Müzik sektörü Dallas gibi

Güncelleme Tarihi:

Müzik sektörü Dallas gibi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2012 00:00

Kolpa, konserlerine hız kesmeden devam ediyor. Sadece yurtiçinde değil yurtdışında da sahneye çıkan grupla müzik çalışmalarını konuştuk.

Haberin Devamı

KOLPA GRUBU FOTOĞRAFLARI

Doludizgin konser veriyorsunuz. En çok konser veren gruplardan birisiniz sanırım...  

Bora: Evet. Türkiye’nin her yerine gitmeye çalışıyoruz. Yurtdışında da çok konser veriyoruz. Gelen teklifleri mümkün olduğunca iyi değerlendirmeye özen gösteriyoruz.   

Rock gruplarının konserleri daha mı fazla oluyor?

Bora: Rock, daha performansa dayalı bir müzik türü. Onun için olabilir.

Samuray: Biz sahnede yetiştik. Sahne kültüründen geldiğimiz için de daha fazla konser veriyoruz.

Bora: Bir de biz albüm çıkarmadan önce de çok performans yapıyorduk. Ondan dolayı bize alışmış, tekrar sahne almamızı isteyen yerler var. Biz de oralara gitmeye devam ediyoruz. Aynı durum Almanya’da da geçerli. Bir gittiğimiz yere beş-altı kez daha gittik. Bu da büyük bir potansiyel bizim için. Bol bol konser veriyoruz.

YURTDIŞINDA ŞARKILARIMIZI EZBERE BİLİYORLAR

Hem yurtiçi hem de yurtdışında size ve şarkılarınıza olan ilgi nasıl?

Barış: Yurtdışında seyirci çok coşkulu. Orada verdiğimiz bazı konserler, Türkiye’dekilerden daha coşkulu geçebiliyor. Sanırım bunun nedeni Türk müziğini özlemeleri. Şarkıların hepsini ezbere biliyor, bize eşlik ediyorlar. O yüzden çok seviyoruz yurtdışında konser vermeyi.

Bora: Orada bir özlem olduğu için daha yüksek bir tempo oluyor. Biz de bunu hissediyoruz.

Turnedeyken en çok neyi özlüyorsunuz?

Barış: Sürekli otellerde kalınca ev ortamı özleniyor. Ben de bazen yatağımı özlüyorum.

Bora: İstanbul’a indiğimizde havaalanından eve varış çok acılı olabiliyor bazen. Trafiğe takılınca “Artık eve varalım!” diyoruz.

Samuray: Ben de yeni enstrümanlar aldım; buzuki, ud gibi. Ara sıra onları özlüyorum.

Haberin Devamı

“HEP DAHA İYİSİ OLSUN” SAPLANTILI BİR YAKLAŞIM

İlk çıkışınızdan bu yana başarı grafiğiniz giderek yükseliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Barış: Bu bir ekip işi. İyi beste, iyi düzenleme, iyi prodüktör ve iyi bir basın danışmanı lazım. Şirketin de önemi var. Biz başarımızı bu etkenlere bağlıyoruz. Herkes işini düzgün yaparsa ve elinizde de güzel şarkı olursa, başarısız olmak için bir sebep yok.

Şans faktörünün etkisi yok mu hiç?

Barış: Bizde şans faktörü hiç yok aslında. Sonuçta adımlarımızı bilerek atıyoruz.

Samuray: Şansı kendin yaratıyorsun...

Bora: Biz çalışkan bir ekibiz. Bir başarı varsa mutlu oluyoruz ama o başarıyla rehavete girmenin yanlış olduğunu düşünüyoruz. “Bundan sonraki adımımız ne olacak?”, bunu masaya yatırıyoruz, zaman harcayıp düşünüyoruz.

Bir sonraki projenizin daha iyi olması gerektiğini düşünerek endişelendiğiniz oluyor mu?

Bora: “Hep daha iyisi olsun”, çok saplantılı bir yaklaşım. Her zaman en iyiye gidemezsin, bir noktadan sonra standartlar oluşur. Biz de daha gelişen bir grubuz. Şu anda daha iyiye doğru gidiyoruz ama bir noktadan sonra “daha iyi olsun” demeye devam edersek kendimize zarar verebiliriz.

Barış: O durum, beste yapma aşamasında oluyor. Çok başarılı şarkılar yapıyorsun, listelerde 1 numaraya yerleşiyor. Sonrasında yeni besteler yaparken istediğin şeye ulaşamayabiliyorsun. Orada hafif bir stres oluyor, sonra bir şekilde yolu buluyorsun.

GENÇLİĞİN İKİNCİ AŞAMASINDAYIZ

Bir röportajınızda son albümünüz için “Olgunlaşma dönemimizin albümü” demişsiniz. Bu, müzikal açıdan mı yoksa yaşanmışlıklardan kaynaklanan bir olgunlaşma mı?

Barış: Yaşımız büyüdü. Yaşadıklarımız da arttı, müzik bilgimiz de gelişti.

Samuray: Hâlâ da olgunlaşmaya devam ediyoruz. Sonuçta öğrenmenin bir sınırı yok. Böyle de devam eder diye düşünüyorum.

Bora: Gençliğin ilk aşamasını atlatıp ikinci aşamasına geçtik. Dolayısıyla hayatta her şeyi, çevremizi, yaptıklarımızı, geleceğimizi irdelemeye başladık. Bu da yaptığımız işe yansıyor. Tabii daha önceki işlere göre “olgunlaşma süreci” güzel bir tanım.

Peki müzik sektörü size ne öğretti?

Barış: Biz aslında olduğumuz gibi devam ediyoruz. Sektörden bir şeyler öğrenip de değiştirdiğimiz bir durum yok.

Bora: Bu, zor bir sektör. İnsanlar birbiri hakkında konuşuyor. Biraz Dallas gibi. Ama biz hiç “Neden böyle oldu?” demedik. Olaylara pozitif bakınca, kafana koyduğun şeyleri adım adım gerçekleştirince işler iyi gidiyor. Onun için müzik sektörüne kızgınlığımız yok.

Bir röportajınızda “Değişimi seven bir grubuz” demişsiniz. Kolpa’nın nasıl bir değişim yaşamasını istersiniz?

Samuray: Biz değişime uyum sağlayarak gidiyoruz.

Bora: Dünyada müzik değişiyor. Tarzlar birbirine giriyor. Biz de bu konuda değişiklikler yapmaya sıcak bakan bir grubuz. Yapmış değiliz ama yapabiliriz. Başka müzik tarzlarının unsurlarını müziğimizde barındırabiliriz.

Haberin Devamı

KONSERDE TELEFON AÇIK KALINCA

Son zamanlarda konserlerde yaşadığınız komik bir olay var mı?

Barış: Bir konserde Bora sahnede telefonunu açık unutmuştu. Müzik durduğu anda mesaj sesi geldi.

Bora: Şarkının tam arasında geldi bir de. Herkes alkışladıktan sonraki bir sessizlik oldu!

YENİ SINGLE BAHARA

Bu albümdeki tüm şarkılara klip çekecek misiniz?

Bora: “Yatağın Soğuk Tarafı” ve “Beni Aşka İnandır” şarkılarımıza klip çektik. Şimdi “Hiç Bitmez Bu Masal”a konser görüntülerinden oluşan bir video klip hazırlıyoruz. “Nasıl Öğrendin Unutmayı” da çok istek alıyor. Ona da güzel bir video klip çekmek istiyoruz.

Barış: “Nasıl Öğrendin Unutmayı” son klip olur. Bu albüme başka klip çekmeyiz. Sonra yeni bir şarkı olur herhalde baharda.

Bora: 13 şarkılık yeni bir albüm olamaz bu kadar kısa zamanda ama belki bir-iki şarkılık bir single çıkarabiliriz.

Cover’dan gittikçe uzaklaşıyorsunuz yani...

Barış: Albüme belki bir tane koyarız ama çıkış şarkımız kendi şarkımız olacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!