Güncelleme Tarihi:
Nefeste kötü koku sorununun yüzde 80-85’i ağız ve boğazdaki sorunlardan kaynaklanıyor.
Ağız içindeki yaralar, ülserler, dişeti iltihapları, diş kökü ya da çevresini saran mikrobik hadiseler, yani ağız hijyeninin bozuk olması, en önemli neden olarak gösteriliyor.
Ayrıca ağız temizliğinize ne kadar dikkat ederseniz edin, tükürük salgılamanızın azalması, ağızda tükürük birikmesi gibi elinizde olmayan nedenler de nefesinizde koku yapabiliyor.
Çok daha nadiren yutak bölgesindeki kanserlerde, ağız içi tümörlerinde nefeste kötü koku ilk belirti olabiliyor. Genizde akıntı, müzminleşmiş sinüs iltihapları (kronik sinüzit) da nefes kokusuna yol açabiliyor.
Diğer taraftan akciğer hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları ve sistemik bazı sorunlarda da ağız kokabiliyor. Örneğin kronik akciğer enfeksiyonlarında -özellikle bronşektazi diye bilinen problemde- ağız kokusuna sık rastlanıyor. Birdenbire çıkan kokuda, akciğerdeki bir apseden kuşkulanmak gerekiyor.
YEMEK BORUSU HASTALIKLARINA DİKKAT
Yemek borusunda oluşan kesecikler (divertükül) bazen çok fazla büyüyebiliyor ve bu keseciklerin içinde biriken gıda artıkları ağız kokusuna sebep oluyor. Seyrek olarak gastrit gibi sorunlarda da ağız kokusu problem haline gelebiliyor. Bununla birlikte sindirim sisteminden kaynaklanan nedenler daha çok yemek borusuyla ilgili oluyor. Özellikle bağırsak hastalıkları ağzı kokusuna sebep olmuyor.
Sistemik hastalıklardan böbrek yetmezliğinde nefeste amonyak kokusu hissedilebiliyor. ıyi kontrol edilmeyen diyabette diyabetik koma öncesinde “ketoasidoz” nedeniyle nefeste özel bir koku ortaya çıkabiliyor.
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda da nefeste koku olabiliyor. Çok seyrek olarak sadece psikolojik nedenlerle ortaya çıkan ağız-nefes kokusu problemi olduğunu da hatırlatalım. Soğan, sarımsak ve benzeri yiyeceklerin nefes kokusu sorununa yol açtığını unutmayalım.
SORUN NASIL ÇÖZÜLEBİLİR?
Nefeste kötü koku sorununun nedenini bulmak bazen pek kolay olmayabiliyor. Kulak burun boğaz ve dahiliye uzmanlarıyla, diş hekimlerinin birlikte araştırma yapmaları gerekebiliyor. Genel olarak dikkatli bir değerlendirme sorunu ortaya koymaya yetiyor ve altta yatan problem belirlendiğinde koku tümüyle ortadan kalkıyor.
Prensip olarak böyle bir sorunla karşılaşmamak için herkesin ağız boğaz temizliğine dikkat etmesi, diş fırçası, diş ipi kullanmayı alışkanlık haline getirmesi, ağız gargaralarından faydalanması şart. Sık ve az gıda tüketmek, sıvı gıdalar almak, yoğurt, maydanoz gibi yiyecekler, karanfil çiğnemek halk arasında “etkili maskeleyiciler” sayılıyor. Yanlış da değil!
Her ay gebe kalma şansınız nedir?
Tam yumurtlama zamanına rast getirilen ilişkiler söz konusu olduğunda bile gebelik elde etmek için beklemek gerekebilir.
Eşlerin herhangi bir kısırlık sorunu olmadığı bilinerek yapılan istatistiklere göre gebe kalabilme oranı kadının yaşı ile giderek azalmaktadır. Erkeğin ise yaşı önemli olmakla birlikte sperm sayısı, kalitesi ve yapısı ön plandadır.
Eğer bir kadın 20-25 yaşındaysa, her ay için hamile kalma şansının oranı yüzde 25’tir. Yaş 25-30 arasındaysa şans yüzde 20, 30-35 arasındaysa da yüzde 15’tir. 35’ten sonra her yumurtlamalı aybaşına yüzde 10 civarındadır. Bundan sonra oranlar giderek azalmaktadır.
Buna göre 30 yaş altındaki sağlıklı bir kadın 6 yumurtlama dönemi içinde gebe kalacaktır. Erken 30’lu yaşlarda bu süre 9 ay, 30’lu yaşların ortalarında 1 sene olabilir.
35 yaş altında en fazla 1 yıl, 35 üzerinde en fazla 6 adet döneminde düzenli yumurtlama ile gebe kalınamıyorsa doktora gidilmelidir.
Mankenler podyuma!
Görünüşünüzle ilgili değişimler yapmayı her zaman planlayabilirsiniz. Bu kararınızda moda akımları, arkadaş çevreniz ve eşiniz ya da sağlık kuşkularınız, doktorunuzun tavsiyeleri etkili olabilir. Kilo vererek dokularınızı sıkılaştırıp fit olmak, saç ve göz renginizi değiştirmek ya da giyim tarzınıza farklı bir soluk getirmek de isteyebilirsiniz. Ancak eski deyimle “vücudunuzun çatısı” asla değişmez. Elmalar armut, armutlar elma olmaz!
Çadır tipi hanımlar, dondurma külahı hanımlara dönüşmez. Bırakın mankenler, podyumlarda elbiseleri en iyi şekilde göstermeye devam etsinler. Siz kendi gardırobunuzdakileri keyifle ve sağlıkla taşıyın!