"Naif" sol beynimiz, normal olanı rastlantı gibi gösteriyor

Güncelleme Tarihi:

Naif sol beynimiz, normal olanı rastlantı gibi gösteriyor
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 27, 2005 00:00

SaÄŸ beynin yarısı komplo teorisi uzmanı olduÄŸu kadar rüya tabirinde de yol göstericidir. Rüyasında postacı çantası gören bir kiÅŸi, ertesi gün iyi bir haberi müjdeleyen mektup alınca rüyasının gerçekleÅŸtiÄŸine inanır. Ama aynı inanca çantasının çalınması halinde de ulaÅŸması mümkün. Bir rastlantı kadere dönüşmekte.Ä°nsanın büyük beyni, ceviz misali farklı görevleri yerine getiren iki ayrı parçaya bölünmüştür. Dil ve mantığın solda, yaratıcılığın ise saÄŸda barındığı düşüncesi artık aşılmıştır. Gerçek iÅŸ bölümü, çok daha ayrıntılı iÅŸlemekte. Kabaca açıklayacak olursak, sol beyin yarısı daha naif olanıdır ve birbirine yakın baÄŸlantıları tanıyıp basit kurallar üretmekle görevlidir. Ancak bununla ilgili bir sistem bulunmadığı için görevi yerine getirmekte zorlanır. Bu yüzden de olasılık kurallarına göre tamamen normal olanı rastlantı olarak gösterilmesinden sorumludur. Zar atışında beÅŸ kez peÅŸ peÅŸe gelen altı veya oyuncunun beÅŸ basketi bu beyin yarısının rastlantı kavramına uymamakta. Sol beyin yarısında felç geçiren insanlar bu tür yanılgılara kapılmıyorlar. Buna karşın motif aramanın iÅŸe yaramadığı ÅŸans oyunlarında daha baÅŸarılılar. Oysa saÄŸlıklı insan geliÅŸkin yetisinin bedelini dünyadaki kuralları aramakla ödeyerek, o kuralları aramanın anlamsız veya zararlı olduÄŸuna karar vermenin zor olduÄŸuna dayanan sisteme baÄŸlı handikapla yaşıyor. "Hayat tecrübesinin en önemli yanlarından biri, açıklamaya çalışmamayı öğrenmemizden ibarettir" diyor Amerikalı filozof Galen Pletcher. SaÄŸ beyin yarısı daha kurnaz olanı. Elimizde olmayan baÄŸlantıları hissediyor. En önemli görevlerinden biri düşünceleri birleÅŸtirmesidir. Büyük beyinde hasar bulunan kiÅŸi genelde çift yönlü olan her ÅŸeye karşı duyarsızlaşıyor ve mizah anlayışını yitiriyor. Günlük fallara merakBu açıdan bakıldığında saÄŸ beyin yarısı komplo teorisi uzmanı olduÄŸu kadar rüya tabirinde de yol göstericidir. Rüyasında postacı çantası gören bir kiÅŸi, ertesi gün iyi bir haberi müjdeleyen mektup alınca rüyasının gerçekleÅŸtiÄŸine inanır. Ama aynı inanca çantasının çalınması halinde de ulaÅŸması mümkün. Birlik içinde çalışan saÄŸ beyin yarısı bir rastlantıyı kadere dönüştürmekte. Gazetelerde herkese hitap edecek ÅŸekilde hazırlanmış fallar da aynı ilkeye göre gerçekleÅŸir. Hatta geçmiÅŸ sayıdaki fal köşesini okuyanlarda bile aynı ÅŸey yaÅŸanır. Nöropsikolojik deneyler gerçekten de birlik içinde çalışan saÄŸ beyin yarısındaki etkinlik ve insanın doÄŸa üstü olaylara eÄŸimli olması arasındaki iliÅŸkiyi göstermekte. Anlaşılan o ki bu tür yanılgılar insandaki yaratıcılığın zayıf yönünü ortaya koymakta. Ä°sviçreli nöropsikolog Peter Brugger, deneklerine bir ekran üzerinde dönüşümlü olarak insan yüzleri ve insan yüzüne benzeyen motifler göstermiÅŸ. Ä°nsan yüzleri ve rastlantısal motiflerin eÅŸit olarak gösterilmesine raÄŸmen kimi denekler daha çok insan yüzü gördüklerini söylemiÅŸler. Ancak insan yüzünü motiflere benzeten neredeyse hiç çıkmamış. Brugger, çok fazla yanılan katılımcıları kolay aldanan olarak sınıflandırmış; incelemeleri de bu tür insanların paranormal olaylara inanmaya eÄŸimli olduklarını ve kadere inandıklarını gösteriyor. Ä°sa teorisiBatılı psikologlar bu durumda "Keçiler" kadar kuÅŸkulu olmayan "Koyunlar"dan söz ederler. Bu terimlerin kökeni Protestan Matth„us’a uzanmakta. Matth„us, Ä°sa er veya geç, inananları, inanmayanlardan tıpkı bir çobanın keçileri, koyunlarından ayırdığı gibi birbirinden ayıracaktır demiÅŸti. Brugger’in araÅŸtırmasına göre toplumun yarısı "koyun" diÄŸer yarısı ise "keçi" olarak sınıflandırılabilmekte. ÇoÄŸunluk bu karakter özelliÄŸini ömür boyu korumakta. Öyle görülüyor ki bu kiÅŸiler rastlantılara inanan beynin anatomisine baÄŸlı kalmakta. Fakat Brugger ilginç bir ÅŸekilde beyin metabolizmasını biraz kaydırarak "keçileri" bile "koyunlaÅŸtırmayı" baÅŸarmış. Deneyin ikinci aÅŸamasında psikolog, beyinde daha faza dopaminin bulunmasını saÄŸlayan Parkinson ilacı L-Dopa vermiÅŸ deneklere. Dopamin, sinir sistemindeki en önemli hormondur. Her ÅŸeyden önce beynin yeni baÄŸlantıları algılayıp kaydetmesini saÄŸlamakta. Denekler ilacı aldıktan sonra rastlantılara inanmayarak hep insan yüzü görmüşler. Bir bakışta anlıyorHatta araÅŸtırmacı insanların hareketlerine bakarak bile kadere inanıp inanmadıklarını bulabildiÄŸini söylüyor. Düz bir çizgi üzerinde yürümeleri istendiÄŸinde "koyunlar" genelde sol tarafa doÄŸru sendeliyorlar. Ayrıca arkadan seslenildiÄŸinde de sol omuzları üzerinden bakıyorlar. Brugger bu durumu öğrenme ve kas çalıştırma için eÅŸit oranda önem taşıyan dopaminin, "koyunlarda" sol beden yarısından sorumlu olan saÄŸ beyinde daha etkin olmasına baÄŸlıyor. Bir beyin yarısında fazla dopamine baÄŸlı olarak ters yöndeki beden yarısının daha hareketli olması hayvan deneyleriyle kanıtlanmıştır. Rastlantıya güvenmemek, evrim süreci içinde geliÅŸmiÅŸtir. DoÄŸada hayatta kalmak isteyen, her türlü bilgiyi deÄŸerlendirmek zorundadır. Kumun üzerindeki iki belirsiz ayak izi kaplana ait olabilir. Ancak kritik durumdaki bir hayvanın tahminlerini deÄŸerlendirmeye zamanı yoktur. Birkaç saniye içinde ısırmayan ya da kaçmayan, saldırıya uÄŸrayabilir."Keçiyi", "koyuna" dönüştürmekŞüpheci insandan kaderci insan nasıl yaratılır?AraÅŸtırmalar insanların %50’sinin kolay aldanabilir ve kadere inanmaya eÄŸimli olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Toplumun diÄŸer yarısı ise rastlantılara inanmayı tercih eden şüphecilerden oluÅŸmakta. Psikologlar bu durumda kolay aldanabilirleri "koyun", şüphecileri ise "keçi" olarak sınıflandırıyorlar. Ä°sviçreli nöropsikolog Peter Brugger, beyin metabolizmasını deÄŸiÅŸtirerek "keçileri", "koyunlara" dönüştürmeyi baÅŸardı. 1 Deneklere ekranda dönüşümlü olarak bir insan yüzü ve rastlantısal olarak insan yüzüne benzeyen motifler gösteriyorlar. Deneklerin bir kısmı soyut motifleri bile insan yüzü olarak görmekte. 2 SaÄŸ ÅŸakak lopunda, duyu ifadelerine anlam kazandırılmakta. 3 Birden fazla yorum olası göründüğünde hipokampüs en mantıklısını seçiyor. 4 L-Dopa ilacı sayesinde beyne daha fazla dopamin salgılanıyor. Bu hormon sayesinde hipokampüs daha az akılcı olan yorumları da seçiyor. 5 Beyindeki hormon seviyesinin deÄŸiÅŸmesi yüzünden ilk deneyde motiflere kuÅŸkulu yaklaÅŸanlar da bunları insan yüzü gibi görmeye baÅŸlıyorlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!