Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2001 00:00
TOPLUM bu siyaset esnafına nasıl güven duysun? Anayasa değişecek, kendilerine yontarlar. Yasa gelecek, kendi çıkarlarını gözetirler. Her zaman böyledir. Kural asla şaşmaz. Nalıncı keseri gibi hep kendilerine yontarlar. Yine öyle oldu. Birkaç gün içerisinde Anayasa'nın pek çok maddesi bir çırpıda değiştirildi. Olumlu ve olumsuz, pek çok değişiklik yapıldı. Meclis'te ne ciddi bir tartışma, ne başka bir şey! Milletin vekilleri, bizi temsil eden (!) vatandaşlar, sabahtan akşama oylama kuyruğunda. Birkaç gün içerisinde yapılan belki 70 tur oylama ve hoooop, iş bitti! Toplum hadisenin tamamen dışında. Anayasa değişiyormuş, şu hususlar geliyormuş, şunlar kaldırılıyormuş, hiç kimsenin umurunda bile değil. Herkes kendi derdine düşmüş. Avrupa istemiş, bizimkiler yapmış. Bu kadar basit.***Şimdi şu nalıncı keserine bir bakalım. Bu milletvekillerinin eline ayda net 3 milyar 200 milyon Törkiş lira geçiyor. Milletvekili olup da sonradan emekli olanlar net 1 milyar alıyor. Hem emekli, hem de milletvekili olanların aylık net kazancı 4 milyar 200 milyon Törkiş liraya ulaşıyor. Bunlar bu parayı beğenmiyor! Para az geliyor! ***Anayasa değişikliği, bunlar için çok iyi bir fırsat! Hemen maaşlarını, aylık kazançlarını çoğaltmanın yolunu Anayasa'ya sokuşturmak için hazırlık başlatıyorlar. Danışıklı dövüş önergeler veriliyor, patır kütür hepsi kabul ediliyor. Anayasa değişikliği öylesine kurnazca yapılıyor ki, bundan sonra alacakları maaşta üst sınır açık bırakılıyor. Şimdi kendileri için özel yasa çıkaracaklar. Bu yasalar Anayasa Mahkemesi'nden defalarca döndü ama ilkeleri şu:‘‘İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara.’’ Tahminlere göre, ayda net 4 milyar veya daha fazlasını istiyorlar. Dahası, emekli olan bütün milletvekillerinin, ‘‘istedikleri takdirde’’ Emekli Sandığı emeklisi olmasını hükme bağladılar... Çünkü makam tazminatını almak için Emekli Sandığı emeklisi olmak gerekiyor. Her fırsatı kullanıp kendilerine çıkar sağlıyorlar. Aslında hiçbiri muhtaç değil. Tam tersine, hepsi varlıklı. Zaten varlıklı olmayan birinin milletvekili seçilmesi mümkün değil. Türkiye'nin şu ortamında 3 milyar 200 milyon maaşı beğenmeyen efendiler, işte bunlar!Konu kendi kişisel çıkarlarına gelince, siyasal görüşler falan da unutuluyor. Sağcı, solcu, ilerici, gerici, yobaz, sosyal demokrat, ülkücü, dürüst, yalancı, üçkağıtçı, DSP, DYP, MHP, ANAP, SP, AKP vesaire, o aşamada artık hiç fark etmiyor. ***Geri çevirdikleri, onay vermedikleri bir madde daha var ki, yine kendilerini doğrudan ilgilendiriyor. Dokunulmazlık. Teklifte, dokunulmazlık dosyalarının 3 ay içerisinde mutlaka karara bağlanması, dokunulmazlığı kaldırmak için gizli oylama yapılması ve dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinin Yargıtay tarafından yargılanması öngörülüyordu. Reddedildi!..Çünkü dokunulmazlık dosyalarının sürüncemede bırakılması, çıkmaz ayın son çarşambasına kalması, hepsinin işine geliyor...Ve bu durum özellikle Saadet Partisi ile Tayyip'in partisinin işine geliyor. ***Şimdi elimizi vicdanımıza koyup soralım: Vatandaş bu parlamentoya, bu göstermelik demokrasiye, bu milletvekillerine saygı duyar mı? Milyonlarca insan ayın sonunu getiremezken, sen 3 milyar 200 milyon maaşı beğenmeyeceksin ve yeni zam peşinde koşacaksın!Milyonlarca insan adliye koridorlarında koştururken sen suç işleyeceksin, milletvekili sıfatın nedeniyle yargılanmayacaksın. Dosyalar gündeme gelmeyecek, yıllar boyu ertelenecek...Sana bir anlamda suç işleme özgürlüğü verilecek! Böyle kepazelik olur mu? ***Her dönem aynı olayları yaşıyoruz. Her
seçim öncesinde ‘‘İnşallah bu kez düzgün insanlar seçilir’’ diye umutlanıyoruz ama sonuç hep aynı. Eski hamam eski tas!..Nalıncı keseri hep onlardan yana çalışıyor, her darbede kendine doğru yontuyor.Milletvekili seçilmek, korkunç bir parasal ayrıcalık olmuş. Bir kez seçilen, yaşamının geri kalan bölümünü, ailesiyle birlikte ve özellikle sağlık harcamaları açısından güvence altına alıyor. 550 kişilik parlamento, kendi eliyle saygınlığını dibe vurduruyor.
button