My Women’la parladı şimdi Yalnızım Ben diyor

Güncelleme Tarihi:

My Women’la parladı şimdi Yalnızım Ben diyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2013 00:00

Adını muhtemelen ‘Kaybedenler Kulübü’ filmindeki ‘My Women’ ve Kuzey Güney dizisindeki ‘Haydar Haydar’ şarkılarıyla duymuşsunuzdur. Ama Can Göksun, namı diğer Can Gox, yıllardır müzik piyasasının içinde. Şimdi de EMI’dan çıkan ilk solo albümü ‘Yalnızım Ben’le karşımızda.

Haberin Devamı

Ne zaman ve nerede doğdunuz?
- 1976’da İstanbul’da. Temmuz ayı... Tam bir yengeç burcuyum ama Allah’tan yükselenim akrep!

Ailenizde müzikle ilgilenen var mıydı?
- Babam keyifli olduğu zamanlarda akordeon çalar, şarkı söylerdi.

Müzikle tanıştığınız yıllar, etkilendiğiniz sanatçı ya da akımlar nasıldı?
- Müzikle tanışmam TRT Radyosu’nun tek kanal olarak yayın yaptığı zamanlara denk geliyor. Alternatif radyolar yoktu. Yayınlarda Elvis Presley’in hayatı, kuşak program olarak yayımlanırdı. Bu biyografik yayını anlamaya çalışırdım ama şunu hatırlıyorum: Dinlediğim müzik beni büyülüyordu. Bunun dışında 88.2 frekansını hatırlıyorum, genelde yabancı popüler şarkılar çalardı. Daha sonra bilinçli olarak müziğe yaklaştığımda ve müzik yaptığımda daha çok Blues şarkıları icra ettim. BB King, Freddy King, Albert King... Bu ‘King’ üçlemesi blues ile yakınlığımı pekiştirdi. Zamanla Bruce Springsteen ile haşir neşir oldum. Şimdi sıkı bir fan’ıyım. Tom Waits, Jeff Buckley, Bob Dylan, Beth Hart çok seviyorum. “E bu topraklardan kimse yok mu kardeşim?” diye sorarsanız; Kani Karaca, Kazancı Bedih, Neşet Ertaş/ Muharrem Ertaş, Tanju Okan, Yaşar Güvenir, Cem Karaca, Barış Manço, Erkut Taçkın... var.

Haberin Devamı

Müzikte kendinizi nasıl geliştirdiniz?
- Alaylı şekilde yürüdü. Sosyal ortam, bireyin özelliklerine göre biçimleniyor sanırım. Gitar çalıyordum lisede ve etrafımdakiler de müzikle iç içeydi. Gelişimim bu süreçteki paylaşımla oldu. Biri bir albüm bulur/keşfeder, hemen getirir, kopyaları edinilir ve hemen albüm icra edilmeye çalışılır; becerilemeyecek kadar zor bir müzikse üzerine saatlerce konuşulurdu. Sonrasında Bilgi Ünv. Caz Bölümü’nde okudum. Ama gelişim, eğitimle bitmiyor ki. Sokakta iyi enstrüman çalan birini gördüğüm/duyduğum anda yanına çöküp kalıyorum. Dinliyorum, dinliyorum ve dinliyorum...

Küçükken de ilerisi için müzikle uğraşmanın hayalini mi kurdunuz?
- Hayatımla ilgili plan yapmamayı öğrendim. Hayat çok güçlü ve gerçekten bir şey olacaksa oluyor. Gönlümü açık tuttum, birkaç şarkı söyledim. Dürüst oldum ve dinleyici sahiplendi. Bundan sonra da plan yapmayı düşünmüyorum. Müzik yapmaya devam edeceğim ve Can olmaktan vazgeçmeyeceğim, bu da plan yapmak değilse tabii!

Haberin Devamı

Kaybedenler Kulübü filmindeki ‘My Woman’ şarkısını söyleme hikâyesi nasıl doğdu? Teklif mi geldi?
- Kaybedenler Kulübü dinleyicisiydim zaten. Zaman bizi Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk ile buluşturdu. Ancak burada Altıkırkbeş Yayın Yönetmeni Şenol Erdoğan’ın payı büyük. O tanıştırdı. Tabii bu tanışma sekiz sene önce oldu. 2011’de Mehmet Ada Öztekin (filmin senaristi ve fikir babası) bizim ‘Wrong Side Of The Road’ şarkısını Tolga Örnek’e dinletiyor ve ortak olarak “Gox da müzik yapımına dahil olsun” deniyor.

Şarkının filmde olmasını dönüm noktası olarak görüyor musunuz?
- Kariyer için çok önemli bir yeri olduğu kesin hatta Kuzey Güney dizisinde kullanılan ‘Haydar Haydar’ da çok etkiliydi. Ama kariyerimin dönüm noktası olduğuna katılmıyorum. Beni tekrar ringe çeken şarkılar oldu. Ring de nereden çıktı derseniz; Hayatımda 12 senelik bir bölüm 09.00-18.00 arası çalışarak geçtiği için müzik hep ikinci plandaydı. Suskun bir boksör gibi tozlu salonlarda antrenmana devam ediyordum ve jübilemi planlıyordum. Ama bir gün geldi ve al sana madalya şansı dendi. Kaybedenler Kulübü müzikleri, ‘My Woman’ı ve ‘Haydar Haydar’ o kadar gönülden sahiplenildi ki; şimdi bana uygun gördükleri madalya ile gurur duyarak dolaşıyorum.

Haberin Devamı

Neden albüm bu olaylardan sonra çıktı? Beklemenizi gerektiren neydi?
- Kaybedenler Kulübü film müzikleri ve ‘Haydar Haydar’ın rüzgârı çok sert esmeye başladı. Çalışıyordum, cesaretimi topladım, işi bıraktım. Albüm için hazırlandım. Ama bunlar olmasaydı albüm planım yoktu. İşten artan zamanda barlarda şarkı söyleyerek yuvarlanıp gidecektim.

Albüm hazırlıkları ne zaman başladı? Ne kadar sürdü?
- Yaklaşık 10 ayda bitti. Albüm imzamızı 2012 mayıs ayının sonunda attık.

Şarkılar hazır mıydı?
- Hayır. Hepsini besteledik. Yepyeni ve gıcır şarkılardır her biri.

Albümün tarzını nasıl anlatırsınız?
- Gönülden, dürüst, sen ve ben gibi, egodan uzak ve yaşamın içinden kopan.
Dizi ve filmdeki müziklerde sizi romantik adam olarak tanıdık. Gerçek hayatta da böyle misiniz? Yoksa arka planda zıpır bir adam mı var?
- Büyüyemedim. Hâlâ çocuk var içimde. Evet, zıpır adamı yaşarım. Ama yaşlı bir köpeğin ağır adımlarla kendine gözden ırak bir kuytu aradığını gördüğümde de günlerce kendime gelemem. Yengeç ve akrep ikilisinden ne beklenir ki...

Haberin Devamı

Sizce albümde sizi en iyi ifade eden şarkı/şarkılar hangileri?
- Tüm şarkılar, yaşamımdaki bir kesite çarpıyor. Bunu albümü yaparken hissetmemiştim ama şarkılar şekillendikçe, tekrar tekrar dinledikçe farkına vardım. Ancak şarkılar içinde sivrilen ve içimde çelik bir burgu gibi dönen bir tane var: ‘Dal Goncayı Bir Sabah’. Bu beste, Ömer Hayyam’a ait bir şiirden yola çıkılarak yapıldı. Erdem Tarabuş düzenledi ve ben de şan melodisini oluşturdum. Ama kelimeler ve harfler bile o kadar güçlü ki... Aslında söylerken kendimi bu iki kıtaya teslim ettim diyebilirim:

Dal goncayı bir sabah açılmış buldu / Gül melteme bir masal deyip savruldu / Dünyada vefasızlığa bak; on günde / Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu. / Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam / Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam / Beni ak yüzle diriltirsin a Tanrım, bilirim; / Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam.

Haberin Devamı

İşi bıraktım ‘Gox’ oldum
Can Göksun geçen seneye kadar çalışıyordu. Gündüz uyanır saat 09.00’da işine gider ve akşam mesaisi bitince evine döner, dönüşümü orada başlardı. Duşunu alır, yemeğini yer, birkaç saat kestirir ve kıyafetini değiştirip -Gox’a dönüştükten sonra- eline gitarını alıp sahne aldığı bara doğru yola çıkardı. Sonra bardan döner, duş alır birkaç saat uyuduktan sonra Göksun’a dönüşüp işine giderdi. 12 sene böyle devam etti. Şu an Göksun işini bıraktı ve Gox olarak hayatını Kadıköy civarlarında sürdürmekte.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!