Güncelleme Tarihi:
Dilek Pınar, piyasaya yeni çıkan bir şarkıcı. Geçtiğimiz günlerde basına bir tanışma yemeği verdi.
Ancak biz konuyu farklı bir açıdan alalım dedik ve adım adım nasıl ünlü olunur konusunu Dilek Pınar vesilesiyle öğrenmeye karar verdik. İşte sıfırdan zirveye giden yolda, perde arkasında neler yapılıyor.
Birinci adımda bir yapımcı bulunuyor. Yapımcı, şarkıcıyı görüyor, beğeniyor, gelecek görüyorsa onunla oturup bir sözleşme imzalıyor. Şarkıcı ne kadar ünlüyse sözleşme o kadar şarkıcı lehinde oluyor. Sözleşmede birlikte kaç kaset yapacakları, kaset satışlarınden elde edilen gelirin yüzde kaçı şarkıcıya gidecek gibi hayati konular saptanıyor.
Albümsüz olmaz
İkinci basamak bir albüm hazırlamak. Tarzınıza göre bir müzik direktörü bulunuyor. Fantazi tarzında en popüler müzik direktörü mesela Taşkın Sabah. Popta ise Attila Özdemiroğlu ve Kıvanç K. çok aranıyor. Rock tarzında yapmak isteyenler ise Demir Demirkan, Alper Erinç'in peşine düşüyor. Mühim olan, o günlerde kimin besteleri popülerse ondan bir beste almak. Bu günlerde en ideali Sezen Aksu ve Serdar Ortaç'tan birer tane alıp işe girişmek.
Enteresandır klibim
Üçüncü basamak klip çekmek. Yapımcı şarkıcısına ne kadar çok inanıyorsa o kadar pahalı bir klip çekiliyor. Klipte mühim olan enteresanlık yapmak. Biri bir manken mi kullandı, siz bunu beşe çıkaracaksınız. Biri beş metre kumaş mı kullandı, siz yüz metre kullanın. Biri Venedik'te mi çekti, siz Alaska'de çekeceksiniz. Mete Özgencil, Tayfun Dinçer gibi eskilerin yanı sıra Mustafa Mayadağ, Ömer Faruk Sorak ve Deniz Akel de bugünlerde popüler.
Erol Atar aşaması
Dördüncü basamak fotoğraf çektirmek. Sizin tarzınızı, kime hitap ettiğiniz belirleyen en önemli şey bu fotoğraflar. Klasikçiyseniz doğru Erol Atar'a gidiyorsunuz. Özel formülüyle şişmanları zayıf, çirkinleri güzel gösteriyor. Hepsi birbirine benziyor ama olsun. Nal gibi bir Erol Atar imzasıyla şahane bir fotonuz oluyor. Değişiklik isteyenler için bugünlerin en popüler fotoğrafçısı Nihat Odabaşı. Mahsun Kırmızıgül'ün ve Tarkan'ın olay yaratan fotoğraflarını çeken Nihat Odabaşı, kaset kapağı çekimlerini çok ciddiye alıyor. ‘‘İki üç gün öncesinde şarkıcıyla bir araya gelir konuşurum. Mutlaka müziğini dinlerim. Yüzüne alışmam için bir iki kez önceden bakarım ona. Nasıl biri olduğunu ve nasıl biri olmak istediğini, hayalinde kendini nasıl biri gibi görmek istediğini sorarım. Nasıl fotoğraflar sevdiğini öğrenirim. Bütün bunları birleştirir, kendi tarzımı ve reklamcı gözümü birleştirip ona uyacak en doğru fotoğrafı çıkarırım’’ diyor.
Basın danışmanım
Ancak herşeyin başında mutlaka bir basın danışmanı ediniyorsunuz. Bu hayati bir konu. Özellikle de şöhret merdiveninin ilk basamaklarındaysanız geleceğiniz iyi bir basın danışmanına bağlı. Dilek Pınar'ın halkla ilişkiler danışmanı Özgür Aras yedi yıldır bu işin içindeymiş. ‘‘Bir kişinin halkla ilişkisini geliştirme ve anlama yolundaki çabalarını yönlendiriyorum. Kuaförü bulmak, fotoğrafçı ayarlamak, vereceği pozları saptamak, kaset kartoneti hazırlatmak, basın bültenlerini yazmak, basına dosyaları ulaştırmak, klibi çekecek yönetmeni bulmak, klibi piyasaya dağıtmak, televizyon, radyo, gazete röportajlarını ayarlamak, sahne çalışmasını organize etmek, kaç para alacağını konuşmak, orkestraya parayı dağıtmak, şirkete yüzdeyi vermek, kıyafetlerini diktirmek hep benim işim.’’
Görüntü mekanları
Yeni çıkan şarkıcıya taktikler veriliyor. Yaptığı müziğin tarzına göre, görünebileceği ve görünemeyeceği yerler var. Fantazi tarzında yapanların Dedikodulu Meyhane gitmesinde hiç bir mahsur yok mesela. Hatta gitmesi şiddetle tavsiye ediliyor. Popçulara ise daha ağır başlı yerler tavsiye ediliyor. Bu günlerin en favori ‘‘görünme’’ mekanları Berdush ve Bario Latino. Öyle her istediğinle de görünemezsin. Hele erkeksen yanında kadın olmasını kesilikle yasaklıyorlar mesela. Kadın hayranlar bozuluyormuş bu işe.
Sonra ne yapılacak?
Önce tek tek gazeteler dolaşılıp, yeni çıkan şarkıcı, magazin müdürlerine tanıştırılıyor. Röportaj istenirse seve seve yapılacağı hatırlatılıyor. Mümkünse ayak üstü bir tane yapılıyor.
Sonra tek tek televizyon programlarına telefon ediliyor, konuk olmanın yolları aranılıyor. Konuşulabilecek konular öneriliyor, marifetler anlatılıyor.
Sabah programlarından birine mutlaka çıkılıyor. Hemen sonra bir öğlen kadın programına konuk olunuyor. Şöhret büyüdükçe İbrahim Tatlıses ve Hülya Avşar'a konuk olma şansı artıyor.
Hiçbiri olmuyorsa yardım konserlerine çıkılıyor. Çocuk Esirgeme, Huzurevi gibi yerler ziyaret ediliyor (tabii eğer bir televizyon kanalı takip etmeyi kabul ettiyse).
Bundan sonra da şöhret patlaması olmadıysa imaj baştan aşağıya yenileniyor ve yeniden başlanıyor.
Önce pasta yiyelim!
Nihayetinde kaset piyasaya çıkıyor ve esas işler bundan sonra başlıyor. Önce radyolara promo CD (tek şarkılık CD) gönderiliyor. Televizyonlara klip gönderiliyor. Toplantılar yapılıp, pastalar kesiliyor.
İki kuple okuyalım!
Mutlaka basın için bir organizasyon yapılıyor. Ya stüdyoya çağırılıyorlar (Ebru Gündeş'in bayıldığı sahneyi hatırlayın) ya da Dilek Pınar tanıtımında yapıldığı gibi yemekli bir tanışma yapılıyor. Beraber eğlenelim, beraber tanıtalım.
Herkese hoşgeldiniz diyelim!
Davete gelen herkesle tek tek el sıkışılıyor, hal hatır soruluyor. Burada önemli olan ünlü bir kaç şarkıcının da geliyor olması. Böylece yeni çıkanın çevresinin zengin olduğunu anlıyor, daha çok değer veriyoruz, TV’lere daha çok çıkarıyoruz.
Kimler star olabilir?
Dilek Pınar'ın yapımcısı Cüneyt Ortan, iki yıldır yapımcılık yapıyor. aynı zamanda Kiss Radyo'nun ortaklarından. Tuğba Önal'ı ve Zeki Müren-Muazzez Abacı düetini piyasaya çıkaran yapımcı da o. Nasıl keşfediyorsunuz sorusuna şöyle cevap veriyor: ‘‘Yapımcı olunca zaten, hergün kapınıza bir çok insan gelir. Beste getirenler, menajerlik yapmak isteyenler, aranjörler, albüm yapmak isteyen şarkıcılar. Hergün onlarca demo kaset geliyor. Hatta karşınızda gelip okurlar bile. Ama bunlardan sadece çok azı star kumaşını üzerine giyip iyi prezante ederler. Star olabilmesi için bir takım yetenekleri de kazanması gerekiyor. Fiziksel çekicilik mesela. İlle de güzel veya yakışıklı olması gerekmiyor. Kendine bir tarz yaratması gerekiyor . Karizmatik ve seksapel olması gerekiyor. Bir topluluk içinde yıldız gibi parlayan, parmağınızla gösterebileceğiniz bir obje olması gerekiyor. Ayırt edebilmeniz lazım. Bütün bunlarasahip olduktan sonra kişisel olgunluk da gerekiyor. Kamuoyunda mütemadiyen göz önünde olan star, kafasını kullanamazsa ve kişilik bozukluğuna sahipse, kişiliği tam gelişmemişse bütün bu özelliklerini kesinlikle kullanamaz. Ahenkli bir şeklide kullanamaz. Starlık düşer. Bunu keşfetmek de yapımcının başarısı. Müzikal kaliteyi saptamak kolay. Ama karizma önemli. Bir insan arkadaş grubunun da starı olabilir. On kişide bir kişidir. Oturur uzun uzun konuşuruz. Star olabilecek kişi mutlaka kendini star olarak görüyordur. Kendini zaten keşfetmişdir. Kendinden emin olması lazım. Star özellikler nedir? Ulaşılmaz. En iyi. En çok hayranlık duyulan. Ve en sıradışı. Tarkan buna en çok uyan kişi. Gerçek star Tarkan. Bir iki hatasına rağmen. En iyi sanatçı demiyorum. Bu kumaşı çok iyi giyen diyorum. Her medyatik de star değildir. Sibel Can star değildir ama Ajda Pekkan stardır mesela.’’