Neden şişmanlıyoruz?

Güncelleme Tarihi:

Neden şişmanlıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 1998 00:00

Haberin Devamı

Yapılan bir araştırmaya göre Batı dünyasında kadınların yüzde 50’sinin en önemli sorunu şişmanlık. Beslenme düzeninde ve yaşam koşullarında yapılacak küçük değişiklikler, şişmanlamayı önleyebilir.

Kendinize söz vermiştiniz. Evlendikten sonra da aynı kiloyu muhafaza edecektiniz. Genç kızlık günlerinde giydiğiniz kıyafetleri her zaman kullanabilecektiniz. Fakat zamanla her şey değişti. Eski pantolonlarınızı giyemiyorsunuz. Tartının ibresi hep sağa doğru ilerliyr. Ve siz nasıl olup da şişmanladığınızı bir türlü anlayamıyorsunuz.

Hemen karamsarlığa kapılmayın. Kilo alan tek kadın siz değilsiniz. Yapılan bir araştırmaya göre kadınların yüzde 25’i tombul olarak sınıflandırılıyor. 1980 yılından günümüze kadar geçen zaman içinde dünya kadınlarının vücut ölçülerinin değiştiği ve şişmanlığın ortak bir sorun olmaya başladığı gözlendi.

Özellikle kadınların giderek daha dolgun vücutlu olmalarının arkasında kültürel ve biyolojik nedenler yatıyor. Fazla kiloların kadınlarda kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve diyabet tehlikelerini artırdığı biliniyor. Bunlara bir de fazla kiloların yarattığı sevimsizliği eklersek, kadınların eskiye oranla daha çok şişmanlamalarının büyük bir soruna dönüştüğünü kabul etmek gerek.

Zamanla vücudun kalınlaştığı teorisini bir yana bırakalım. Fazla kilo almamak için yapabileceğimiz pek çok şey var. Batı ülkelerinde yapılan araştırmalar bir gerçeği gözler önüne serdi: Kadınların büyük bir çoğunluğu lokanta ve kafeteryalarda karınlarını doyurmayı yeğliyorlardı. Büyük bir çoğunluk iş kadını olduğu için akşamları evde yemek hazırlamak güç geliyordu. Pizzalar, hamburgerler, bol mayonezli salatalar derken kadınlar farkına varmadan şişmanlamaya başladılar.

Enerji harcayın

Tartı ibaresinin hep sola doğru yönelmesinde en önemli etken enerji alımıyla enerji harcaması arasındaki dengesizlik. Aldığımız kalorileri yakmaya fırsatımız olmuyor. On yıl öncesine göre kadınlar boğazlarına çok daha fazla düşkün oldular. Sosyal faaliyetlerde, ev toplantılarında birinci unsur yemek ikramı.

Günün hemen her saatinde bir şeyler atıştırmak ihtiyacını duyanların sayısı da çok fazla. Kısacası kadınların günlük yaşantısı yemek yemeye endekslenmiş durumda. Bu koşullar altında kadınların eskiye oranla daha şişman olmaları da kaçınılmaz.

Kadınların yemek yeme merakı artarken, enerji tüketme olanakları da giderek kısıtlanmaya başladı. Kadınlar, günlük yoğun tempolarından fırsat bulup da vücut egzersizlerine zaman ayıramıyorlar. Bazıları kalori yakmaya özen gösteriyorlar, ama çabaları genellikle yeterli olmuyor. Gelişen teknoloji de bir bakıma kadınlara zanrar verdi. Elektronik aygıtlar kadınların fazla enerji harcamadan günlük işlerini yapmalarını sağlıyorlar. Arabalar, asansörler, elektrikli mutfak aygıtları, kadınlara büyük kollaylık sağlıyor. Ne yazık ki işlerinden arta kalan zamanlarını spor yaparak geçirmek istemiyorlar. Bir yanda düzensiz beslenme, bir yanda hareketsizlik, genç nesillerin eskiye göre daha tombul olmalarına yol açıyor.

Yağ oranı fazla

Biyoloji de kadınların aleyhine çalışıyor. Kadın vücudnda her zaman erkeklerde olduğundan daha fazla yağ depo ediliyor. Yağ depolamayı sağlayan lipozenik enzimleri östrojen hormonu harekete geçiriyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almamızın nedeni de östrojen hormonunun bu enzimlerin çoğalmalarını sağlamasından kaynaklanıyor.

Östrojen yani dişilik hormonu yağların vücudun belli noktalarında birikmelerinde de rol oynuyor. Östrojen genellikle yağların vücudun belden aşağı kısımlarında toplanmalarını sağlıyor. Bu bölgelerde biriken yağları eritmek ise hiç de kolay değil.

Ayrıca kadınların metabolizmasının erkeklerinkinden daha ağır çalıştığı da bir gerçek. Kadının dinlenirken ne kadar kaloriye ihtiyacı olduğunu, kas, kemik ve organların sağladığkları biliniyor. 25 yaşından sonra kadınların kaslarında azalma görülmeye başlıyor. Her on yılda bir metabolizma hızında da yüzde 5 oranında bir yavaşlama saptanıyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!