Güncelleme Tarihi:
LEVENT YÜKSEL
TOPYEKÛN
Esen Müzik
‘90’larda yaşanan ve benim de bu sayfada sık sık bahsettiğim o özel Türkçe pop dönemindeki fark yaratan müzisyenlerdendi Levent Yüksel. Sezen Aksu okulundan yetişmiş en kıymetli öğrencilerden biri olarak kariyer edindi. Yıllar içinde hem besteci ve vokalist olarak hem de basgitar performansıyla kaliteli işlere imza attı. Bir dönem Sıfır Kilometre adında bir proje hayata geçirdi ve Türkiye’de Rush tarzına yakın bir şeyler yapmaya çabaladı, bu çaba takdire şayandı. Kendisi 7 yıldır solo albüm yayımlamıyordu, şimdi o açığını da kapatmak üzere raflara yeni bir albüm yolladı. İşin içinde bu kadar başarılı bir müzisyen olunca beklenti de ister istemez büyük oluyor ama toplam 10 şarkılık albüm boyunca, giriş şarkısı ‘Topyekûn’ dışında hissettiğim tek şey ‘sıkıntı’ oldu! Sezen Aksu, Aykut Gürel ve Mustafa Ceceli gibi bestecilik konusunda pek tartışılamayacak isimlerin de emeği olan bir albümün bu kadar vasat olması beni çok şaşırttı doğrusu. Hele de bir de yedi yıllık arayı düşününce...
CEMİL DEMİRBAKAN
KARIŞIK KASET
Sony Music
Cemil’i Yüksek Sadakat’in vokalisti olduğu dönemlerden hatırlarsınız. Benim için hâlâ en iyi Yüksek Sadakat albümü, Cemil’in vokallerde olduğu o ilk albüm olduğu için, Yüksek Sadakat sonrası kendisinden hep bir hamle bekledim. Ve işte ilk solo albümüyle karşımızda şimdi. 80’lerin vazgeçilmezlerinden ‘karışık kaset’ konseptinin özelliğini yansıtır şekilde, farklı tatlarda 9 şarkıya yer vermiş albümünde. Dikkatimi çeken ilk şey, tüm şarkıların Mutlu Çağlıyan ya da Artun Ertürk imzası taşıması. Cemil’in ilk solo albümünde hiç bestesi olmaması, besteci kulvarında değil vokalist kulvarında ilerlemek istediğini hissettirdi bana. Ama bundan sonrası için acilen beste yapmaya başlamasını öneririm, zira bu albümdekilerden daha kötüsünü yapması çok zor. Ya da bestelerini aldığı isimleri değiştirmesi gerek. Mesela ‘Candır’ ve ‘Seni Yere Göğe Koyamam’ adlı şarkıların Cemil’e yapılmış kötü birer şaka olduğunu düşünüyorum. Büyük hayal kırıklığı yaşadığım bir albüm oldu ‘Karışık Kaset’.
ÇEŞİTLİ SANATÇILAR
ORGANİZE OLUYORUZ VOLUME 2
Pasaj Müzik
Türkçe rap’te organize işler devam ediyor
Türk müzik piyasasında gruplar / sanatçılar arasında dayanışmadan çok rekabet vardır, bu bir sır değil. Ve bu rekabetin en hırslı şekilde yaşandığı sahne, hip hop sahnesidir. Rap müziğin doğası gereği var olan ‘üstünlük taslama yarışı’, Türkiye’de de artık kabullenilmiş bir tavırdır. Fakat tüm bunlara rağmen, ters köşe işler de vardır. Türkiye’nin en büyük hip hop platformu hiphoplife.com.tr’nin öncülüğünde Temmuz 2011’de piyasaya çıkan ‘Organize Oluyoruz’ albümü, bu ters köşe işlerden en popüler olanıdır mesela. Türkçe rap tarihinin en iyi kolektif albümlerinden biri olarak dikkat çeken ‘Organize Oluyoruz’; hem yerli rap piyasasına yeni bir soluk ve ivme kazandırmıştı hem de dayanışmanın rekabetten üstün olabileceğini hissettirmişti. Şimdi ise serinin ikinci albümü raflarda. Bir araya gelen kadro, ilk albümdeki kadar popüler isimlerden oluşmasa da en sevdiğim Türkçe rap ikilisi Farazi & Kayra’nın, serinin ilk albümündeki kadın rap’çi eksikliğini bu albümde gideren Ayben’in, efsanevi Cartel kadrosundan hatırladığımız Erci E.’nin ve Türkçe rap’in son yıllarda isim yapan rap’çilerinden Sahtiyan, Rapozof, Xir Gökdeniz, Abluka Alarm, Patron, Da Poet, Alaturka Mavzer, Pit10 ve Sansar Salvo’nun bu seferki organize ekipte yer alması dikkat çekiyor.
Albümdeki 22 parçayı, toplam 52 isim seslendiriyor. Yani ‘Organize Oluyoruz Volume 2’yi aldığınızda Türkiye’de hip hop’ın geldiği son nokta adına genel bir fikriniz oluşacak. Albüm, serinin ilk albümünde olduğu gibi Türkiye’de rap müziğin kat ettiği aşamayı gözler önüne sererek müzik sektörüne yeni yıldızlar kazandıracak gibi duruyor. Ve tıpkı ilk albüm gibi, piyasaya çıkan çoğu Türkçe rap albümündeki kalitenin çok üstünde bir iş ortaya çıkmış durumda. Yanlış anlaşılmasın; Türkiye’de çok iyi rap’çiler var ama iş ‘bir albüm dolusu iyi şarkı yapmak’ olunca tökezliyorlar. İyi şarkılar yazıyorlar ama bu kaliteyi albümlerin geneline yayamıyorlar. ‘Organize Oluyoruz Volume 2’ işte bu eksikliği hiç hissettirmeyecek. Emeği geçen herkesi tebrik ederim.
GREEN DAY
¡DOS!
EMI
Günümüzün en büyük punk rock grubu Green Day, üçleme olarak hazırladığı albümlerin ikincisinde, ilk albüm ‘¡Uno!’da kaldığı yerden devam ediyor. Güçlü davul partisyonları, Billy Joe’nun basit ama şahane vokal melodileri ve punk rock estetiğini 21. yüzyıla en iyi taşıyan gitar numaraları aynen devam ediyor yani. Ama önemli bir farklılığı da atlamayalım: ‘¡Dos!’, üçlemenin ilk albümü ‘¡Uno!’ya göre daha bütünlüklü bir albüm. Bütünlükten kastımı açıklayayım… ‘¡Uno!’daki sound yelpazesi daha genişti; klasik rock’tan da besleniyordu, alternatif rock’tan da, saf punk’tan da, hatta The Beatles melodileri ve AC/DC riflerinden de… ‘¡Dos!’un ortaya çıkardığı portre ise daha köşesiz, daha ayrıntısız. Sanki yedekte başka gitar olmadığı için aynı gitarla çalınmış 39 dakikalık bir garaj konserindeyiz bu albümde. Bu açıdan değerlendirildiğinde üçlemenin en silik albümü olma tehlikesiyle karşı karşıya. (Zira birkaç hafta sonra değerlendireceğim ‘¡Tre!’de de ‘¡Uno!’ya benzer ‘sivrilikler’ var.)
SKUNK ANANSIE
BLACK TRAFFIC
PID
Alternatif rock tarihinin en ilginç gruplarındandır Skunk Anansie. Herkes onları Amerikan zanneder ama Londra’nın göbeğinden çıkmışlardır. Ne belli başlı trend’lere göz kırpmışlar ne de sadece bir dönemin grubu olarak kalmışlardır. Çok gürültü patırtı çıkarmadan ilerlerler ama bilirsiniz ki, her yeni albümlerinde mutlaka iyi bir içerik sizi bekler. Hiç hayal kırıklığına uğratmazlar. Özellikle siyahi kadın vokalistleri Skin’in farklı sesi, dinamik sahne performansı ve cesur şarkı sözleriyle nam salmışlardır. 2001’de dağılmışlardı, 2009’da geri dönüp ertesi yıl müthiş albüm ‘Wonderlustre’a imza attılar. Şimdi de geri dönüşün ikinci albümü var sırada. ‘Black Traffic’, bugüne kadarki en dağınık ama aynı zamanda en renkli Skunk Anansie albümü olma özelliğini taşıyor. Alternatif rock çatısı altından çıkmadan pek çok tempo değişimiyle akıyor albüm. Tabii şovun ana kahramanı yine Skin. Kendinden geçercesine çıkardığı seslerden öyle güzel bir tını yakalıyor ki, etkilenmemek elde değil.