Neden ama neden Nihat Doğan’a gıcığız da Tarkan’a hayran?

Güncelleme Tarihi:

Neden ama neden Nihat Doğan’a gıcığız da Tarkan’a hayran
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2012 00:00

Ünlülerle yatıyor, ünlülerle kalkıyoruz. Her hareketlerini takip ediyoruz ama kimine meftun, kimine sinir oluyoruz. Psikiyatrist Bahar Tezcan ünlüleri neden sevdiğimizi ve onlardan neden nefret ettiğimizi anlatıyor.

Haberin Devamı

ÜNLÜLERİ NİYE SEVER NİYE SEVMEYİZ - FOTO ANALİZ

NİHAT DOĞAN

Bilgisi olsun ya da olmasın hemen her konuda fikir sahibi olduğu gibi, kendisinde her konuda konuşma yetkisi buluyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı içinde sürekli gündem yaratmaya çalışıyor. Daha çok dikkat çekebilmek için de bunu bilinçli bir şekilde yoğun bir öfkeyle dile getiriyor. Ancak bu sebeple öfkesi bile çok samimiyetsiz duruyor.

Taraflı ve tahammülsüz
HINCAL ULUÇ

Her ne kadar tecrübeli bir gazeteci olsa da iddialı olduğu konularda kendisini tek söz sahibi gibi görüyor. Eleştiriye tahammülsüz. Bu da onu iletişime kapalı hale getiriyor. Kadın erkek ayrımcılığı çoğu zaman kadınların aleyhine işliyor. “Su testisi su yolunda kırılır” ve “O bir azize değildi” gibi sözleriyle erkek egemen değerleri besliyor.

Haberin Devamı

Özgüven maskesi takıyor
HÜLYA AVŞAR

Sürekli bir yüksek özgüven maskesiyle dolaşıyor. Üzüntü duyması beklenen yaşam olaylarını bile medyaya kahkahalar eşliğinde sunması samimiyetsiz bulunuyor. Başka insanları önemsemeyen tavrı insanların ona kendilerini uzak hissetmesine sebep oluyor. Her konuya espriyle yaklaşma çabası aslında savunma mekanizması.

Küçümseyici tavırlı
DEMET AKALIN

‘Popun Kraliçesi’ olduğuna o kadar fazla inandı ki şarkılarını söylerken bile tebaasına lütufta bulunuyor gibi davranıyor. Diyarbakır örneğinde olduğu gibi bütün bir toplumu küçümseyici tavırlar içinde bulunuyor. Sık sık kullandığı argo ve küfürlü cümleleriyle hiçbir zaman gerçek bir kraliçe olmanın hakkını veremiyor.

Sıkışıp kalmış
HANDE ATAİZİ

Erotik olmakla ve entelektüel olmak arasında sıkışıp kalmış olduğu için aslında kendisi de tam olarak nereye ait olduğunu bilmiyor. Belki her iki kavramın doğru bir sentezini yapabilse kim olduğunu topluma daha iyi sunabilir.

Yapaylık hissi geçiyor
GÜLBEN ERGEN

Yapay tavırlar içerisinde. Bu da onun gerçek duygularını ifade etmediğini düşündürüyor. Özel yaşamıyla ilgili çalkantılı dönemlerinde bile sürekli bir inkar durumu içerisinde olması nedeniyle toplumla arasına mesafe giriyor. Şov dünyasından zaman zaman çıkıp aslında gerçek bir insan olduğunu hissettiremiyor.

Haberin Devamı

Samimi, olgun ve sakin
TARKAN

Sıcak kişilik yapısı, öfkeli davranışlar sergilememesi onu sempatik yapıyor. Popun kralı kabul edildiği halde ulaşılabilir bir konumda duruyor. Meslektaşlarıyla polemik yaşamaması ona olgun bir hava kazandırıyor. Söylemleri davranışlarıyla çelişmiyor. Yaşam tercihlerinin arkasında durabiliyor.

Kendisiyle dalga geçebiliyor
CEM YILMAZ

İnsanların en önemli ihtiyaçlarından biri de gülebilmek. Cem Yılmaz bunu yeterince tatmin ediyor. Kendisiyle dalga geçebilme özelliği olduğu için toplumun değerlerini de tiye aldığı zaman öfke yaratmıyor. Tam aksine bunu öylesine esprili bir şekilde sunuyor ki toplumda öz eleştiriyi sağlıyor.

Haberin Devamı

Herkesin arkadaşı
ACUN ILICALI

Onu takip edenlerde herkesin arkadaşı olabilirmiş hissi uyandırıyor. Ne hissettiğini, duygularını, düşüncelerini o kadar açık sözlülükle ifade ediyor, öyle rahat mesajlar veriyor ki, kişilerle arasına mesafe girmiyor. Bu kadar sevilmesinde belki de en önemli etken işte topluma verdiği bu yakınlık hissi.

Ailenin bireyi gibi
BEYAZ

Toplumsal değer yargılarına her zaman sahip çıkıyor. Kendisini ailenin bir bireyi gibi hissettiriyor. Yargılayıcı, eleştirici bir tutumunun olmaması nedeniyle iletişime çok açık. Kendisiyle ve etrafındakilerle barışık. İnsanlara kendisini iyi hissettiriyor. Espri yeteneği çok gelişmiş ve bunu hep olumlu yönde kullanıyor.

Haberin Devamı

Kendine yatırım yaptı
AJDA

Onu meslektaşlarına ve topluma karşı hep saygılı gördük. Kişisel kavgaların, polemiklerin peşinde koşmak yerine kendine yatırım yaptı ve mesleki başarısı da sürekli arttı. Hayatı dolu dolu yaşamak kavramının, kendine saygı duymanın sembolü oldu. Gelişmekten, üretmekten hiç ödün vermedi, hayranlık duyulmanın hakkını verdi.

Bize hayatımızı anlatıyor
SEZEN AKSU

İnsanlığa dair tum duygulara eşlik etti şarkılarıyla. İnsanları ve hayatı anlamayı o kadar iyi başardı ki, zihinlerdeki pek çok sorunun cevabını şarkı sözlerinde verdi. Sevmeyi de, terk etmeyi de, kazanmayı ya da kaybetmeyi de anlattı bize. Her şeye rağmen yaşamı sürdürebilmeyi öğretti şarkılarıyla.

Haberin Devamı

KOLAY TÜKETİLEN POP KÜLTÜR ÖĞELERİ
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat

Kendimizde kabullenemediğimiz olumsuzlukları onlara yansıtıp, kendimizi aklıyoruz. İkircikli bir sevgi ve nefret ilişkisi yaşıyoruz. Ortak bir yaşam geliştiriyoruz ve benlik sınırlarımız karışıyor. Herkesin üzerinde uzlaştığı Tarkan, Cem Yılmaz gibi ünlüler fantastik, göz kamaştırıcı, başarılı ve çok zengin. En kolay hayran olunacak kişiler... Üstelik şov dünyasının bütün atraksiyonlarıyla olağanüstü câzip hâlde sunuluyorlar halka.

KADINLAR HEMCİNSE ERKEKLER KARŞI CİNSE HAYRAN
Psikolog Gizem Pekcan

Başka birine karşı duyulan hayranlığın iki boyutu var. Biri kıskançlık diğeriyse tutku. Özellikle genç kızlarda, karşı cinsten birine karşı duyulan tutkuya dönüşmüş hayranlık örneklerine sık rastlıyoruz. Erkeklerin duyduğu hayranlıksa çoğunlukla hemcinslere yönelik. Birçok erkeğin en çok hayranı olduğu kişi, bir futbolcu ya da dünyaca ünlü bir erkek müzisyen. Erkekler ya sahip olmak isteyip de olamadıkları bir özelliği bir başkasında gördükleri için ya da kendilerinde var olan özelliklerle benzerlik kurdukları için hayran oluyor.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!