Müziksiz şiir olmaz

Güncelleme Tarihi:

Müziksiz şiir olmaz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 1997 00:00

Haberin Devamı

Bestelenmiş Ataol Behramoğlu şiirleri bir albümde toplandı

Şiir yüreğe, göze hitap eder bir yandan. Müzik de beyine, kulağa... Sonra içinizde, yüreğinizin en derininde hiç tatmadığınız duygular harekete geçer. Şiir ve müziğin birleşmesinden doğan bir şarkı size değer çünkü. Dilinize dolanır sözler, nameler. Bir bakarsınız çoktan fethetmiş sizi bir şairin sözleri... Ataol Behramoğlu, yıllardır şiirleri birçok müzisyen tarafından bestelenen bir şair. Bestelenen şiirlerinden belki de en sevdiklerini şimdi ‘‘Ataol Behramoğlu Şarkıları-Aşk İki Kişiliktir’’ adlı bir albümde topladı. Behramoğlu ile bestelenen şiirleri üzerine sohbet ettik.

Şiir ve müzik bir araya gelince ortaya ne çıkıyor?

- Müzik ögesini içermeyen, ritm duygusunu taşımayan bir şiir sözkonusu bile değil. Şiirin kendine özgü bir müziği, uyumu var.

Bazı şairlerin şiirleri daha çok bestelenir. Bunun nedeni nedir?

- Şiirin müziğe yatkın olmasından kaynaklanıyor sanırım. Belki de mesajdan etkileniyorlar. Mısraların uzunluğu kısalığı, şiirin formu, bütün bunlar önemli şeyler. Ses ve sözün birbirine uyabilmesindeki kolaylık ya da güçlük gibi şeyler de önemli.

- Sizin de birçok bestelenen şiiriniz var.

- 15-20 yıldır şiirlerimden besteler gittikçe hızlanan bir tempoyla yapılıyor. Beğendiklerim de var beğenmediklerim de. Bu kasette çok beğendiğim bestelerden seçmeler yaptık. Timur Selçuk, Edip Akbayram, Zülfü Livaneli gibi isimlerin yanında Ezginin Günlüğü ve Kumdan Kaleler'den de şarkılar var. Bu çalışmanın önemli yanı da Haluk Çetin'le birkaç yıldır sürdürdüğümüz dinletilerimizde söylenen Haluk'un bestelerinden dört tanesinin yer almış olması. Dinletiler belgelenmiş oldu bir anlamda.

Bestelenen şiirlerinizin değiştirilmesinden rahatsız oluyor musunuz?

- Eğer manasız bir sonuç çıkmışsa rahatsız etmekten de öte fena halde canım sıkılıyor. Şiir bestelenirken ister istemez kimi değişiklikler oluyor sözlerde. Mesaj ve şiir zedelenmiyorsa buna diyeceğim bir şey yok.

Şiirler bestelenince daha çok insana ulaşmış oluyor, bu yönü de var.

- Yahya Kemal çok büyük bir şarimiz ama Rindlerin Akşamı, yani o ‘‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız’’ diye başlayan o güzel şiir, Minur Nurettin Selçuk'un bestesi olmasa bugün dillerde bu kadar dolaşmazdı.

Kasette kendi sesinizden okuduğunuz şiirler de var. Şiir şairinin sesinden okunduğunda, o ses ona ne katar?

- Tadımlık olsun diye iki şiir koyduk çünkü bu bir şiir kaseti değil. Bence şair şiirini daha iyi yorumlar çünkü sonuçta onun kendi eseri. Bu güzel okumaktan daha farklı bir şey, tonlama meselesi. Şiirlerim dolaysız ve içten bir söz, abartısız, gösterişsiz, teatral olmayan...

Siz şiiri geri plandaki müzik eşliğinde okuma taraftarı da değilsiniz.

- Ben bunu sık sık söylüyorum. Siz telefon rehberini de okurken arkada biri gitar tıngırdatsa hoş gelir. Şiirin buna ihtiyacı yoktur. Şiirin kendi müziği vardır ve siz bunu ortaya çıkaracaksınız.

Kasette ‘‘Bu aşk burada biter’’ adlı şiiriniz Kumdan Kaleler'in yorumuyla yer alıyor. Gerçekten aşklar bittiğinde çekip gider misiniz?

- Gitmenin gerektiği anlar var. Gitmek istemediğiniz halde gitmek gerektiğini hissedersiniz. Çünkü bir şey bitmiştir. Bir şeyin bitmiş olması sevginin bitmiş olması demek değildir. Ama bitmişse gitmek lazım yeni bir şeye de açılmak lazım. ‘‘Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver’’ işte budur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!