Neco bütün bu insanları yönetebiliyorsa herkesi yönetir diyecekler

Güncelleme Tarihi:

Neco bütün bu insanları yönetebiliyorsa herkesi yönetir diyecekler
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2005 23:08

Bu kadar ‘baba’ oyuncuyu bir araya toplayan Med Yapım, filmi 33 yaşında ismini duymadığımız bir yönetmene teslim etti.

Neco Çelik Almanya’da doğup,büyümüş. Kısa film çekerek yönetmenliğe başlamış. İlk uzun metraj filminde bir Türk mahallesinde yaşayan Alman bir adamın hikayesini anlatmış. Alltag’ın (Günlük Hayat) dünya prömiyeri 36 Hof Film Günleri’nde yapılmış. İkinci uzun metraj filminin adı Urban Guerillas (Şehir Gerillaları). Sizi Türkiye’ye hangi rüzgar attı? - Ben kendime ait bir proje için geldim. Bir tavsiye üzerine Med Yapım’la kontağa girdim. Yapımcı Mehmet Karaca ile tanıştım, görüştüm, anlaştım. Hikáyemiz böyle başladı. İki tane uzun metraj filminiz var. İkisinin de senaryosu size aitti. Ama Kısık Ateşte 15 Dakika’nın senaryosu sizin değil... - Bu benim açımdan sorun değil. Şimdiye kadar senaryosunu kendi yazdığım filmleri yönetiyor olmam bir tesadüftü. Kendim yazabildiğim için yazdım. Ama biri bana gel bu senaryoyu çek dese, hayır demezdim, demedim de. İsminiz bizim için yeni. 1972 yılında Berlin’de doğduğunuzu biliyoruz o kadar. Kimsiniz? - Annemle babam 60’ların ortasında, Afyon’un çok küçük bir köyünden Almanya’ya işçi olarak gelmiş. Ben Almanya’da doğdum. Kreuzberg’de büyüdüm. Kreuzberg Beyoğlu gibidir. Türk kaynar ortalık. Herkes köyden göç etmiştir. Doğu Anadolu’dan, Güney Doğu Anadolu’dan... Aşiret mensubu olanlar falan... Her aile sekiz, on çocuklu. Bizim aile en küçüklerden, beş kardeştik. Duvarın kenarında büyüdük. Duvar, dünya ile aramıza giren sınır gibiydi. Çeteler ve şiddetle iç içe yaşadık. Ama sonuçta çok mutluyum. Bir daha dünyaya gelsem yine Kreuzberg’de doğmak isterdim. Çocukken ne olmak isterdiniz? - Bunu babam duymasın, benimle dalga geçer, pilot olmak istiyordum. Askeri uçak pilotu. Türk askerinin sıkı takipçisiydim, çok özeniyordum. Ama bu özenti kısa sürdü. Militer kariyerimi bir kenara bırakıp, sanatla, resimle ilgilenmeye başladım. Ama ileride bir gün askeri bir film yapacağım. Ve orada pilot rolünü kendime yazacağım. Yönetmenlik mi okudunuz? - Hayır. Yeni öğrendiğim bir kelimeyle söyleyeyim, alaylıyım. Arkadaşlarım kısa film çekiyordu. Ben de yapabilirim, dedim. Kısa film çekerek motor dedim. Bir belgeselle başladım. Nasıl bir belgeseldi bu? - Ben yönetmen olmadan önce sosyal pedagogluk yapıyordum. Çalıştığım ev ve oradaki çocuklar üzerine bir belgesel yaptım. Pedagoji mi okudunuz? - Onu da okumadım. Ne üniversitesi liseye bile gitmedim ki. Ama çok kitap karıştırdım. Kaybettiğim zamanı doldurdum. Nasıl pedagog oldunuz!- Kreuzberg’deki gençleri şiddetten uzak tutmak için önlerinde iyi bir örnek lazımdı. Ama onlar saygıyı hep şiddet üzerinden algılıyor, bir adam ne kadar kuvvetliyse ona o kadar saygı duyuyorlardı. Sosyal pedagoglar bende tersi bir durum gördü, sanata yatkın olduğumu keşfettiler. Bana ‘Gel bizimle çalış, arkadaşlarına iyi örnek ol’ dediler. Ve 10 yıl pedagogluk yaptım. Ve bu 10 sene pedagogluk yapmak beni çok iyi eğitti. Yaşıtlarınız gibi şiddete eğilim duymamayı nasıl başardınız?- Aileme çok şey borçluyum. Ağabeylerim attığım her adımı takip ederdi. Ama yine de karıştım olaylara. Suratımdan anlaşılır. Her tarafım delik deşik, dikiş izleri ile dolu. Gittiğim yolun yol olmadığını çabuk anladım. Sanatçılarla tanışarak başka bir dünya tanıdım. Kreuzberg’deki arkadaşlarımla hayat yolum ayrıldı ama hálá aynı mahallede oturuyoruz. Şimdi onların benden bir beklentisi var. ‘Belki Neco bizi de kurtarır’ diyorlar. Türkiye’de film çektiğim için gurur duyuyorlar. Bu filmde oynayan sanatçıları ben tanımıyorum, onlar tanıyor, vay be, diyorlar. Üniversite okumadınız mı?- Ne üniversitesi, liseye bile gitmedim.İlk uzun metraj filminizde Türklerin azınlık psikolojisini değil, Berlin’de Türk mahallesinde yaşayan bir Alman’ın azınlık hissini filme çektiniz. Ters köşeden vurmak, stiliniz mi? - Değil. Hiç de ters köşe değil. Ben kendi gerçeğimi yansıttım. Benim hiç Alman arkadaşım yoktu. Biz Türk toplumunda büyüdük. Almanya’da yaşayan diğer Türk yönetmenlerde azınlık hissi var. Bende azınlık hissi yok. İkinci filmim hip hop üzerineydi çünkü Berlin’deki hip-hopçu Türkler benim en yakın arkadaşlarım. Kısık Ateşte 15 Dakika’nın senaryosunu okuyunca ne düşündünüz?- Rossini diye bir Alman filmi var. Aklıma ilk o geldi. Ama bu kopya çektim demek değil. Bu film 15 dakikalık bir olay üzerine kurulu. Enteresan bir 15 dakika. Ben bu filmi yönetmeyi o 15 dakika yüzünden kabul ettim Bu filmde çok star var. Sizin açınızdan bakarsak bu bir avantaj mı dezavantaj mı? - İkisi de. Dezavantajı şu: Bu oyuncuların hepsi dizide oynuyor. Hepsinin çok önemli başka işleri var. Aynı gün hepsini sete getirmek neredeyse imkansız. Birbiriyle bağlantılı sahneleri ayrı ayrı çekmek zorunda kalıyorum. Bir tarafı çekiyorum, diğer tarafı gösteremiyorum. Herkesi duvara karşı çekiyorum. Hepsinin çok profesyonel olması nedeniyle çok az tekrar yapıyoruz, bu da önemli avantaj.Türkiye’ye geliş amacınıza ne oldu? Kendi projenizi rafa mı kaldırdınız? - Hayır. Bu bitsin, sıra ona da gelecek. Türkiye’de de çalışabileceğimi kanıtlayayım, bütün bu insanları yönetebildiğimi de göstereyim süper olacak. Neco bütün bu insanları yönetebiliyorsa herkesi yönetir diyecekler. OYUNCULAR YÖNETMEN HAKKINDA NE DİYOR? Metin AkpınarAlmanya’daki başarılarını izleyemedim. Sabrı ve deneyimi ile iyi bir iş çıkaracağına inanıyorum. Özkan UğurNeco çok tatlı. Çok güzel alışverişlerimiz oldu. Ata DemirerTürkçe’yi çözünce bomba gibi olacak. Kibar biri. Çok mazlum. Yardımcı oluyoruz insanlık adına. Tekniği çok kuvvetli. Haluk BilginerNeco zayıf bir arkadaş. Kilo olarak. Gözlüklü. Almanya’dan gelmiş. Kendisini yaptığı işi gördükten sonra tanıyacağım. JansetOyuncudan ne istediğini bilen bir yönetmen. Eğlenceli ve rahat.Eyşan ÖzhimGenç bir yönetmen olması işime geldi. Bu setteki hiç kimseye karşı iyi ya da kötü bir önyargısı yok.Aysu KayacıBen çok fazla yönetmenle çalışmadım ama yönetmenimiz çok iyi olduğunu söylüyorlar. Çalışması rahat ve çok keyifli.Erhan Yazıcıoğluİşinin ustası olmasaydı Med Yapım onunla çalışmazdı.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!