Neorion da neresi?

Tripadvisor, tatilcilerin yaşadıkları deneyimler hakkında milyonlarca yorum paylaştıkları uluslararası bir internet sitesi. Hafta içi, dünyanın en iyi 25 otelini açıkladılar. Listede İstanbul’dan da iki otel var. Biri, Sultanahmet Four Seasons. Şaşırtıcı değil. Ama diğeri Sirkeci’de adını sanını duymadığımız bir otel: Noerion. Gittim, ne menem bir yermiş, test ettim. Sonra da otelin sahibiyle sohbet ettim.
Neorion, fiziksel olarak öyle standartlar üstü bir yer değil. 55 odalı, bakımlı bir butik otel. Triadvisor’da performansının sırrına gelince... Püf noktası, hizmet anlayışı. Otelin sahibi Faruk Boyacı, turizm üzerine ciddi kafa yoran biri, zaten aynı zamanda Otelciler Birliği’nin başkan yardımcısı. 1988’de turizm işine ilk girdiğinde bu işi tek başlarına götüremeyeceklerini fark edip Sirkeci Güzelleştirme Derneği’ni kurmuş. Şöyle anlatıyor serüvenini: “Büyük otellerle fiziksel olarak rekabet edemezdik. En başından ‘gezgin oteli’ konsepti üstüne gittik. Çünkü artık trend, bireysel turizm. Türk misafirperverliğini inovatif biçimde yeniden yorumladık. Aldığımız sonuç bunun eseri ama önemli olan o listeye girmek değil. O listeyi görüp otelimize geleceklerin beklentisini karşılayabilmek. Yoksa seneye bir daha giremezsiniz o listeye...”

Çalışanların 20’si Boğaziçili. Bu da servisi bir tık yukarı taşıyor. Personeli illallah dedirtecek kadar zorladım. Mesela su istedim. 3 dakika 32 saniyede geldi. Kapıyı kapatır kapatmaz tekrar... Bu kez performans daha iyiyidi: 3 dakika 18 saniye. Suyu çok soğuk diye geri gönderdim; gidiş geliş: 4 dakika 11 saniye. İşin ilginci, Recep hâlâ gülümsüyordu.

Neorion’un bir resepsiyonu yok. Oraya ‘living room - yaşam alanı’ diyorlar. Gelen misafirler çarçabuk odalarına yollanmak yerine, burada ağırlanıyor, ikramlar sunuluyor, bu sırada şehir ve otel hakkında ‘en hakikisinden’ bilgi veriliyor. Turistlere tur satıp komisyon almak yerine ‘İstanbul kart’ gibi kent avantajları tanıtılıyor.

Odadaki ‘hoşgeldiniz mektubu’nun sonunda otel sahibinin cep telefonu var: Bugüne kadar tek bir kişi aramış. “Gerçekten açacak mısınız diye merak ettim, onun için aradım” demiş. Bacağını kıran bir müşterinin hastanede geçirdiği bir hafta boyunca her gün onu ziyaret etmişler. Hal böyle olunca tatil dönüşü övgü dolu yorumlar yazıyorlar internet sitelerine.

İstanbul’da yaşıyorsunuz ama bunları biliyor musunuz?

¬ Gönül Yazar’ın kimi karşısında görünce kaçacak delik aradığını... Hayko Cepkin’in alternatif tarzını bilirsiniz. Ben çok beğenirim ama bu yüzden başına gelmeyen kalmadı. Geçenlerde Davut Güloğlu “Karanlıkta görsem kafasına sıkarım” demişti Cepkin için. Son olay, özel bir yemekte patladı. Çarşamba akşamı, Mecidiyeköy’de kişiye özel motosikletler üreten Tarhan Telli’nin evi... Davette yok, yok: Pascal Nouma, DJ Funky C, kaleci Rüştü Reçber, Keremcem, Gönül Yazar... Salonda otururlarken birden içeri Hayko Cepkin girmiş. Meğer Taş Bebek Hayko Cepkin’den pek korkarmış. Karşısında birden onu görünce alı al, moru mor, önce can havliyle bahçe kapısına atılmış ama açamamış. Sonra diğer cama atılmış ve nihayet bahçeye kaçmış. Peşinden gelen ev sahibi
Tarhan Telli’ye, “Götürün beni buradan.
Ondan çok korkuyorum!” diye yalvarıyormuş. Telli zar zor sakinleştirip yolcu etmiş Taş Bebek’i. Anlaşılan Gönül Yazar’ın gönül
gözü kapalı: Traji-komik ama gülmeyin!
¬ Sokaklarda gördüğünüz 1UP boyamalarını uluslararası bir gerilla
grafiti grubunun yaptığını... Almanya ağırlıklı bu grup şimdi Tünel-Galata-Karaköy sokaklarında boy gösteriyor: Takibe alın!
¬ Hafta içi Şamdan’da
32. Gün’ün müziği çalındığını.... Dın dın dığğğn... Dının dının... Ahali yıllarca kulağımıza kazınmış bu müzikle coşup Mehmet Ali Birand’ı andı: Şapka çıkarın!