Neredesin arkadaş?

Güncelleme Tarihi:

Neredesin arkadaş
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2013 00:00

Hollandalı sanatçı Richard Smeets’in ‘Yüzleşmeler: Birey ve Hayat’ sergisi, 10 Mayıs’a kadar Rezan Has Müzesi’nde.

Haberin Devamı

Bazı şeyler yaşanır, biter ve “Neden?” diye soramazsınız. Smeets bunu sizin için açık açık ortaya koyuyor. Sergide sadece depresif eserler değil, Smeets’in mutluluğu yansıtan besteleri de var.

Kendinizle yüzleşin
Bir masa... İnsanlar, yemek, içkiler ve gülüşler... Burada ve orada gözyaşları... Tıpkı molekülün içine hapsolmuş atomlar gibi masanın alanında tutsak kalmışlık ve sonra kopuş... Hollandalı sanatçı Richard Smeets, insan ilişkilerindeki bu atmosferi ‘Yüzleşmeler: Birey ve Hayat’ adlı çalışmasında anlatıyor. Bu atmosfer derken kulağa yabancı gelebilir, fakat herkesin hayatında “Ne oldu da bu kadar uzak kaldık?” dediği zamanlar olmuştur. Bir sevgiliye veya arkadaşa hiç ayrılmayacak kadar çok yakınken, bir bakıyorsunuz onu aramaya bile çekinir haldesiniz. “Eee hani o kadar çok şey paylaşmıştık” diye sormayı bırakın, “Nasılsın” diye bile soramayacak kadar uzak olmuşsunuz. Richar Smeets de bunları yaşayan biri olarak yaptığı resimlere ve heykellere hayatından parça parça hikâyeler eklemiş. Serginin ikinci bölümüyse ise tersine, bir o kadar hafifletici ve aydınlık. Sanatçının müzik ilhamıyla yaptığı resimler bestelenip, 15 parçalık bir albüm oluşturuldu.

Haberin Devamı


Birçok kez âşık oldum!
Ressam olarak hayatımın temelinde gençlik dönemim yer alıyor. Çocukluk yıllarım mutlu ve tasasızdı, gençlik yıllarım içinde sadece iyi anılarım var. 1973-78 yıllarında Maastricht’teki Stadsacademie’deydim. Bu 5 yıl çok çalıştım, birden çok kez de âşık oldum. Aşkın ve üzgün olmanın acısını deneyimledim. Bu süre içinde dünyamın harika olduğu zamanlar da oldu. Sevgilim Thea ile birlikte muhteşem bir stüdyoda yaşamaya başladım. Kendimizden emin ve geleceğimizden emindik. Mutluydum!

Başarı kıskançlık yaratıyor
80’lerde ise çalışmalarım çok başarıyla karşılandı, ilgi çoktu. Amsterdam, Paris derken New York’ta da büyük sergilerim oldu. Bu çalışmalarım rengârenkti mutluluktan… Kadınlar, plajlar, seyahatler… Başarım yüzünden insan olarak değişmekle suçlayanlar, bozulan arkadaşlıklar oldu. Diğer ressamlarla ilişkilerim yıprandı. Soyutlandığımı hissettim. 90’lı yıllarda ise maddi manevi tüketecek hastalıklarla uğraştım. Hayatımdaki en önemli insanı ve birçok kişide izi olan babamı kaybettim. Arkasından da kardeşimi ve Thea’nın babasını...

Haberin Devamı

Evet, Patron!
Bir diğer masa konuşması çalışmamı Güney Afrika’da yapmıştım, bir sabah kahvaltısıydı… Masada beyazlar var. Bize servis yapan adam siyahtı. Benim için hangi renk olduğu fark etmez. Sarı, beyaz, siyah hangi renk olursan ol. Güney Afrika halkı çok içten, güvenilir, misafirperver. Ama hâlâ oraya gittiğinde o sana servis ediyor, sen ona değil. Ve bana “Evet, Patron” diye sesleniyorlardı. Ben defalarca bu seslenişin yanlış olduğunu tekrarlasam da ayrımcılığın olmadığını söylesem de onlardaki ezilmişliği hissedebiliyorsun. Siyah adamı daha derin çizdim, o daha çok insancıl çünkü.

Hayattan başlıklar
Zaman içinde benim için çalışmalarımın başlıkları önem taşımaya başladı. Güllerle ilgili başlıklar yerini hayatı keşfetmeye bıraktı. ‘Yüzleşme: Birey ve Hayat’ gibi… Bu seriye 2009’da başladım ve bunun ilk bölümü çok depresif , ‘Masa Başı Konuşmalar’ oldu. Arkadaşlarımla olan sorunlarımı yansıttım. Aslında hepimiz yaşıyoruz, ne oluyor da bir anda en yakının en uzaktaki oluyor? Arkadaşlarınla bir yere gidersin oturursun, yersin, içersin, gülersin… Sonra bir şeyler olur ama ne olduğunu bilmezsin. Her şey gitmiştir.

Haberin Devamı

Boş kafalar
boş konuşmalar
Yaptığım heykellerde ve çoğu tabloda masada oturan 3 arkadaş var. Görünüşte birbirlerine sarılıyorlar, konuşuyorlar, eğleniyorlar. Arklarından baktığında bu adamların kalplerinin olmadığını göreceksin. Sırtlarında keskin bıçak izleri var. Ruhları olmadığı için sadece incitirler. Kafaları boştur. Ama yine de masa sayesinde birbirlerine bağlıdırlar. Birbirlerinden ayrılamazlar. Kimse yalnız kalmak istemez. Eğlence içinde olmakla yalnız olmadıklarını sanıyorlar. Halbuki bak, heykelde adam arkadaşının yüzüne gülerken masa altından orta parmağını gösteriyor!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!