Nene Hatun’un yengesi
Güncelleme Tarihi:
93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda verdiği mücadeleyle tarihe geçen Nene Hatun’un hayatı film oluyor. Savaş döneminden başlayıp 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları’na uzanan “Nene Hatun”un oyuncu kadrosunda, sadece dizilerde görmeye alışık olduğumuz Betül şahin de var.
Bu filmde konuk oyuncu olarak yer alıyorsunuz... Biraz rolünüzden bahseder misiniz?
- Nene Hatun’un yengesi rolündeyim. Talihsiz ve kötü kaderli bir kadın... Göç etmek üzere yola çıkıyor, ancak eşkiyaların açtığı ateş sonucu ölüyor. Yani canlandırdığım karakter sadece iki üç sahnede var. Görünmesiyle ölmesi bir oluyor da diyebilirim. O sahnelerde sıfır makyajlı ve yöresel kıyafetler içindeyim. Sonucu ben de çok merak ediyorum.
Bu kısacık rolü neden kabul ettiniz, kariyerinize bir katkısı olur mu sizce?
- Bu benim ilk sinema filmim. Çok da küçük bir rolüm var ama ben süreye hiç takılmadım. “Marziye” dizisinde çalıştığım yönetmen Avni Kütükoğlu’ndan geldi teklif, “Filmde çok az sahnen var ama bunlar çok güzel sahneler. Kesinlikle senin oynamanı istiyorum” dedi. Onunla çalışmak benim için önemliydi çünkü “Marziye” ilk dizim, ilk setim olduğu için hatıralarla dolu, çok özel bir çalışma. Ben de hem sinemaya adım atmış olur hem de eğlenirim diye düşündüm. Ayrıca dönem filmi olması da kabul etmemde etkili. Bu projenin bana getirisi olur mu, onu da hiç bilmiyorum. Olursa tabii ki güzel olur ama açıkçası çok büyük bir getiri beklemiyorum.
Bu proje gündeme gelmeden önce Nene Hatun’a dair neler biliyordunuz?
- Daha önce hayatını okumuştum zaten. Vatanını korumak için çocuğu yeni doğmuş olmasına rağmen cepheye giden ve erkek gibi savaşan bir kadın...
BİR DELİYİ OYNAMAK İSTERİM
Bu filmle sinemaya ilk adımı atmış oluyorsunuz. Başka projeleriniz var mı?
- Konuştuğum birkaç proje var ama net değil... Yine iyi bir dizide oynamak isterim.
Bir dizi teklifi geldiğinde, hangi kriterlere göre karar verirsiniz?
- Benim için en önemlisi hikaye ve kast... Yapım şirketi de çok önemli tabii, sonuçta hepsi bir bütün. Diğer yandan nasıl bir karakter olacağı da önem taşıyor. şirin kız, polis kız, iyi kız; bu gibi rollerden sonra “Beyaz Gelincik”te kötü kalpli, fesat bir yengeyi oynadım mesela... Çeşitlilik güzeldir. Farklı karakterler oynamak istiyorum. Ama önüme konan senaryolarda hep neredeyse bir öncekilerle aynı karakterler. Bu “aynılık” beni rahatsız ediyor, teklifleri o yüzden geri çeviriyorum.
Nasıl bir rol gelsin istersiniz?
- Bir deliyi oynamak isterim mesela. Kör oldum, hırsız oldum, polis oldum, acımasız bir karakter oldum ama deliyi oynamadım şimdiye kadar. Deliyi oynamak çok zor olduğu ve insana çok yoğun duygular yaşattığı için bu rolü istiyorum. Böyle bir rolün beni yoracağından eminim ama eğer altından kalkabilirsem çok güzel bir adım olur.
Son dönemde çok sayıda yerli film vizyona girdi.ızledikleriniz arasından sizin en beğendiğiniz film hangisiydi?
- “Başka Dilde Aşk”ı çok beğendim. Oyunculuk açısından çok başarılıydı. Hikaye de çok güzeldi.
OYUNCULUK YAPMIYORUM DıYE HAYIFLANMADIM
“Beyaz Gelincik”ten sonra ortadan kayboldunuz. Neredeyse iki yıldır başka bir dizide göremedik sizi. Bu süreci nasıl değerlendirdiniz?
- Bu süreçte “oyunculuk yapmıyorum” diye hayıflanmadım. Zaten 12 yıl boyunca aralıksız olarak dizilerde rol aldım. ılk kez iki yıl ara vermiş oldum. Bu süreçte de hobi olarak at bindim, spor yaptım, seyahat ettim, yeni yerler keşfettim, Çok da keyifli ve verimli bir ara oldu.
