Ne mankenim ne şarkıcı niye medyatik olayım

Güncelleme Tarihi:

Ne mankenim ne şarkıcı niye medyatik olayım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2005 00:00

‘Avrupa Yakası’nın Kubilay’ı Vural Çelik, şöhrete inat medyadan uzak bir yaşam sürüyor. Kalabalıklardan ürktüğünü söyleyen oyuncu, ‘Ben ne şarkıcıyım ne de manken... Her gece birileriyle bara da gitmiyorum. Bu şartlar altında medyatik olamam’ diyor.

Tiyatro eğitimi aldınız mı? İsterdim ama alaylı diye tabir ettiğimiz oyunculardanım. - ‘Kubilay’ karakteri sayesinde herkesin tanıdığı biri haline geldiniz. Bu başarıyı ve popülariteyi koruyabileceğinize inanıyor musunuz?

Ben her eserde Vural Çelik’in farklı bir yönünü ortaya çıkarmak isterim. Yani bir daha Kubilay olmam. Kendimi kabullendirebilmem için başka roller lazım. Beni izleyenler, ‘Ben bu filmi daha önce görmüştüm’ dememeli. Halkı başka bir karakterle de güldürebilirim.

- Önce yan karakterdin, çok nadir görüyorduk sizi dizide. Şimdi ise her bölüm rolün var.. Nasıl gelişti Kubilay karakteri?

Aslında bu dizide rol almam tamamen tesadüfi. Bir gün Ata Demirer ‘Küçük bir rol var, sen oynar mısın’ dedi. Memnuniyetle kabul ettim. Ben Kubilay’ı canlandırırken Gülse Birsel de beni destekledi. Derken Vural Çelik doğaçlamalar yaptı. Bir gün ‘Gördüm seni’ dedi. Birsel beğenerek ‘Evet, bunu kullanalım’ dedi. Başka bir gün Kubilay kötü bir espri yaptı ama çok güzel olduğunu iddia ederek ‘Biri beni durdursun canım’ı senaryoya ekledi. Böylece Kubilay karakterini oturttuk.

BENİ YETİŞTİRENLERE İHANET ETMEYECEĞİM

- Kubilay karakterine çok şey katmışsınız. Peki gerçekte Kubilay’la aranızda benzerlikler var mı?

Ben çok duygusal, azla yetinmesini bilen, ihtirassız, magazin camiasından olmayan, halktan biriyim. Halk olabiliyorsan aktör de olabilirsin. 1989’dan beri tiyatro sahnesinin tozunu yuttum. Buralara gelebilmem için elimden tutan insanlara ihanet etmemem gerek. Ne oldum delisi olursam, beni toprak altından çıkarıp şekil veren o insanlara ihanet etmiş olurum. Ben ne şarkıcıyım ne de manken... Medyatik olamam ki! Her gece birileriyle bara da gitmiyorum. Bir arabam ve evim bile yok!

- Kimlere ihanet etmek istemezsiniz mesela?

Necati Akpınar ve Yılmaz Erdoğan’a minnettarım. BKM oyuncusu olmak benim için gurur meselesidir. Onlardan ‘Seninle gurur duyuyoruz’ cümlesini duyduğum için gözüm arkada kalmaz. Yarın diziden çıksam bile fark etmez. ‘Bir Demet Tiyatro’da oynamam, ‘Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü’ gibi 15 ödül alan bir oyunda yer almam, çok güzel bir duygu.

- Gülenay karakteri kısa zamanda belki de Kubilay’dan bile çok sevdirdi kendini...

Kubilay kendisini çok yukarılarda gören bir karakter, Gülenay ise halka daha yakın. O bakımdan beni daha çok anlatıyor. Babam bizi terk ettiğinden beri çok zor günler geçirdik. Hálá annemle yaşıyorum. Kubilay karakterini besledim ama Gülenay’ı kendi hayatımdan bir parça gibi yaşadım.

- Peki set haricinde nerelere gider, nasıl zaman geçirirsiniz?

Reina’ya, Laila’ya hiç gitmedim. Bu oraların gidilmeyecek yerler olmasından kaynaklanmıyor. Yapım gereği çok kalabalık ortamlar beni ürkütür, sıkar. O yüzden erkenden evime giderim. Bilgisayarımda zaman geçiririm. Her akşam bir film izlerim.

- Özel hayatınızda biri var mı?

1,5 senedir sözlüyüm. Ankara’da, Nejat Uygur Tiyatrosu’nun ‘Türkiye’nin Gemisi’ isimli oyununda görev alıyordum. Orada tanıştık. Seyirci olarak gelmişti.

Anneme bir ev alabilsem sonra limon bile satarım

Annemden asla kopamam. Hiçbir güç, hiçbir kadın, maddi manevi hiçbir şey annemi gözardı etmeme sebep olamaz. Benim bu dünyada bir tek annem var. Annem gözlerini kapattığı zaman yüzünde tebessüm olsun. Onu görmek istiyorum. Anneme bir ev alayım, o evde ölelim. Bu hayalim gerçekleştiği zaman, ertesi gün pazarda limon bile satabilirim. Çocukluktan beri çok eziyet çektik. Ben çoraplarımı köşeye attıktan sonra ‘Annecim şunu al’ dersem, ‘Tamam oğlum’ der. Karın bunu demez ama! Bu tabiatın gerçeği.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!