatime rağmen...
Münasebetsiz su birikintisini fark ettiğimde iş işten geçmişti.
Akmerkez’e yakın, Yahudi mezarlığının karşısındaki kaldırımda yürüyen bir beyi fena halde ıslattım.
Ben ki, sıcak arabamda otururken, yağmurda çamurda otobüs bekleyen, minibüse binmek için itişen, bileğine kadar kar eriyiği yahut yağmur suyu içinde seke zıplaya karşıya geçmeye çalışan, işine yetişme, evine dönme derdindeki insanlara karşı kendimi hep mahçup hissetmişimdir...
(Aynı şekilde, sabahın köründe, akşamın karanlığında, otobüse
balık istifi yığılmış insanlarla gözgöze gelmemek için, yolda başımı kaldıramam ben. Sanki suçluymuşum gibi...)
Ben ki, bazen (benim başıma gelen gibi) elinde olmadan, ama çoğu zaman dikkatsizlikten yayaları ıslatanlara fena halde sövmüşümdür, yakalayıp dövesim gelmiştir hep...
Tıpkı benim pazartesi, karın İstanbul’u bataklığa çevirdiği bugün, hem de aynı yerde, 34 BV 1888 plakalı gri yahut bej cipin şoförüne beddua ettiğim gibi! Çünkü bu şoför suyu gördü, yavaşlama ihtiyacı bile duymadı, benim ve yanımda yürüyen yaşlı bir hanımın (Bu havada niye çıktınız teyze, diye sordum, jilet gibi kayan kaldırıma çıkmasına yardım ederken, “Mecbur kaldım evladım, emekliliğimi alacağım da...” Saf saf ısrar ettim, yarını bekleyemez mi teyze, alimallah ya düşersen! “Bekleyemez evladım, akşama evde ekmek yok” dedi.) sırılsıklam olduğumuzu aynasından gördüğü halde, bir özür tereddüdü bile geçirmedi.
Diyeceksiniz ki bugün ciplerin günü. 50-60 milyar verip aldıkları cipin tam da bugün tadını çıkaracaklar, herkes karda, çamurda zorlanırken, onlar millete tepeden bakacaklar, çukurlara girip kaldırımlardan geçecekler, o kadarcık da görgüsüzlüğü çok görme abisi...
Arkamda, sağımda, solumda hızla seyreden araçlar vardı, durup, geriye dönüp özür dileyemedim o beyden. Muhtemelen bana fena halde küfretti o soğukta çamurlu suları yeyince...
Geçen hafta yazamadım, bari bugün yazayım, ıslattığım o beyden, ilan yoluyla özür dileyeyim!
Okumayacaktır beni nasılsa, ama... aptallık işte benimki, böyle kendi kendime...