Normal bir arkadaşlık değil bizimkisi

Güncelleme Tarihi:

Normal bir arkadaşlık değil bizimkisi
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 11, 2005 00:00

Türkiye onu Tayyip ErdoÄŸan’ın yakın arkadaşı, Ekinlik’teki yazlığında BaÅŸbakan ve ailesini ağırlayan kiÅŸi ve ErdoÄŸan’ın çocuklarına burs veren tekstilci olarak tanıdı. Ama Remzi Gür (57) tüm bunlardan fazlasıydı.1971’de Londra’da, sıfır lira sermayeyle kurduÄŸu konfeksiyon atölyesinden, Ramsey adında bir dünya markası çıkardı. Günde 2100 adet takım elbise üretiyor. Bunun yüzde 75’ini ihraç ediyor. Kastamonu’daki fabrikada ve Ä°stanbul’daki merkezde toplam 1250 kiÅŸi çalışıyor. Eylül sonunda fabrikaya 7000 metrekare kapalı alana kurulu bir pantolon üretim tesisi ekleniyor. Gür, tüm bunların yanında iki yıldır Türk-Ä°ngiliz Ticaret ve Sanayi Odası’nın baÅŸkanlığını yapıyor.Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanı’nın yakın arkadaşı olmak nasıl bir ÅŸey? Kendinizi daha güvende hissetmenizi mi saÄŸlıyor yoksa...- Ben ne avantaj ne dezavantaj hissediyorum. Ama elbette bizim arkadaÅŸlığımız normal bir arkadaÅŸlık deÄŸil. Ä°stediÄŸiniz zaman istediÄŸiniz anda telefon edemezsiniz. Canınız istediÄŸinde gel görüşelim, beraber oturalım diyemezsiniz. Åžartları sıkıntılı. Ama öyle bir arkadaşımın olması benim için ÅŸeref vesilesi. SırdaÅŸ mısınız? - BaÅŸbakanla ne kadar sırdaÅŸ olunursa o kadar sırdaşız. Tanıştığınız ilk günü hatırlıyor musunuz? - Elbette. Tayyip Bey il baÅŸkanıydı galiba. Kartlaşıyorduk. O bize bayram kartı atmıştı, biz ona. Kısa süre sonra tanıştık. Daha sonra Belediye BaÅŸkanı oldu. Daha sonra malum hadiseler meydana geldi. Yurtdışına geldiÄŸi zaman misafirimiz oldu, karşıladık, ağırladık. Ekinlik Adası’ndaki yazlığın sırrı nedir? Neden Tayyip ErdoÄŸan yaz tatillerini hep orada geçiriyor. Ekinlik’ten baÅŸka bir yerde dinlenemiyorum mu diyor?- Hayır tabii ki o asla böyle bir ÅŸey demiyor. Biz dinlenmeniz lazım, yoruldunuz diyerek, davet ediyoruz. Peki neden Ekinlik’ten baÅŸka yerde tatil yapmıyor? - Biz birbirimize çok yakınız da ondan. ÇoluÄŸu çocuÄŸu ve eÅŸi ile birlikte herhangi bir sorun yaÅŸayacağını düşünmediÄŸi için bizi tercih ediyor. Zaten günlük hayatta hanımlar da çocuklar da arkadaÅŸ, görüşüyorlar. Ekinlik çok kalabalık deÄŸil, günlük hadiselerden biraz daha uzak, hayatın curcunasından kopuyor oraya geldiÄŸinde. Çok da fazla kalmıyor. Bu sene hepi topu iki gün kaldı. Siz o yazlığı ne zaman aldınız?- 1987’de. Bütün ada 4 kilometrekare. 150-200 hane var. Ä°mkanları kısıtlı. Suyu yok, ulaşımı yok, çok büyük kumsalı yok. Mevsimi de uzun deÄŸil. Ben her yıl en az bir ayımı orada geçiriyorum. BOÅž VERÄ°N, KONU ÇOKTAN ESKÄ°Dİ‘Bu devlet Apo’ya burs vermiÅŸ ben Tayyip’in çocuklarına vermiÅŸim çok mu’ dediÄŸiniz için uzun süre gündemde kaldınız. Bu konuyla gündeme gelmek sizi çok üzdü mü? - O dönemde basın hedef saptırdı. Ä°badetle ticaret gizlidir. Biz bu iÅŸi yapmışsak ya da yapıyorsak bu ÅŸahsımızla alakalıdır. Toplumu çok fazla ilgilendirdiÄŸini düşünmüyorum. Çok abartıldı. Belki biz de haddini aÅŸan bir ÅŸey söyledik. Pek öyle olduÄŸunu da zannetmiyorum ama. Neyse boÅŸ verin, konu çoktan eskidi. Sizce BaÅŸbakan ve hükümeti baÅŸarılı mı? - BaÅŸarılı olurlarsa devam ederler, baÅŸarısız olurlarsa giderler. Onları baÅŸarılı ya da baÅŸarısız ilan etmek bana düşmez. Ben ancak ekonomik gidiÅŸatı deÄŸerlendirebilirim. Ekonomi eskiye oranla çok iyi durumda. Daha iyi olabilir mi? Tabii ki olabilir. Türkiye’de gündem çok sıcak. Yürüyüşler düzenleniyor, sergiler basılıyor... BaÅŸbakan bir tabuyu yıktı ‘Kürt sorunu’ dedi. Sizce gidiÅŸat nasıl?- Türkiye’nin huzur ve refah içinde yaÅŸaması hepimizin isteÄŸi olması lazım. Ben 35 senedir Ä°ngiltere’deyim. Hiçbir azınlık Ä°ngiltere’de ÅŸu veya bu sebepten dolayı bir huzursuzluk çıkarmadı. Sistemde bir yanlışlık varsa düzeltilir devlet iÅŸler. Ben de eminim Türkiye Hükümeti sistemdeki eksikleri giderecek, herkes huzura kavuÅŸacak. Birbirimize sövmek, birbirimizi dövmekle bir yere gidemeyiz. Siyasilere çok yakınsınız ama ‘Asla siyasetçi olmam’ diyorsunuz. Neden siyasete bu kadar tepkilisiniz? - MutfaÄŸa her yakın olanın illa yemek yapması gerekmez. ‘Ben siyasetçi olmak istiyorum’ deyip akÅŸamdan sabaha siyasetçi olunmaz. Avrupa’da siyasetçi olacak insanlar ortaokuldan sonra yetiÅŸtiriliyor. Bizde tombaladan çıkıyor. Yazık oluyor, yanlış oluyor.Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı’nın Ä°ngiliz Parlamentosu’nda reddedilmesi konusundaki lobi faaliyetlerine katkınız oldu, bu da siyaset deÄŸil mi? - Bu ‘çok iyi yüzücü deÄŸilim’ demeye, denize düşünce de yüzmeye benziyor. E ne yapayım boÄŸulsa mıydım? Ticaret Odası’nın baÅŸkanı olmam, Ä°ngiltere’deki Türk toplumunun ileri gelenlerinden sayılmam nedeniyle ben bu iÅŸi kendime vazife edindim. Biz meselenin Ä°ngiltere Parlamentosu’nda konuÅŸulmasını saÄŸladık. Ä°rlanda lordu söz aldı ve şöyle dedi: ‘Ermeni meselesinde Türkiye’nin tezleri doÄŸrudur. Ve Türkiye Kıbrıs meselesinde haklıdır.’ Ben bu noktada hedefimize ulaÅŸtığımızı düşünüyorum. Åžimdi de Mavi Kitap için çalışmalarımız sürüyor. Ä°nÅŸallah onda da hedefimize ulaÅŸacağız. Türkiye’de neden oy kullanamıyorsunuz: Çünkü yurtdışında yaşıyorum. Ä°kametgahım Londra’da. Yurtiçinde altı aydan fazla oturmayanların oy hakkı yok. Çifte vatandaÅŸlığınız var mı: Evet. Oy verememek sizi rahatsız ediyor mu: Yooo.. Biz her yerde Türküz her yerde Türkiyeliyiz. Ä°ngiltere’de Muhafazakarlara mı İşçi Partisi’ne mi oy veriyorsunuz: O bana kalsın.Önceden A partisine oy verip, sonra B partisine oy verdiÄŸiniz oldu mu peki: Ä°nsanlar her zaman deÄŸiÅŸime açık olmalıdır.En büyük kahraman karımHikayeniz nerde baÅŸlıyor? - Kastamonu’nun Abana ilçesinde. Orada doÄŸdum. Ä°lkokulu Abana’da bitirdim. Ortaokulu ve liseyi Kastamonu’da okudum. BeÅŸ kardeÅŸiz. En büyük benim.Kastamonu’dan Londra’ya uzanan uzun bir yol sizinki. Londra’ya sizi hangi rüzgarlar attı? - Babam terziydi. Kastamonu’nun ileri gelenlerine ısmarlama takım elbise dikiyordu. Ben lise sondayken o çalışmak için Ä°ngiltere’ye gitti. Hukuk fakültesini kazandım ama gitmedim, öğretmen okulu sınavlarını verip öğretmenliÄŸe baÅŸladım. Zordu Anadolu’da öğretmenlik. Bir yıl kadar yapabildim. Babam ‘Gel, burada üniversite oku’ deyince, soluÄŸu Ä°ngiltere’de aldım. Lisan kursuna gittim, yarı zamanlı bir tekstil fabrikasında çalışmaya baÅŸladım. Sonra iÅŸletme fakültesine girdim. O sırada küçük bir konfeksiyon atölyesi açma imkanımız oldu. Kıbrıslı bir ortağım vardı. Onun da adı Remzi’ydi. Kendi iÅŸinizi 1971’de sıfır sermaye ile kurduÄŸunuz söyleniyor... - DoÄŸrudur. Atölyeyi parasını üç ay sonra ödemek üzere kiralamıştık. Kaybedecek bir ÅŸeyiniz olmayınca gözü kara oluyorsunuz. GiriÅŸimciydim. Kendime bir hedef koymuÅŸtum. Kıbrıslı ortağımın sektör hakkında bilgisi benden daha fazlaydı. Zamanla açığı kapadım. Sermaye oluÅŸumunu da saÄŸladım. 1,5 sene sonra ortak ile yollarımız ayrıldı. Ãœniversite arada kaynadı, bitiremedim. Askerlik sonrası konfeksiyona devam ettim. Ama 1985’te ani bir kararla Türkiye’ye döndük.Neden? - Birincisi, çocuklarımın Türkiye’de okumalarının daha iyi olacağını düşündüm. Ä°kincisi, Türkiye’ye yatırım yapmak istiyordum. Çünkü Ä°ngiltere’de işçilik çok pahalı, Türkiye’de ucuzdu. Merter’de ÅŸimdi merkez binası olarak kullandığımız yeri o zamanlar yaptık. Önce Karabük’te sonra da Kastomonu Araç’ta birer fabrika kurduk. Büyük kızım üniversite çağına gelince tekrar Ä°ngiltere’ye döndük. Ä°ngiltere’ye dönmenizdeki tek neden kızınızın üniversite çağına gelmesi mi? - DeÄŸil tabii. DoÄŸrusu Türkiye’de beklediklerimi bulamadım. Özüne saygılı, örf ve adetlerine baÄŸlı, geleneksel bir ortam bulacağımı düşündüm. Ama o ortamı bulamadım. DeÄŸerlerimizi yitirmiÅŸtik. Çoluk, çocuk Londra’ya taşındınız yeniden öyle mi?- Evet. Bizim üç çocuÄŸumuz var. Ä°ngiltere’ye ilk gidiÅŸimde zaten sözlüydüm, 1973’ te evlendim, karım da Abanalı. En büyük kız Ä°stanbul’da ihracatın başında. OÄŸlum ve küçük kızım Londra’da. Kızım reklamcılık okudu, mastır yapacak. OÄŸlan Londra’da inÅŸaat iÅŸi yapıyor. Ama en büyük kahraman eÅŸimdir. Sanat Enstitüsü mezunudur. Eskiden üretimle tek tek ilgilenirdi. Heyecanını iÅŸe yansıtır, herkesi motive ederdi. Åžimdi ev hanımı. KEBABI SARHOÅž YEMEĞİ OLMAKTAN KURTARACAKLondra’da Türklerin birçoÄŸu döner ve ÅŸiÅŸ kebap satıyor. Fabrikadan hazır alıyor, otomatik makineye takıyor, satıyor. Dükkanlar ucuz, dekor ucuz, çalışanların çoÄŸunun saçı sakalı birbirine karışmış, tırnakları pis. Öğlen açıyor, gece yarısına kadar çalışıyorlar. Bardan çıkan insanlara yemek satıyorlar. Müşterilerinin çoÄŸu sarhoÅŸ. YediÄŸi yemeÄŸin deÄŸerini bilmiyor. Benim düşüncem ÅŸuydu: Dükkanlar sabah onda açılsın, akÅŸam on birde kapansın. Temiz ve lezzetli Türk yemeÄŸi satılsın. Bu iÅŸin Ä°ngiltere’deki yıllık cirosu 6 milyar sterlin. Kebabı, Türk imajıyla birlikte kaliteli bir ÅŸekilde sunarsak kalıcı oluruz.Ä°STESEM LONDRA’DA KILIÇLA DOLAÅžABÄ°LÄ°RÄ°MLondra’da, ‘fahri hemÅŸerilik ve dokunulmazlık beratı’ dediÄŸimiz Freeman Onur Ödülü’nü aldınız. Sizden baÅŸka Sultan Abdülaziz’e ve Bolulu iÅŸadamı Kazım Akkuş’a da verilmiÅŸ!- Topluma faydalı olmuÅŸ kiÅŸileri onore etmek amacıyla veriyorlar. Thatcher, Churchill ve Mandela’ya da verilmiÅŸ. Ben Regent Street’te maÄŸaza açtığım için ödül aldım. Bu ödül sayesinde asılırken ipek ip tercih etme, milli kıyafetle dolaÅŸma gibi özel haklarınız olduÄŸunu öğrenince tepkiniz ne oldu?- Güldüm. Daha neler var bir bilseniz? Bizim içinde bulunamayacağımız bir olay ama mesela sarhoÅŸ oldunuz, bağırdınız çağırdınız, polis de sizi karakola götürmek istedi, kendi arabanızla, kelepçe takmadan gidebiliyorsunuz karakola. Ä°stersem Osmanlı gibi sarık takıp, kaftan giyip, kılıçla dolaÅŸabilirim herhalde. AVLANDIÄžIM ZAMAN EVDEKÄ°LER BENÄ°MLE KONUÅžMUYORPadiÅŸah resim ve minyatür koleksiyonum var. 10 yıldır topluyorum. Yürüyüş yaparak, balık tutarak ve yüzerek dinleniyorum. Bir ara avcılık da yaptım ama bıraktım. Bir gün bir ördek vurdum geldim. Tüylerine baktım o kadar güzel ki... Benim bunu vurmaya ne hakkım var dedim, üzüldüm. Zaten karım ve çocuklar avlanmama çok karşı çıkıyorlar. Ördek vurduÄŸum zaman 2-3 gün benimle konuÅŸmuyorlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!