Namusum ve şerefim üzerine...

Güncelleme Tarihi:

Namusum ve şerefim üzerine...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2002 18:18

Tamam, anladım, siz haklısınız. Bundan sonra göz bebeğim vatanıma ve aziz milletime layık bir insan olacağım. Sizin hoşlandığınız türden yani... Hani baş tacı ettiğiniz, oylarınızla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiğiniz...

Haberin Devamı

Aziz Türk Milleti, Muhterem Vatandaşlarım !

Bugüne kadar namusumla yaşadım.

Gençliğimde ticaret yaptım, turizmcilik yaptım, hayvancılık yaptım, kamyonumun direksiyonunda malımı sattım, sabah namazıyla Bismillah diyerek dükkan açtım... ama hep efendi, dürüst, namuslu olmaya çalıştım.

Yaklaşık on beş senedir de üç kuruş maaş için mesai yapıyorum.

- Başta boğazından haram mal sokamadığım fedakâr eşim ve çocuklarımdan,
- yüzünü kızartamadığım annem ve babamdan,
- sonra hakkını yemediğim o meşhur tüyü bitmemiş yetimden,
- vergimi keriz gibi tıkır tıkır ödediğim Allah zevâl vermesin Yüce Devlet’imden,
- emlâk ve çöp vergileri için belediyeden,
- kapıcı aidatı, elektrik ve su giderleri için apartman yönetiminden,
- veresiye yazdırıp borç takmadığım Karslı bakkalım Muhittin’den,
- gününde ödediğim faturalar için her türlü sayın kişi, kurum ve kuruluştan,
- gününde tahsil edebildikleri çek ve senetlerim için üçüncü şahıslardan,
- borç aldığımda zamanında ve faiziyle geri verdiğim bilumum banka ve benzeri kurumdan,
ve bu açıklamamda adı sehven unutulmuş bütün dost, akraba ve iş ilişkilerimden
sayın kamuoyunun önünde ve ilân yoluyla özür diliyorum.

*

B
undan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Aziz Türk Milleti’ne layık bir vatandaş olacağıma söz veriyorum.

En akıl almaz, ipe sapa gelmez vaatlerle fakir fukarayı, emekliyi dulu, çoluğu çocuğu velhasıl kimi tutarsam onu dolandıracağıma, vereceğim hiçbir sözü tutmayacağıma, tutacağım söz vermeyeceğime...

Dinî ve millî hisleri, gerekirse şehitlerin kanını kullanarak paralarını, mallarını iç edeceğime...

Emekli ikramiyelerinizi, evlenirken rahmetli kocanızın taktığı beşi bir yerdeyi, ihtiyar nenelerin kefen parasını, kırk yıl Almanya’da köle gibi çalışmış ak sakallı dedenin varını yoğunu sattırıp....

Almanya’ya kaçacağıma...

Namusum ve şerefim (!) üzerine söz veririm!

*

Nasılsa, mesela Siirt’ten, yahut fark etmez, başka bir seçim bölgesinden vekil marifetiyle milletvekili adayı olurum evvel Allah. Dolandırdığım trilyonların birini ikisini dürüst seçmene döner kebap, tişört, laylaylom ve hatta hediye çeki şeklinde dağıtır, kendimi milletvekili seçtirtirim.

VIP salonunu şereflendirir, “Türkiye seninle gurur duyuyor” nâralarıyla yurda dönerim.

Sonra, siz zavallılar, üç kuruş maaşınızdan, yediğiniz ekmekten, aldığınız ilaçtan ödediğiniz helâl vergilerinizle, bana her ay 5-6 milyar lira milletvekili maaşı öder, altıma bir araba, kapıma bir sekreter koyar, beni Ankara’da lojmanlarda ağırlar, üç milyona öğle yemeği yedirir, uçaklarda indirim bile yaptırırsınız...

Ben, söz, Meclis’in kapısından bile uğramam, bir yandan işlerimi yürütürüm. İhale dağıtır, devlet bankalarından kredi kotarır komisyonu cukkalarım...

Ulan siz beni Gümrük ve Tekel Bakanı bile yaparsınız ya neyse... O kadarında gözüm yok!

İki senecik dayandım mı, ayda 2,5- 3 milyar emekli maaşını da bağlarsınız bana... Ömür boyu tabii oğlum, eee o kadar çalıştık di mi!

He he he !...

Haydi canım haydi, dağılın, gidip namusunuzla çalışın...

Devlet işine aklınız basmaz sizin!..  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!