New York'ta büyücüler savaşı

FİLMDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN - FOTO GALERİ

Tarihin tozlu kavanozlarından çıkan sihirbazlar günümüz New York’unda kıyasıya bir mücadeleye giriyor. Nicolas Cage, dev kartallara binip şehri turluyor. Çırak niyetine yanına aldığı şapşal görünümlü ama zeki ve yetenekli oğlanla dünyanın geleceğini kurtarmaya çalışıyor. Büyücüler arasındaki amansız mücadele içi boş ama eğlenceli ve aksiyonu bol bir seyirlik sunuyor.

Büyük Hazine serisine de imza atan ekip yine bomba gibi bir yaz filmiyle karşımızda. Yapımcı, yüksek bütçeli filmler denince akla gelen ilk isimlerden olan Jerry Bruckheimer, yönetmen koltuğunda ise Nicolas Cage ile okul arkadaşı olan Jon Turteltaub var. Başrollerdeki Nicolas Cage, Jay Baruchel ve Alfred Molina, bizleri sihrin renkli dünyasında heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyorlar.

YÜZÜK ŞAPŞAL BİR GENCE AİT

New York, New York olalı böyle bir mücadeleye sahne olmamıştı herhalde. Şehrin altını üstüne getirenler eski zamanlardan gelen büyücüler. Esfanevi büyücü Merlin’in çırakları olan iki adam, dünya üzerinde oynanan oyunda karşı karşıya geliyorlar.

Balthazar, dünyayı bitirecek kötü kalpli 3. büyücüye karşı durabilecek tek kişinin Merlin’den kalan yüzüğü kullanabilecek olan bir genç olduğunu biliyor.
Uzun deri paltosu, sivri uçlu deri ayakkabıları ve uzun saçlarıyla kimi zaman bir berduşa kimi zaman da çılgın bir sanatçıya benzeyen Balthazar, yüzüğün uyuştuğu gençle, yani Dave’le tesadüfen tanışıyor. Himayesine aldığı bu çaylak, fizik dersinde çok başarılı ama sosyal ilişkilerde zayıf bir öğrenci. Hani şapşal görünümlü, ağzı açık inek öğrencilerden.

SİHİR VE AŞK ARASINDA KALIYOR

Onların karşısında ise Balthazar’ın baş düşmanı Maxim Horvath (Alfred Molina) var.
Balthazar, çırağı Dave’e sihrin sanatını ve büyü bilimini öğretmeye çalışıyor. Dave’in aklı ise 10 yaşından beri âşık olduğu Becky adlı sarışın kızın kalbini çalmakta. Aşkı ve görevleri arasında gidip gelen Dave tabii ki zorlanıyor.

NICOLAS CAGE’E UZUN SAÇLAR YAKIŞMIŞ

Nicolas Cage, bence uzun aradan sonra ilk kez aradığı rolü bulmuş. Usta sihirbaz rolünde sırıtacağını düşünmüştüm ama işin altından gayet iyi kalkmış. Uzun saçlı pasaklı hali de pek bir güzel görünüyor.
Şapşal ve çaylak çırak rolünde izlediğimiz Jay Baruchel, ilk kez böyle büyük bir rolle izleyici karşısında. Daha önce bağımsız filmlerde rol alan oyuncu bazı sahnelerde abartması ve fazlaca salağı oynaması nedeniyle sinir bozuyor belki ama filmin komedisini de başarıyla üstleniyor.

HER ŞEY MONICA BELLUCI İÇİN

Kötü adam rolündeki Alfred Molina, filmin çürük elması gibi. Öyle dişli bir rolü olmadığından, etkisiz eleman gibi duruyor. Beğendiğim bir oyuncu olmasına rağmen burada pek bir varlık gösterememiş.�
Ve Monica Belluci. Finale güzelliğiyle damga vuran Belluci, Balthazar’ın uzun süredir kayıp olan büyük aşkı rolünde.
Görsellik ve görsel efektler filmde neredeyse tavan yapmış. Metal bir kartala binip New York’ta uçan Balthazar, aynaların içinden paralel dünyalara geçebiliyor.
Büyücülerin avuçlarından çıkan şimşek bombaları gayet etkili.
Çin Mahallesi’nde ejderhanın canlandığı sahneye dikkat diyorum; son yıllarda izlediğim en müthiş, görkemli ve heyecanlı sahneydi.

CÜMLESİ YOK AMA HEYECANI ÇOK!

Sihirbazın Çırağı büyücülük ve sihir konularında öyle büyük laflar eden bir çalışma değil. Senaryo son derece zayıf. Yüzeysel birkaç cümleyle geçiştirilen bilgi aktarımlarından çok görsel efektlere ve komediye ağırlık vermiş bir film var karşımızda. Ama kendine hedef aldığı görsellik ve komedi konusunda da son derece başarılı. Sihirbazın Çırağı, tam da “yaz bombası” tanımlamasını hak edecek bir film. Eğlenmek, gülmek ve heyecanlı bir iki saat geçirmek istiyorsanız, kesinlikle tavsiye ederim.