Güncelleme Tarihi:
Ancak 21 Haziran’da Dirimart Galeri’de açılan ‘Can You Spell Mixing’ sergisinde sadece tuval üzerine çalışmalarına yer veriyor. Sanatçının ilk stensil resimleri olması dolayısıyla önemsediği ‘İsimsiz’ adlı seride, onun da söylediği gibi, ne tema ne de konu var! Grosse’un istediği, Türkiyeli izleyicinin galeriye gidip her bir çalışmayı kendi başına deneyimlemesi. “Aslında her zaman bir opera sanatçısı ya da futbol yıldızı olmak istemişimdir” diyen Katharine Grosse’tan sergiyi dinledik.
Ezgi ATABİLEN
Erken dönem işlerinize baktığınızda şimdiki eserlerinizi nasıl yorumluyorsunuz?
- En büyük değişim, sprey tabancasını kullanmamla oldu. Çünkü bu, resim yapmayı ve resimdeki olanakları tekrar gözden geçirmemi sağladı. Bana belli bir özgürlük tanıdı. Bu ister istemez eserlerime de yansıdı.
Genellikle büyük boyutlardaki enstalasyonlarınızla kendinizden söz ettiriyorsunuz. Ama Dirimart’ta yer alanlar, tuval üzerine yaptığınız çalışmalar. Bu sergiyle Türkiyeli sanat izleyicisi sizi yakından tanıyabilecek mi?
- Aslında her zaman enstalasyonlarımın dışında tuval üzerinde de çalıştım. Dirimart’ta sergilediğim işler stensil resimlerimin ilk örnekleri olması sebebiyle çok önemli bir grup. Bu nedenle Türk seyircisinin ilk olarak tuval üzerine çalışmalarımla benimle buluşması oldukça önemli.
HAYATA VE ÇALIŞMAYA DAİR
Resim sanatını tuval gibi sınırlı yüzeylerden dışarıya taşırıyor, genellikle sergileme yaptığınız galerilerin neredeyse tüm mekânını kullanıyorsunuz. Nasıl doğdu bu ilginç fikir?
- Düşüncelerimi çalışırken geliştiriyorum. Bir şey yapıyorum, sonra bir şey ekliyorum ve böyle devam ediyor. Her türlü mekânı etkinleştirmek ilgimi çekiyor. Çoğu zaman galeri mekânını ve mimariyi de çalışmanın içine katıyorum.
Aslında bu tekniğinizin bir tez içerdiği de düşünülebilir...
- Tekniğim değil, ama araç seçimim kesinlikle hayata ve çalışmaya karşı bir tutum sergiliyor.
Peki, daha çok doğal malzemeler kullanmayı tercih etmenizin sebebi nedir?
- Doğal malzemelerle çalıştım ama çoğunlukla insan yapımı ya da bulunmuş objelerle çalışıyorum. Malzeme seçimim enstalasyonlarıma belli bir hareket katıyor. Ama izleyici üzerinde asıl etkili olan renk, form, ritim, doku ve malzemenin bir araya gelmesi.
TİYATRO SEVGİSİ HEP BENİMLE
Çalışmalarınızda performans sanatından etkilendiğinizi söyleyebilir miyiz?
- Çocukken çok tiyatroya götürülürdüm ve Pina Bausch’u düzenli olarak seyrettim. Bu tiyatro sevgisi ve teatrallik benimle kaldı. Dolayısıyla belki tiyatro ve dans disiplinlerinden etkilenmiş ve bunlardan çıkardıklarımı eserlerime yansıtmış olabilirim.
Hiç sahnede olmayı istemediniz mi?
- Aslında her zaman bir opera sanatçısı ya da futbol yıldızı olmak istemişimdir. Ancak belli seçimler; istek, yetenek ve gayret birleşince kendimi bugün geldiğim yerde buldum.
Çok seyahat ettiğinizi duydum. Nasıl bir çalışma disiplininiz var?
- Sürekli çalışıyorum. Çok seyahat ediyorum ama stüdyolarımın birinde ya da diğerinde çalıştığım zamanlar da çok oluyor. Gerçekten de resim yaparken hızlı hareket ediyorum fakat bunun boyayı kontrol etmekten çok, hızlı düşünüp hareket etmeme borçluyum. Aslında sadece hızlı düşünüyorum.
Son olarak, serginin adı niçin ‘Can You Spell Mixing’? Yani, karıştırmayı (mixing) heceleyebilir misiniz?
- Çünkü, birden fazla tekniği bir araya getirmenin grameri kolay telaffuz edilemez.
NE GRAFFİTİ NE KAVRAMSAL SANAT
Graffiti sanatçılarının kullandıkları araçları bazen kullanmam dışında işlerimin graffiti sanatına yakın olduğunu düşünmüyorum. Kavramsal sanata da çok yakın değil. Daha ziyade resim tarihi, eserlerimi etkiliyor. Malevich, Kandinsky ve Kupka’nın soyut dili beni etkiliyor. Ama burada önemli olan kendi özgün dilini oluşturup, özümsediklerini de bu dil içinde dönüştürmek.