Güncelleme Tarihi:
Dünyanın gelmiş ama henüz geçmemiş en iyi futbolcularından biri: Gheorghe Hagi. Yani Gica. 34 yaşında. Ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu elbette ki futboldan zerre kadar anlamayan ben değil, anlayanlar söylüyor. Onlar oyununu izliyor, biliyor; bense öyküsünü dinliyor, bu işte bir iş var diyorum: Defalarca Dünya Kupası'na katılmış, Romanya Milli Takım kaptanlığı yapmış, Real-Madrid, Steau Bükreş, Barselona gibi, her baba yiğidin harcı olmayan, o en sıkı takımlarda oynamış. Son üç sezondur da Galatasaray'da top koşturan Hagi'nin futboldan haz almayan beni etkileyen en önemli özelliği ise: Hagi denince akan suların durması. Takım gözetmeden herkesin onun futbol denilen bu oyunu, bir sanat gibi icra etme haline saygı duyması. Ve sahadaki hünerine rağmen; şımar-mayıp, efendi kalmayı başar-ması...
Kadın seyirci
Kadın taraftarlar artıyor.
- Çok iyi. Ama NORMAL. Çünkü futbol eğlenceli bir şey. Oyun sahada oynanıyor belki ama kadın taraftarların artması oyuncular için de önemli. Futbol maço bir oyun değil. Ben kadın taraftar görünce çok seviniyorum, sadece erkek görmekten daha iyi.
Sahada takım arkadaşlarınız sizi dinler mi?
- Evet, biraz abi gibiyim. Ama bu NORMAL.
Bazen hakemleri bile ‘‘etkilediğiniz’’ söyleniyor.
- Yooo.
Centilmen bir oyuncu musunuz?
- Takımımın kazanması için herşeyi yaparım.
Çeşitli numaralar?
- Neden olmasın? Bu da NORMAL.
Sizden daha iyi olan üç iyi futbolcu ismi söyleyin.
- Zor. Yani söylemek.
Peki bir tane.
- Benim için yetenek, Maradona demek.
Artık genç değilim
Seneye jübile yapacaksınız.
- Yüzde 99.
Yoruldunuz mu?
- Hayır.
Yaşlanıyorsunuz.
- O da değil, sadece eskisi kadar genç değilim. NORMAL.
Romanyalılar?
- İyi yaşamayı severler. Eğlenmeyi severler. Çalışkandırlar da. Açık fikirlerdir. Dolu lisan konuşurlar.
Siz kaç dil biliyorsunuz?
- İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, biraz Türkçe ve Romence tabi.
Türk futbolcusu güçlü
Türkiye'ye seks turizmi için Romanya'dan gelen kadınlar konusunda ne düşünüyorsunuz? A)Utanç duyuyorum, B) Üzülüyorum.
- Beni işim ve ailem ilgilendirir. Başkaları için konuşmayı sevmem. Herkes kendini nasıl iyi hissediyorsa öyle yaşasın. Beni ilgilendirmez. Hem ben futboycuyum, öğretmen değilim...
Neden Romenlerden iyi futbolcu çıkar? Formülü mü var?
- Romen futbolu yetenek üzerine kuruludur. Güç üzerine değil. Mesela İtalyanlar'dan güçlü oyuncu çıkar.
Türkler?
- Güçlü.
Yani yeteneksiz.
- Öyle demiyorum ama yetenekten çok çalışma üzerine kurulu Türk futbolu.
Neden sizlerde yetenek var da başkalarında yok.
- Irkın karateristiği olabilir. NORMAL.
En baştan başlayalım.
- Constanta yakınında bir köyde, Scale'de doğdum.
Anne, baba? Ne yaparlardı?
- NORMAL. Amele. NORMAL.
Çok zengin değillerdi.
- NORMAL.
Yani fakirdiler.
- NORMAL. Köyde çalışıyorlardı. Toprakla uğraşıyorlardı.
Ne ekiyorlardı?
- Diğer köylüler gibi. NORMAL şeyler.
Buğday, pamuk, arpa. Ne?
- Herşey.
Kardeş-mardeş?
- İki ablam var, Constanta'da yaşıyorlar. 9 yaşındayken ben, köyden kente taşındık. İyi oldu.
Nasıl bir eğitim?
- NORMAL okullara gittim. Sonra Bükreş Üniversitesi'nde ekonomi tahsil ettim.
Futbolcu olmaya ne zaman karar verdiniz?
- 6 yaşındayken annem bana bir top hediye etti: Sokaklarda, mahallede futbol oynardım. 10 yaşından itibaren de, bir daha oynamamazlık etmedim. Ben futbol için doğmuşum. Çok fazla seviyorum. Anlatmak zor. Daha o yaşlarda ciddi ciddi antrenmana başladım.
Yani oldum olası ‘‘çalışan’’ bir futbolcuydunuz.
- Hayır oldum olası yetenekliydim. Gerçek bu. Bu yetenekle doğdum ben.
Bütün zamanların en iyi 50 futbolcusu arasında yer aldığınız söyleniyor.
- Onu bilmiyorum ama iyi bir oyuncu olduğumu biliyorum. Ne kadar iyi olduğumu değerlendirmek bana düşmez.
Ne bu, alçak gönüllülük mü?
- Hayır, dürüstlük.
FUTBOL VE AİLEM
Futbol ayakla mı kafayla mı oynanır?
- Beyinle diğer tüm organlarının koordine çalışması gerekir. Bütün sporlar arasında en zor olanlarından biri futbol. Bütün gövdenin çalışması gerekli. Kolay değil. Topa vuran ayağın çok iyi olabilir ama bu yeterli değil.
Futbol denilen şey hayatınızı tam olarak ne zaman değiştirdi?
- 17 yaşındayken.
Biraz açar mısınız? Ağzınızdan kerpetenle çıkıyor herşey. Ne oldu da, hayatınız değişti, nasıl değişti, sonra ne oldu gibi.
- Herkes beni tanımaya başladı. Ama bu NORMAL. Çünkü Romanya Milli Takımı'nda oynadım. Herşey üç ay içinde oldu. Çok hızlı. Tüm bunun üzerine de, ben bir kariyer inşa ettim. Ve gelmeye başladı: Şöhret, para, başarı.
Peki tüm bu değişiklikler sizi hiç şaşırtmadı mı?
- Hayır. NORMAL bu. Onlar hep ‘‘Hagi şunu yapıyor, bunu yapıyor’’ diye yazıyordu. İyi bir şey. Ama benim için problem değildi. Ben işimi yapıyordum.
Dünyanın en iyi takımlarında futbol oynadınız: İtalya'da, İspanya'da, Romanya'da. Futbol ve futbolcu oralarda da Türkiye'de algılandığı gibi mi? Televoleler, kaçamaklar, aşklar, kadınlar, mankenler, dansözler, acayip paralar, tuhaf olaylar falan.
- Yok. Burada böyle. Oralarda herşey daha rahat. NORMAL yani.
Çavuşesku dönemiyle şimdiki arasındaki fark.
- Şu anda para var. İyi bir hayat standartı yakalar insan Romanya'da. Bir de iyi futbolcuysa.
Peki Çavuşesku öncesi?
- Siyasi biri değilim. Beni hiç ilgilendirmiyordu. Ben futbolla yaşıyordum, hala da öyle. Ülke de çok önemli değil. Oynanan futbol iyiyse, ben her yerdeyim. Bir de ailem önemli. Sadece bu ikisi.
Çavuşesku sever miydi sizi?
- Nereden bileyim? Ben oğlunu tanırdım. Babayla hiç karşılaşmadım.
Üzgün müsünüz bunun için.
- Biraz. Hiç fırsatım olmadı ki.
Neden ekonomi okudunuz?
- Kendimi hayatın daha ileri zamanlarına hazırlamak için. Çünkü 31 yaşında futbolu bırakırım diye düşünüyordum. Öyle olmadı. Ben küçükken futbol bu kadar profesyonel bir oyun değildi. Futbolcusun ama bir de diploman olsun istiyorsun. Şimdi problem değil. Gerekli de değil.
Şimdi... Geleceğe dair planlarınız?
- Bir yıl daha Galatasaray. Sonra bırakacağım futbolu.
Ne yapacaksınız peki? Teknik direktörlük falan mı?
- Olmak isterim.
Türkiye'de mi?
- Neden olmasın?
Türkiye'de, İspanya'da ya da İtalya'da olduğunuzdan daha mı mutlusunuz?
- Her yerde mutluyum.
‘‘Ben Hagi olana kadar çok badireler atlattım, çok mücadaleler verdim’’ diyor musunuz? Yani çok mu zahmet çektiniz?
- Biraz kolay oldu. Başta. Çünkü yetenek insanın bir yere hızlı gelmesini sağlar. Ama orada kalmak zordur. Yani: Önce çok kolaydı, sonra çok zor. Sürekli izlerler seni, bir kere iyi oynamadın mı, başlarlar konuşmaya. Ama ben hırslı bir adamım. Çok çalışırım. Hep bir numara olmak için çalışırım, bazen olurum, bazen olamam. Bu da NORMAL.
Hayaliniz neydi de olmadı?
- Dünyanın en iyi takımlarında oynadım ben. Daha ‘‘top’’ı yok. Keşke diyeceğim bir hayalim de yok.
Ne zaman evlendiniz?
- Hangisi? İki kere evlendim ben. Barselona'daki ikinci yılımda ilk evliliğimi yaptım. O da Romendi.
Hayatınıza giren bütün kadınlar Romen yani.
- Daha kolay onlarla iletişim kurmak. Şimdiki karım da Makedon. Beraber olacağım kadınların Makedon olmasını isterim.
Ne kadar sürdü ilki?
- Beş ay.
Neden?
- Çünkü yaşamak için yanlış kadındı.
Hala görüşüyor musun?
- Bir şeyin bitmesi benim için tamamen bitiş anlamına gelir.
İyi bir evlilik
Şimdi ki?
- Marilena ile 4 yıldır evliyiz. İki çocuğumuz var, Kira ve İanis. NORMAL, iyi bir evlilik bizimki.
Televoleler'de yoksunuz. Ne o, kendinizi koruyor musunuz?
- Ailemin uzak kalması isterim.
Sosyal hayat?
- NORMAL.
Sevgili, aşık, metres?
- Ben evliyim.
Herkes evli de n'oluyor?
- NORMAL DEĞİL! (*)
Karınızdan korkuyorsunuz.
- Hayır seviyorum. Ona sadık ve bağlığım. Karımdan başka kadın yok. Ben bu sebeple evlendim. Bir ailem olsun istedim. Yaşadığım hayatı paylaşmak için. Büyük bir ev ve çocuklar.
Yeteri kadar zengin misiniz?
- İyi yaşıyorum. Çocuklarımın ve onların da çocuklarının bir zorluk çekeceğini zannetmiyorum.
Ne yapıyorsunuz o paralarla, gayrimenkul mü satın alıyorsunuz?
- Evet.
Karınıza?
- Ev.
Başka?
- Ne isterse. Herşeyi. Karımdır, herşeyi istemeye ve sahip olmaya hakkı vardır. NORMAL değil mi?