Nefise tarzı
Güncelleme Tarihi:
Hafta içi ekrana gelen kültür sanat programı “Afiş”te düzgün diksiyonu kadar duru görüntüsüyle de dikkat çeken Nefise Karatay, aksesuvarlarla şekillendirdiği sade tarzını InStyle dergisine anlattı.
Geride kalan yaz günleri Nefise Karatay’a çok yaramış. Hafif bronzlaşmış, saçlarını uzatmış ve yeni aşkının da etkisi olsa gerek son derece neşeli görünüyor. Birbiri ardına geliyor kahkahaları...
Formunda bir değişiklik yok, hâlâ incecik ve çok güzel. CNN Türk’te yayınlanan “Afiş” programındaki işi onu çok mutlu ediyor. “Kültür-sanat zaten ilgimi çekiyordu, bu program sayesinde de her gün yeni şeyler öğrenme fırsatı buluyorum ve bundan çok keyif alıyorum” diyen Karatay, şimdilik kültür-sanattan haberciliğe geçme niyetinde değil. Zaten program hafta içi her gün olduğundan vaktinin çoğunu alıyor. Günün diğer saatlerini de kendine, ailesine ve sevgilisine ayırıyor.
ÇANTA KOLEKSİYONERİ
Hayatındaki sadelik gardırobuna da yansıyor Karatay’ın... “Sıkılgan biri olduğum için çok fazla aksesuvar kullanamıyorum. Benim uzmanlık alanım ayakkabı ve çanta... Kıyafetten çok daha fazla önem veriyorum bu ikiliye” diyor güzel sunucu.
Bu uzmanlığa ulaşması yıllar sürmüş elbette. Kendi parasını kazanmaya başladığı ilk günlerde Louis Vuitton’un bir Speedy modelini alarak başlamış çantaya yatırım yapmaya. Zaman içinde farklı markaları beğenip katmış koleksiyonuna. Bugün dolabında 14 adet gündüz çantası, bir o kadar da portföyü var ve çanta yolculuğunun duraklarını bakın nasıl anlatıyor:
“ılk markalı çantam LV’du. Yıllardır kullanıyorum o çantamı. Eskidikçe güzelleşiyor. Ama LV dönemim kısa sürdü. Bir dönem Gucci çantalar benim için önemliydi. Birkaç tane aldım. Bayılıyordum. Ama o dönem de bitti. Sonra Burberry, Chloe, Balenciega’ları beğenmeye başladım. Fendi’nin hemen hemen her modelini hâlâ severim. Chanel, benim için her zaman özeldir. Son yıllarda en sevdiğim çanta ise Bottega Venetta. Özellikle örgü modelinin kemik rengine bayılıyorum. Bu sene bir de Mulberry’nin kemik saplı çantasını çok beğendim.”
BABETLER ÇANTADA
Çantaların kullanım alanlarına gelince... “Eğer çantam çok gösterişliyse sade bir kıyafet giymeyi tercih ederim. Mesela eşofmanla bile Chanel takarım. Fendi’lerim hem geceye, hem gündüze uyum sağlar. Bottega’lar ve Balenciaga’ları daha çok gündüz tercih ederim” diyor en sevdiği şeyden konuşuyormuşuz gibi gözleri parlayarak...
Çantaların vazgeçilmez tamamlayıcısı ayakkabılar konusunda topuklardan yola çıkıyor Karatay: Ya topuksuz ya da çok yüksek topuklu modelleri tercih ediyor. Arası yok...
şu sıralar favorisi iki sezon önce aldığı Louboutin’in süet, upuzun çizmeleri: “Söz konusu uzun çizme olunca, deri çok iddialı oluyor, rugan ise ‘Pretty Women’ı hatırlatıyor ve çok iddialı geliyor. O yüzden süeti tercih etmiştim. Hâlâ en severek giydiğim parçalarımdan. Eteğin altına giyip bacağımın hiç görünmemesi hoşuma gidiyor.”
Gün içindeki temposu kimi zaman belli olmayan Karatay, çantasında mutlaka bir çift babet taşıyor.
ANTİKA TUTKUNU
Eve girer girmez önce kolundan saatini, başından tokasını çıkartacak kadar çabuk sıkılan biri olan Karatay, takı tercihini de haliyle minik parçalardan yana kullanıyor. “Bir çift tek taş küpe her zaman favorimdir. Chanel’in incecik, uzun kolyelerini her zaman kullanabilirim. Bu yaz Ada’dan gerçek inci bir kolye aldım. Evladiyelik bir parça bence” diyor, sonra gündüz evden çıkarken takı takmadığını da sözlerine ekliyor.
Bir de antika takıların ruhu hoşuna gidiyor. Ama antika takılardan oluşan bir koleksiyonu olduğunu ya da onu özel davetlerde bu tarz takılarla görebileceğinizi sanmayın: “şimdilik sadece evde takıp aynaya bakmakla yetiniyorum” diyor gülerek. Mücevhere yatırım yapmayı mantıklı bir tercih olarak görmüyor. Sadece suyolu pırlanta bilekliğini, üç pırlanta taşlı yüzüğünü ve üzerinde Nefise yazan pırlantalı kolyesini beğenerek saklıyor. Ve Chopard’ın klasik Happy Diamonds serisinden saatinin ona uğur getirdiğine inanıyor.