İhracattaki artışla birlikte piyasada ürün tükenince gözler sınır ticaretiyle getirilecek kaçak İran narına çevrildi. Bu sezon portakalını satamayıp zarara giren, nardan astronomik paralar kazanan Tarsuslu çiftçiler, narenciye bahçelerini söküp nar dikmeye başladı.
Sokaktaki nar çılgınlığını görmemek çok zor ama bir de doğrulatmak lazım. Konuşmaya önce esnaftan başlıyoruz.
Kadıköy Çarşısı’ndaki büfe Akveren’in sahibi Mehmet Coşkunsu, günde 500 kiloya yakın nar sıktıklarını, hafta sonunda talebin daha arttığını söylüyor: ‘Önceleri bardağını 2 milyon liradan satıyordum. Talep artınca nar bulamaz
olduk. Bardağını 3 milyon liraya çıkarttım. Yine de günde 400 bardak nar suyu satıyorum. Nar bu yıl bizi ihya etti.’
Karaköy Vapur İskelesi’nin karşısında 20 yıldır büfecilik yapan Gültekin Kalkavan ise portakal suyu satışının düşmesinden şikayetçi: ‘Portakal stoku yapmıştık. Neyse ki şu ana kadar yaptığımız satış bizi kurtardı. Amerika’da yaşayan doktor Mehmet Öz bir televizyon kanalında konuşmuş. Nar kalbe iyi geliyor, kolesterolü düşürüyor demiş. Ertesi gün, medyanın sayesinde, nar suyu satışları patladı. 20 yıldır böyle bir şey görmedim. Bir ayda bardak fiyatı yüzde 50 arttı. Yine de kapış kapış gidiyor.’
FİYATI GEÇEN YILA GÖRE KATLANDI
Boncuk, Devedişi Gök Milesi, Kara, Karaköprü, Katırbaşı, Kızıl, Kuş, Nizip, Hicaz, Tırbey gibi türleri olan narın geçen yıl manavlarda kilosu 1-1.5 milyon liraydı. Şu anda İstanbul Hali’ndeki kilo fiyatı 2-2.5 YTL, manavlarda ise 3-4.5 YTL arasında. Bir bardak portakal suyu, büfelerde 1-1.5 milyon liraya satılırken, küçük pet bardaklardaki nar suyu 3 YTL.
Büfelerdeki satıcıların aktardığına göre, nar suyu içenlerin yaş ortalaması genelde 35’in üzeri. Konuştuğumuz kişilerin çoğu da, detoks özelliği nedeniyle içtiğini söylüyor.
Gençler ise nar suyunu votka, tekila ile veya kokteyl ile birlikte içmeyi seviyor.
AVRUPA’YA SATIYOR İRAN’DAN ALIYORUZ
Sadece iç piyasada bir patlma yaşanmıyor. Avrupa’ya nar ihracatımız da bu yıl arttı. Almanya, Fransa, Bulgaristan, Romanya başlıca müşteriler. Akdeniz Bölgesi’ndeki üreticiler, iç piyasadaki nar suyu ve nar ekşisi talebinin de artmasıyla bu yıl tüm ürününü sattı. Gelirleri astronomik rakamlara ulaştı.
Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer, ilçede 16 ton nar ekşisi üretildiğini, artan talep nedeniyle narın karaborsaya düştüğünü söylüyor: ‘Narenciye üreticisi düşen satışlar nedeniyle zarara uğradı. Bahçelerini söküp, ilaç ve su istemeyen Hicaz Narı dikmeye başladılar. 25 bin nar fidanı getirttik. Yetmezse yenilerini alacağız. Amacımız, Tarsus’taki nar üretim alanlarını bu yıl yüzde 70 artırıp 2500 dönüme çıkarmak.’
Narenciyeye oranla nar çabuk yetişen, bol ürün veren bir ağaç. 3 yılda verimli hale gelip, yetişkinliğinde 150 kilo nar veriyor. Kasım ayında toplandıktan sonra, kağıda sarılıp 6 ay korunabiliyor.
2005, narın bol ürün verdiği bir yıl oldu. İstanbul Hali’nde geçen sonbaharda toplam 4560 ton nar satılmıştı. Bu yıl, satış 16 Aralık’a kadar 7401 tonu buldu. Türk narının talebi karşılamaması üzerine güneyde sınır ticaretiyle uğraşanlar harekete geçti. İran’dan getirilen narın, yasadışı yollardan büyük kentlere ulaşması bekleniyor.
DİLARA KOÇAK (Beslenme ve diyet uzmanı)
Nardaki antioksidan şarap ve yeşil çaydan fazla
Nar, vitamin ve mineral deposu. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kış aylarında gribe karşı koruyucu. Kolesterolü düşürüyor, kalp sağlığını koruyor. En çok polifenol, yani antioksidan içeren meyvelerden. 100 ml nar suyunda, aynı miktardaki kırmızı şarap ve yeşil çaya oranla 3 kat fazla antioksidan var. Yeni araştırmalar cilt ve prostat kanserine karşı koruyucu olduğunu da gösteriyor. Nar aynı zamanda kan yapar, idrar söktürür, enerji verir ve tansiyon düşürür. Ancak, preste sıkıp suyunu içmek yerine, tanelerini
yemek daha faydalı. Çünkü antioksidan içeren çekirdekler preste kalabiliyor. Kilo sorunu olanlara salatalarında nar ekşisi ve zeytinyağını aynı anda kullanmamalarını, birini seçmelerini öneririm.
AŞÇILARIN VE BARMENLERİN DE GÖZDESİ
2003 yazından bu yana, nar suyu özellikle İstanbul ve Bodrum’daki barmenlerin gözdesi. Votka ya da tekila ile hazırlanan ferahlatıcı, serinletici kokteyllerde kullanılıyor. Ayrıca nar likörü, yeniden gözde içecekler arasına girdi. Nar suyu işlenerek şurup, pekmez, nar ekşisi yapılıyor. Nar ekşisi salatada, kısırda ve pek çok yemekte tatlandırıcı olarak kullanılıyor. Nar taneleri, tart ve pasta yapımında, bazı Avrupa ülkelerinde çorba ve sosların ana malzemesinde de kullanılıyor. Batı mutfaklarında nar; tatlı, tuzlu ve sıcak olarak tüketildiği gibi başlangıçlar arasında da önemli bir yere sahip. Özellikle Fransız mutfağında peynirle birlikte servis edilerek başlangıç olarak sunulur.
TARİHTE HEM İLAÇTI, HEM DE KUTSAL SAYILDI
Cennet meyvesi olarak bilinen nar, bir Akdeniz meyvesi. Anayurdu Asya. Eski çağlardan bu yana yetiştiriliyor. Eski Mısır’da nar kutsal sayılmış. Kumaşlarda motif olarak kullanılmış. Mimari figürlerde de nar işlemelerine rastlanıyor. Bazı toplumlarda nar tanelerinin yaşam sembolü olduğuna inanılır. En büyük nar üreticileri Fransa, Tunus, İtalya, Türkiye, İspanya ve Arabistan. İklim ve toprak açısından çok fazla seçici olmayan nar, en iyi, nem oranının düşük olduğu bol güneşli ve killi topraklarda yetişir. Türkiye’de nar üretiminin yarıya yakını Ege, geri kalanı ise Akdeniz Bölgesi’nden sağlanıyor.
ARAP TATLI, AVRUPALI MAYHOŞ SEVER
Türkler hafif mayhoş, tatlı, çekirdeksiz ve iri taneli nar seviyor. Avrupa’ya ihraç edilecek narların daha kırmızı kabuklu ve mayhoş olmaları isteniyor. Arap ülkelerine satılanlar ise sıcak ve kurak iklimde yetişen tatlı narlar. Nar suyu veya nar ekşisinde de mayhoş narlar tercih ediliyor. Bu arada piyasadaki nar ekşilerinin önemli bölümünün sahte olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yüzde 99’u glikoz ve sitrik asitten oluşan sahte nar ekşisinin Türkiye’de yıllık toplam satışı yaklaşık 600 ton. Gerçek nar ekşisi ise 20 ton civarında üretiliyor.