Güncelleme Tarihi:
Nişanlanma lafı bile bana komik geliyor
Zuhal Olcay, kendisinden 10 yaş küçük, 38 yaşındaki Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ege Yazgan’la nişanlandığı iddiası üzerine sessizliğini bozdu. Haftasonu dergisine konuşan ve nişanlanma lafını bile komik bulduğunu söyleyen Olcay, Yazgan’la yaşadıkları hakkında "Tam olarak bir şeyler yaşandı ve bitti bile diyemeyeceğim" dedi.
Bir gazetede nişanlandığınıza dair bir haber okuduk. - Sormayın ya... Bütün gazeteci arkadaşlar aradılar beni. Nişanlanmak lafı bile artık çok komik. Zaten imzasız bir haberdi. Böyle alakasız bir haberin kaynağı kim olabilir, gerçekten merak ediyorum.
Bu arada hemen sorayım evliliği düşünüyor musunuz? - Yok, düşünmüyorum.
Neden? - Şu anda bunu düşünmemi gerektirecek bir durum yok. Ben gayet iyiyim böyle, işlerim yoğun.
Neler yapıyorsunuz bu aralar? - Bu aralar dizi film çekiyorum "Geniş Zamanlar" isminde. Ayşe Kulin’in bir hikayesi, senaryosu da Mahinur Ergun’a ait. Özge Özberk, Oktay Kaynarca ve Füsun Demirel gibi oyunculardan oluşan çok iyi bir kadromuz var. Aralık başı gibi yayımlanmaya başlıyor.
Konu nedir? - Bir kadının hikayesi diyebiliriz. Avukat bir kadını canlandırıyorum. Bir de çok idealist bir belediye başkanı var, Oktay Kaynarca’nın canlandırdığı.
Son dönemde kaliteli bulduğunuz diziler hangileri? - Ben çok kötü bir televizyon izleyicisiyim. Bunu içtenlikle söylüyorum. Zaman zaman takıldığım tek dizi "Avrupa Yakası" ve çok büyük keyif alarak izliyorum. Ne konserlerim, ne de tiyatrolarım belli benim. O yüzden eve sadece uyumaya geliyorum.
Tiyatro olarak ne var? - "Nathalie"ye devam ediyoruz Kenter Tiyatrosu’nda. Daha sonra Ankara ve İzmir turnelerim var.
Aşk için de mi vakit yok? - Gerçekten yok. Zaten yazılanlara çok üzüldüm. Çünkü doğruluk payı olmayan bir haber. Ege Bey’le daha öncesinde bir arkadaşlığım vardı, ama çok uzun zamandır görüşmüyorum kendisiyle. Tam olarak, bir şeyler yaşandı ve bitti diyemem. Zaten böyle bir ilişkim olsa neden saklayayım? Her iki tarafı da zor durumda bıraktılar aslında, çünkü uzun zamandır görmüyoruz birbirimizi.
Kızınız da Ege Bey’in okulunda sanırım, değil mi? - Ceren mezun oldu. En son Nuri Bilge Ceylan’ın "İklimler" filminde prodüktör koordinatörlüğü yaptı. O kamera arkasını tercih etti. Bu film ilk deneyimi oldu, çok da zevk aldı. Daha sonra psikoloji üzerine master yapacak ve diğer imkanlarını değerlendirecek. Ayrıca tangoya çok meraklı.
Ceren’e herhangi bir dizide oynaması için teklif geldi mi? - Hayır gelmedi. Zaten gelse de çok sıcak bakacağını sanmıyorum.
Siz Ege Bey ile Ceren vasıtayla mı tanıştınız peki? - Hiç ilgisi yok.
Özel hayatınızı neden hep gizli yaşıyorsunuz? Bu daha çok merak uyandırmıyor mu?
- Aslında ben özel hayatımı gizli yaşamadım. Sadece diğerleri gibi göz önünde değildim, bunu da gizlemek adına yapmadım. Zaten işim dışında göz önünde olmak çok tercih ettiğim bir şey değil. Ama ister istemez bazı iniş çıkışlar oluyor; boşanmak, evlenmek gibi. Bunların yazılıp çizilmesine de müdahale yapılmıyor artık.
Bu aralar müzikal yapma düşünceniz var mı? - Selim Atakan’la teatral bir dinleti hazırlıyoruz. Bir tiyatro oynuyormuşum gibi seslendireceğim şarkılarımı sahnede. Önümüzdeki yıl da Bülent Ortaçgil ile yeni bir albüm için stüdyoya gireceğiz.
Hollywood’dan hiç teklif aldınız mı? - Hayır, hiç teklif gelmedi; ama geçen ay bir filmde oynadım. Londra’da çektik. Filmin ismi "İyi Seneler"di. Yönetmeni Berkun Oya. Sanıyorum 3-5 ay içinde kurgusu bitecek. Berkun Oya, Cannes’a hazırlıyor filmi. Yabancı oyuncuların dışında Türkiye’den Ülkü Duru vardı. Filmde hem İngilizce hem Türkçe oynadım ve uluslararası şansımın olabileceğine inandığım çok iyi bir deneyim oldu.
Çok iyi projelere imza attınız. Peki hiç "Ben bu aktörle öpüşmem, sevişmem" dediğiniz oldu mu ya da zorlandığınız çekimler? - "Şununla bunu yapmam" dediğim olmadı, ama zorlandığım çekimler çok oldu. Mesela Almanya’da bir film çekiyorduk, bir kadını çırılçıplak soyup ilaçlı suyla yıkıyorlardı. Bunun dışında susuz kaldığım, sıcaktan fenalaştığım çekimler çok oldu.
Zorluklarla sürdürülen sinemamız sizce ilerledi mi? - Az da olsa çok güzel işler yapılıyor bence. Özellikle Nuri Bilge Ceylan’a hayranım. Tam benim sevdiğim tarzda film çekiyor. Onun dışında gişe için yapılan, hoş vakit geçirten filmler de oluyor. Ama yurt dışında bizi temsil edebilecek filmlerin izleyicisinin de çok olmasını istiyorum.
Sizi Fransız oyuncu Catherine Deneuve’e benzetiyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz? - Fizik olarak andırıyor olabilirim ama çok da benzediğimi düşünmüyorum.
Özcan Deniz’i oyuncu olarak değerlendirmem
Yeni oyunculardan yetenekli bulduğunuz birileri var mı? - Tek tek sayamayacağım, ama birçok isim var. Zaten televizyonda birçok yetenekli insan görebiliyoruz, ama televizyon malzemeyi anlayabilmemiz için çok yeterli değil bence. Dolayısıyla bir oyuncunun gerçek bir oyuncu olup olmadığını anlamam için sahnede ya da iyi çekilmiş bir filmde seyretmeliyim. Özcan Deniz son yıllarda şarkıcılığı kadar oyunculuğu ile de konuşuluyor. - Onu oyuncu olarak değerlendirmek istemem açıkçası. Sonuçta popüler dünyada kendini kabul ettirmiş bir şarkıcı. Oyunculuk derseniz onu çok ayrı bir platformda tartışırım. Bir ara Hülya Avşar "Sinemada jön yok" dedi. Siz ne düşünüyorsunuz? - Sinema yönetmenin sanatıdır. Ben öncelikle yönetmen olgusunu ele alırım. İyi bir yönetmen varsa, iyi oyuncular, iyi senaryolar var demektir. Bunun dışında söylenecek bir şey yok.