New York’ta biten kedi yürüyüşü RUSLANA

İnternet sitelerine "Kendimi bulabilecek miyim" diye notlar koyarken, geçen hafta cuma akşamı sevgililerinden biriyle, evde "Hayalet" filmini seyrettiği gecenin ertesi 9. kattaki evinin balkonundan atlayarak intihar etti. 15 yaşında, Londralı bir mankenlik ajansı tarafından keşfedilince Kazakistan’daki ailesinin yanından ayrılıp başlattığı catwalk’u, yani kedi yürüyüşünü New York’ta bitirdi. Çarşamba günü, uzun saçları yüzünden Amerikalıların "Rapunzel", Rusların "Denizkızı" dediği Ruslana Korşunova’nın doğum günüydü. Yürümeye devam etse, Manhattan’da 21. yaş gününü kutlayacaktı.

2 Temmuz 1987’de doğdu. Kazakistan’ın o zamanki başkenti Almatı’da, Rus kökenli bir "Kazak" olarak. İlkokula orada başladı. Babası subaydı ve ailesiyle askeri lojmanlarda yaşıyorlardı. 1998’de tayini çıkınca taşındılar. 4. sınıfta, dil okuluna geçti. Burada anadili Rusça’ya Almanca ve İngilizce ekledi.

Babasının işi dolayısıyla hayatları hep sırlarla dolu geçti. Örneğin okul değişikliği sırasında bir anda ailesi adını "Elena" diye değiştirmişti. Mezun oluncaya kadar da "Elena" olarak kaldı. En yakın arkadaşına göre sınıftaki diğer kızlardan hiçbir farkı yoktu. Dersleri hep iyiydi. Ama asıl kıskanılan yanı, dizlerine kadar uzattığı saçlarıydı. Sınıftaki birçok kız, ona özenip saçlarını uzatmıştı.

YOLUNU AÇAN ANNESİNİN ARKADAŞI EDİTÖR

Yeşil gözlü, çok dil bilen akıllı bir Rus güzeli olarak kalabilirdi. Her şey, Almatı’da çıkan All Asia adlı dergi yüzünden oldu. Derginin editörü, annesi Valentina’nın arkadaşıydı. Ruslana’nın gittiği Almanca Kulübü annesinin ricalarıyla dergiye haber oldu. Haberin büyük fotoğrafı ise hem anne torpili hem de gözlerin ve saçların hatırına Ruslana olmuştu. 2003’te basılan o dergi, nasıl olduysa Avrupa’nın en büyük mankenlik ajanslarından Models 1’in temsilcisi Debbi Jones’un eline geçti. Jones, uçakta haberini okuduğu 15 yaşındaki Korşunova’ya kısa sürede ulaştı ve hemen bir kontrat yaptı. Podyumdaki kedi yürüyüşü başlamıştı. İki yıl Avrupa’da çalıştı Korşunova.

Lord Byron’ın dediği gibi şöhret gençliğin susuzluğu olduğu için mi yoksa ailesinin ona zorladığı sırlara inat her şeyini açıkça yaşamak istediği için mi girdi bu işe bilinmez ama kendi seçti. En büyük sınavı da en büyük denizde yaşamaya karar verdi. Orada becerebilenlerin her yerde başarabileceği söylenen New York’ta. Manhattan’a 2005’te geldi. İki yıl her şey istediği gibiydi. Fransız Elle, Rus Vogue dergilerine kapak oldu. DKNY, Vera Wang, Nina Ricci gibi ünlü markaların tanıtımını yaptı. Başta Vogue Dergisi, birçok modacı tarafından geleceğin en büyük top modellerinden biri olarak gösteriliyordu.

PRAVDA’YA GÖRE İNTİHARA BEŞ KEZ TEŞEBBÜS ETMİŞ

Her şey iyi gidiyordu ama sonra yavaş yavaş tatminsizlikler başladı. Queensli Artem Perchenok (24) ve Staten Islandlı otomobil ihracatçısı Mark Kaminsky (32) ile aynı anda ilişkisi oldu. Hatta gazeteler, işin içinde Moskovalı evli başka bir erkeğin daha olduğunu yazdı. Kazakistan’daki arkadaşlarından biri ise New York’ta hiçbir ciddi ilişkisi olmadığını iddia etti. Yüz yüze yılda bir kez görüşebildiği arkadaşının, New York’taki Koreli manikürcü kızla bile daha çok dertleşebileceğini düşünmeden...

Yürümeyen ilişkiler, sıkıcı gelen iş, yakınlarına duyduğu özlem bir anda koydu Ruslana’ya. Bakımı saatler süren uzun saçları dahi artık ona yük gibi geliyor, kentin en sıkıcı bölgelerinden Financial District’te iki ay önce taşındığı o şekilsiz, stüdyodan bozma tek odalı daire içini iyice daraltıyordu.

Ölümünden önceki son bir yılı New York’la tam anlamıyla bir kavgaya dönüştü. Sağlığı bozuldu. 6 ay önce Moskova’da bir okulda kişisel gelişim eğitimi aldı. Rus gazetesi Pravda’ya göre, aslında ağır bir depresyon yaşıyordu. Moskova’daki yaşam koçu ise Ruslana’nın 15 yaşından beri 5 kez intihara teşebbüs ettiğini söyledi.

İntiharından üç ay önce artık kendini tam anlamıyla bir mağlup gibi hissediyordu. Vaktini internetteki sosyal ağ sayfalarında geçiriyordu. Birine Rusça, "Kendimi bulabilecek miyim" diye yazdı. Atlamadan bir ay önce başka birine, bu sefer İngilizce, "Amerika’da kayboldum" dedi. Annesi, Rapunzel’in New York’taki kedi yürüyüşü bittikten sonra geldi. Kızının evini gezdi, parçalanan cesedini aldı ve kimseye görünmeden sessizce ülkesine döndü. Yanında sadece Kazakistan Konsolosluğu’ndan bir görevli vardı. Sevgililerinden genç olanı, sonra gazetelere şunu söyledi: "İnternette böyle şeyler yazdığından hiç haberim yoktu. Bilseydim onunla oturup konuşurdum."

Cesedini TV’de gösterdiler

Avustralyalı aktör Heath Ledger, 22 Ocak’ta öldüğünde New Yorklular iki ay bu olayı konuşmuştu. Hangi ilaçları aldı, uyuşturucu koması mıydı, intihar mı etti uzun uzun tartıştılar. Korşunova’yı ise sadece iki gün merak ettiler. Anoreksiya nevrosa, mankenleri haraca bağlayan Rus mafyası, büyük müşterilerine kadın yollayan Gazprom komplosu gibi birkaç cinayet teorisi dışında mesele sürmedi. Halbuki Ledger’ın SoHo Broome Street’teki dairesinin önü çiçek bahçesine dönmüştü. Korşunova’nın Water Street’teki evi haberlerde bile doğru düzgün çıkmadı. Bir de, Korşunova, Ledger gibi ilaç içmedi, aşağı atladı. Çok güzeldi ve ölürken belki de vücudunu öyle bırakmak istememişti. Fox kanalı, asfalttaki 1.73 metrelik cesedini olduğu gibi gösterdi. Çok tepki alınca da özür diledi, konu kapandı.

PARASINI AİLESİNE GÖNDERİYORDU

Annesi Valentina Kutenkova ve erkek kardeşi Ruslan, hálá Kazakistan’da yaşıyordu. Bu yüzden kazandığı paranın çoğunu ailesine gönderiyordu. Annesine Rusya’da bir ev aldı. Ayrıca bütün ihtiyaçlarını karşılıyordu. O kadar ki öldüğünde hiç parasının kalmadığı hatta 10 gün önce bir arkadaşından 400 dolar borç aldığı ortaya çıktı.