Nilgün Gedikoğlu: Yönetilenlerin dikkatine

Güncelleme Tarihi:

Nilgün Gedikoğlu: Yönetilenlerin dikkatine
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2000 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

Yayalara saygı

Sütunlarımızda yerlere tükürme konusunu işlediğimizden beri, bu konu kadar, bir başka konuya da dikkat çekti okurlarımız: Köpek sahiplerinin köpek pisliği konusunda daha duyarlı olmaları. Kaldırımda ya da sokakta yürürken yerlerde tükürük ya da balgam görmek kadar rahatsız edici bir şey varsa, o da köpek pisliği görmek. (Daha beteri de var: Üzerine basmak!).

Ne yazık ki kimi köpek sahiplerinde gözlemlediğim bir şey var: Evcil hayvan sorumluluğu alma bilincinden yoksun olmak. O kadar kolay anlaşılıyor ki bu tür hayvan sahipleri... Evcil hayvanları öldüğünde, ‘‘Ne olacak bir tane daha alırım’’ diyorlar; bakamaz hale geldiklerinde arabalarıyla uzak bir semte gidip hayvanlarını kaderlerine terkediyorlar. Parkta köpeğini gezdirirken köpeğinin birisini ısırması üzerine tasmasıyla köpeğini terkedip kayıplara karışanları da biliyoruz. ‘‘Büyük’’ konularda yaşam kalitesi ya da uygarlık üzerine konuşmayı çok seviyoruz. Oysa bu, o denli ‘‘makro’’ düzeyde başlayıp biten bir konu değil. İnce ya da küçük, belki kimilerine ayrıntı gibi gelecek noktalarda; görmezlikten geldiğimiz noktalarda biraz durup baksak, kentte yaşam kalitesinin çok ince ayrıntılarda uç verdiğini görebiliriz. Sözgelimi maksat kaldırım yenilemek olduğunda, göze hoş görünen bir kaldırım yapmak amaç olmamalı. Yürüme güçlüğü çeken çok sayıda okurumuzun, aşırı yüksek yapılmış kaldırımlar yüzünden sokağa çıkamadıklarını öğreniyoruz.

Köpek sahiplerine sesleniyoruz

Batılı ülkelerde evcil hayvanın ölüme terkedilmesine hapis cezası ile karşılık veriliyor. Bütün bunlar laf kalabalığı gibi gelebilir. Ancak kedi ya da köpek sahibi olmanın, basitçe ‘‘bir evcil hayvan edinmenin’’ ötesinde sorumluluk; üzerinde çok düşünülen bir kararı gerektiren bir şey olduğunu söylemeye çalışıyorum. olduğu görülebilir. Sorumluluk, edinilen hayvanın bakımını gerektiği gibi yerine getirmek demektir. Ama kimi köpek sahiplerinin gözden kaçırdığı bir nokta var. Çok sayıda okurumuzun dikkat çektiği bir nokta: O da sokakta köpek gezdirirken köpeklerin kaldırımlara pislemesi. Köpeğin tasmasıyla bir ucundan sahibine bağlı olması, bir anlamda köpekten korkanlar için nasıl bir rahatlama unsuruysa, pisliğin de başkalarını rahatsız edeceği düşünülerek önlem alınması gerekir. Bunun için de yapılacak şey çok basit: Köpek sahibinin yanında bir poşet taşıması. Bunu yapan vatandaşlarımız var. Takdirle karşılanıyorlar. Oysa, sadece normal olanı yapıyorlar. O halde köpek sahiplerinden tüm yayalar için isteğimiz basit: yanlarında poşet taşıyarak, kaldırımların kirlenmesinin önlenmesi.

O denli zor bir istek değil, değil mi?

Yönetenlerin dikkatine

KADIKÖY

Evlenmek, ama nasıl...

Bir okurumuzdan e-mail aldık. Kısaltarak aktarıyoruz:

‘İstanbul ile ilgili bir sürü sorunu dile getirirken sanırım sadece evlenenlerin farkettiği ve düğün gününü mahveden bir tatsızlığın İstanbul için gözden kaçtığı ya da kanıksandığını farkettim. 7 Mayıs 2000 tarihinde kızkardeşimi evlendirdik. Evlendirme yeri de Kadıköy Nikah Dairesi Kokteyl Salonu. Yer ve organizasyon gayet güzel. Arkadaşların uyarısı ile önümüzü kesecek genç ve çocuklar için para hazırlamış, şoförün yanında oturuyorum. Benim çocukluğum Karadeniz kıyısında küçük bir ilçede geçti. Çocukken yaz aylarında düğün arabalarının önünü , iki ucunu tuttuğumuz iple keser, aldığımız paralarla gazoz alırdık.

7 Mayıs'ta nikah salonuna gelirken yaşadıklarımsa bundan çok farklı idi. 12 yaşından 20 yaşlara kadar delikanlılar arabanın önünü kesiyor, itiş kakış içinde camlara, arabaya vurarak para almaya çalışıyorlar. Ama ne vurma! Arabasını kardeşimin hizmetine sunan arkadaşa çok maphçup oldum. Oradaki görevlilerse olayı sadece seyrediyor. Nikah dairesine gelirken sakın araba filan almayın, bir de kaportasının yamulmasını dert edersiniz. Tabii para zarfı alamayanların vurmalarının yanında hakaretlerini de dinliyorsunuz.

Ve kokteyl

Gelelim kokteyle... Kanepeler, vb. güzel hazırlanmış pasta geldi, kesildi. Koskoca pasta. Ama nedense çok az kişi yiyebildi. Daha sonra durumu arkadaşlardan öğrendik. Birileri herşeyi dağıtmayıp bir kısmını evlerine götürüyormuş. Bu durum, başka belediye düğün salonlarındaç da böyleymiş. Yakın zamanda düğün yaşamış herkes aynı şeyi söyledi. Umarım bu derde bir çare bulunur. ‘

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!