OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 15, 2002 00:00
Son günlerde kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Hayatınızda herşey ters gidiyor,aşırı sinirlisiniz, durup dururken ağlamaya başlıyorsunuz, ya da sebepsiz yere kalp çarpıntıları çekiyorsunuz... Kime ya da neye karşı olduğunu bilmediğniiz bir öfke duyuyorsunuz. Bütün bunların nedeni stres. Korkmayın, müzik dinlerseniz hepsi geçecek. İstanbul Üniversitesi (İ.Ü) İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Güler Bahadır, stresten korunmanın en etkin yollarından birinin neşelendiren ve dinlendiren müzik dinlemek olduğunu söyledi. Bahadır, stresi "organizmada ortaya çıkan zorlanma hali" olarak tanımlayan Prof. Dr. Bahadır, kişilerin hayatın her aşamasında stres oluşturabilecek durumlarla karşı karşıya kalabildiklerini vurguladı. Düzensiz çalışma saatlerinin, yetersiz ücret ve sosyal destekten yoksun olmanın, ayrıca gazetecilik, hekimlik, polislik ve öğretmenlik gibi insanlarla çalışmak durumunda olan meslek sahiplerinin strese daha yakın olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bahadır, ekonomik nedenlerin,belli bir yaşam kalitesini tutturamamanın, sürekli ay sonunu nasıl getireceğini hesap etmenin, tatile çıkamamanın ve işsizliğin de stres kaynakları olduğunu da sözlerine ekledi.  Prof. Dr. Bahadır, stres durumunda vücudun alarma geçtiğini dile getirerek, "Bu durum sürekli hale geldiğinde, organizma iflas etme noktasına geliyor. Sürekli gergin, öfkeli bir insan olunuyor" dedi. Bir noktaya kadar insanın kendi stresiyle baş edebileceğini anlatan Prof. Dr. Bahadır, stresle başa çıkmak için neşeli olmanın önemine değinerek, şöyle konuştu: "Müziğin çok fazla önemi var. Müzik, kanser ve şeker hastalarındadahi tedaviyi kolaylaştırabiliyor. Neşelendiren ve dinlendiren müzikler dinlenmeli. Hüzünlendiren, dertlendiren, sıkıntıları hatırlatan, gerginliği artıran müzikler uygun değil. Müzik gerçekten ruhun gıdasıdır. Müzikle terapi, psikiyatride eskiden beri kullanılır.İnsan ne yapınca rahatlıyorsa onu yapmalı. İsteyen yoga ya da meditasyon yapabilir, inanıyorsa inancını yerine getirebilir." Düzgün nefes almanın da stresle mücadelede önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bahadır, "Müziğin yanı sıra günde yarım saat yürünüp, kolay egzersiz hareketleri yapılıp doğru nefes alarak da büyük ölçüde stresle mücadele edilebilir" diye konuştu. Diyaframa kadar inen derin nefes almanın insanı rahatlattığına işaret eden Prof. Dr. Bahadır, günde en fazla 15-20 dakika ayırarak, ayaktan alna kadar vücudun bütün kaslarını tek tek kasıp gevşetme şeklinde yapılacak egzersizin çok faydalı olduğunu söyledi. Hemen herkesin günde yarım saat açık havada yürüme imkanı bulabileceğini de belirten Prof. Dr. Bahadır, stresin bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkisine ve birçok hastalığın nedenlerindenbiri olduğuna dikkat çekti.         STRESİN BELİRTİLERİ     Prof. Dr. Güler Bahadır, stresin bazı belirtilerini ise şöyle sıraladı: Ruhsal: İçinde boşluk hissetme, hayatın anlamının kaybolması, ne yapacağını bilememe, suçluluk duygusu, kin duyma ve can sıkıntısı. Sosyal: Diğer insanlardan soyutlanma, yalnızlık, 'ben merkezli' olmak, hoşgörüsüzlük, insanlarla ilişki kuramamak. Duygusal: Sık sık duyguların değişmesi, heyecan duyamama, aşırı ağlama, sinirsel gülme, hastalık kuruntusu, kıskançlık, huzursuzluk, ümitsizlik, kaygı ve korkular. Zihinsel: Kafa karışıklığı, hafıza sorunu, karar vermede güçlük çekme, intihar düşüncesi, konsantrasyon güçlüğü. Fiziksel: Kalp çarpıntısı, kan basıncının artması, el ve ayaklarınbuz kesmesi, parmaklarda hissizlik, ağızda kuruluk hissi, baş dönmesi,bayılma, aşırı terleme, cinsel isteğin azalması, kulak çınlaması, düzensiz
yemek yeme ve aşırı kilo deÄŸiÅŸikliÄŸi. Görsel malzeme; J. Borsky'nin "Country Life" adlı tablosu.Â
button