Güncelleme Tarihi:
Basketbolda kaçıncı yılınız?
- Neredeyse 30 olacak. 5 yaşında başladım. Çünkü babam eski milli basketbolcu…
5 yaş basketbola başlamak için uygun mu?
- Erken. 7 yaşından sonrası daha sağlıklı. Ama ben mutluydum.
Bir röportajınızda, “Sürekli kendimden büyüklerle oynadığım için erken olgunlaştım” demişsiniz. Nasıl bir olgunlaşmaydı bu?
- O yaşlarda sizden birkaç ay büyük bir çocuktan bile çok şey öğrenebiliyorken ben hep yaşça çok büyüklerle oynadım. Onların deneyimleri benim gelişimime hız verdi.
Bu durum sizi karakter olarak da olgunlaştırdı mı?
- Tabii. Hayatım boyunca hep erken sorumluluk aldım. Daima üst seviye basketbolcu olmak istedim. Yeşilköy’de doğdum büyüdüm; Galatasaray’ın altyapısında yetiştim. Parlak çocuklardandım. 16 yaşında A takımına çıktım. 17 yaşında Galatasaray tarihinde bir ilk gerçekleştirerek hep ilk 5 başladım. 19 yaşında Milli Takım’a seçildim. İlk senem olmasına rağmen A Milli Takım’da çok ciddi süreler aldım. Bütün bunlar hırslı olmanın bir neticesi. Ben hep herkese karşı bir şeyler ispat etmenin peşinde oldum.
Peki ya para?
- Hiç umurumda değildi. Çok sevdiğim bir işi yapıyordum ve üstüne cebime para da koyuyorlardı.
Efes’te kaç yıl oynadınız?
- Efes’e ilk transfer olduğumda 20 yaşındaydım. Dört sene oynadım. Sonra bir sene Ülker, bir sene Beşiktaş. İki sene Real Madrid. Beş ay bir Rusya maceram var. Sonra Efes’e geri döndüm. Geçen sezona kadar.
Efes’in son dönemlerinde takımın yıldızıydınız, hatta son reklam kampanyasıyla basketbolla alakası olmayan insanlar bile sizi sevdi. Yıldızı olduğunuz bir takımdan neden gönderildiniz?
- Nedenini hâlâ bilmiyorum; kimseyle de konuşmadım. Onların takdiri. Bana hiçbir açıklama yapılmadı.
Şok oldunuz mu?
- Oldum tabii, beklemiyordum. Sonuçta kaç senedir kaptanlığını yaptığım bir takım. Çok şey kazandım ben Efes’te. Kim bilir belki bir gün tekrar dönerim.
Kırgın mısınız peki, yoksa aştınız mı?
- Aştım. Üzüldüm tabii, herkes üzülür. Ama kırılma ve gücenme değil. Senelerdir çok şey paylaştığım için buruğum sadece.
Takımın önüne falan mı geçtiğinizi düşünüyorlardı acaba?
- Zannetmiyorum. Üç-dört senedir takım kaptanlığını yapıyorum. Geçen sene çok dakika almadım oyuncu olarak. Ama takım kaptanı olduğum için ve Tuncay Bey’e çok saygı duyduğum için sıkıntı yapmadım. Benim yerimde başka bir oyuncu olsa belki sıkıntı yapabilirdi. Kaptan olunca “Ben niye oynamıyorum” diyemiyorsun, örnek olmak gibi bir misyonun var çünkü.
Antrenörle bir sürtüşmeniz oldu mu?
- Olmadı. Oynatmadığı için sıkıntı oluyordu ama bire bir bir tartışma hiç olmadı.
Kerem Tunçeri’siz bir Efes olur mu?
- Bal gibi de olur tabii. Kimse şah değil padişah değil. Herkesin yeri doldurulabilir.
Yeni takımınız Türk Telekom... Hedef nedir?
- Yatırım yapıyorlar bu sene. Fena olmayan bir kadro kuruluyor. Benim de hedefim takımı bir yerlere getirmek.
Telekom’u öncesinde nasıl bulurdunuz?
- Çok yanlış transfer politikaları izlediler. Çok para harcadılar. Ama Telekom Türk basketbolu için önemli bir camia. Biraz başarı elde edersek hem Ankara seyircisini çekmiş oluruz hem de Türk Telekom şirket olarak yatırım yapabilir. Ama yavaş yavaş olacak şeyler.
Ankara bir şehir olarak size neler hissettiriyor?
- Severim Ankara’yı. Ama hiç yaşamadım. Abim iki-üç sene orada oynadı, keyifli zamanlar geçirdi. Ama önemli olan şehri sevmek değil, o şehirde başarı elde etmek.
En klişe soruyla geleyim, deniz olmayan bir şehirde ne yapacaksınız?
- Denizi özleyerek zaman geçireceğim. Özlemek de güzeldir.
AVATAR’I 50 KEZ İZLEDİM
Nasıl deşarj olursunuz?
- Antrenmandan yorgun argın eve gelince yemek yiyip hemen televizyonun karşısına geçerim. ‘Avatar’ı 50 kere izlemişimdir.
Müzik?
- Her tarz müzik dinlerim.
Reklamlarda çok iyi şarkı söylemeniz herkesi şaşırtmıştı. Bu iyi bir dinleyici olmanızdan mı kaynaklanıyor?
- İlgisi olabilir. Babam klasik müzikle büyütmüş bizi. En hayran olduğum insan rahmetli Pavarotti mesela. CD’si arabadan hiç eksik olmaz. Fasılı da çok severim. İstanbul’da Tünel tarafında kuytu bir fasıl yerim var. Müthiş keyif alırım.
Kerem Tunçeri deyince sizi tanıyanların ilk söylediği sözlerden biri de fazla bakımlı olmanız. Siz mekâna gelmeden kokunuz gelirmiş öyle mi?
- Güzel koku severim. Kremlenirim, yıllardır aynı parfümü kullanırım. Bu yüzden o kokuyu duyanın aklına ben gelirim. Kötü kokuya tahammülüm yok. Temizlik hastalığım var.