Müzik devrimi işte böyle olur

Güncelleme Tarihi:

Müzik devrimi işte böyle olur
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2011 00:00

Venezuella’da bir milyon çocuğa ulaşan El Sistema klasik müzik eğitimi seferberliği Türkiye’de de uygulanabilir mi? Eğer İKSV yeterli desteği bulursa bunu sisteminkurucusu José Antonio Abreu’dan bizzat dinleyeceğiz

Haberin Devamı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV),Venezuella Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası’nı, kurucusu José Antonio Abreu ve kendisi de El Sistema’da yetişmiş, hem orkestrasına hem de dinleyicilere müthiş bir enerji veren genç ve yetenekli şefi Gustavo Dudamel’le birlikte, ağustos ayında üç günlük bir etkinlikte İstanbul’da ağırlamaya hazırlanıyor.

Şu an dünyada klasik müzik adına gerçekleştirilen en önemli proje kabul edilen El Sistema, yoksulluk ve suçla mücadele eden sosyal bir sistem. Sistemin kurucusu José Antonio Abreu, hem ekonomist hem de müzisyen. 1975 yılında Venezuella’nın yoksul mahallelerinden 12 çocuğun hayatına klasik müziği sokarak hem bu 12 çocuğun hem de sistemin daha sonra ulaştığı 350 bin Venezuellalı gencin geleceğini değiştirmiş.El Sistema bugün 280 müzik merkezinde 15 bin eğitmenin ders verdiği, bünyesinde 150’yi aşkın gençlik, 70 çocuk ve 30 senfoni orkestrası barındıran geniş çaplı bir sosyal sistem haline gelmiş. Beş yıl içinde tam 1 milyon çocuğa ulaşmayı hedefliyorlarmış.

Haberin Devamı

Bu işin bütçesiyse tamamen devlet ve bağışçıların destekleriyle oluşuyor. 36 yıldır, hükümetler değişse dedevlet desteğini kesmemiş; sistemin en sıkı destekçisi ise Chavez yönetimi olmuş. El Sistema, gençleri klasik müzikle buluşturarak,yoksulluğun, suçun, şiddetin dünyasından uzaklaştırmış.

O kadar başarılı olmuş ki, sistemin küçükmodelleri başka ülkelerde de uygulanmaya başlanmış. Bildiğim kadarıyla, bu büyük ve anlamlı orkestrayı geçtiğimiz yıl 2010 AKB ajansı da getirebilmek için çok uğraşmıştı. İKSV ise zamanlamayı uydurabilmiş ve maddi kaynak arayışına girmiş. Ta Venezuella’dan gelen 240 kişilik bir orkestradan bahsettiğimiz düşünülürse bu büyük proje için birçokdestekçi bulmak gerekecek gibi görünüyor.

Programda orkestra üyeleriyle Türkiye’den öğrenciler bir araya getirilecek,sistemin kurucusu José Antonio Abreu’nun katılacağı ve bu modelin Türkiye’de nasıl uygulanabileceğini dinleyeceğimiz tartışmalarzenlenecekmiş.Umarım İKSV en kısa zamanda destekçilerini bulur ve Ağustos’taki üç günlük etkinlikler dizisini gerçekleştirebilir.Böylelikle, müziğin bir toplumu nasıl değiştirebileceğinin gerçek bir kanıtı olan El Sistema’nın nasıl sonuçlar doğurduğunu kanlı canlı ülkemizde izleyebiliriz.

Haberin Devamı

Cem Yılmaz’dan dakikalarca alkışlanan AKM esprisi

Veneuzella’da gerçekleştirilen El Sistema’dan bahsetmişken Borusan’ın başlattığı burs amaçlı yardım konserlerinden söz etmemek haksızlık olur. Hem de perşembe akşamı Cem Yılmaz’ın konuk şefliğinde Lütfi Kırdar’da gerçekleştirilen konserden sonra... Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası başlattığı bu yardım konserleri sayesinde yetenekli gençlerimizin müzik eğitimi almasını sağlıyor. Ahmet Kocabıyık’ın konuk şefliğiyle başlayan bu gelenek, Rahmi Koç ve Bülent Eczacıbaşı ile devam etmişti. Geçen yıl şefliği Cem Yılmaz devralmış ve konserin bilet satışından elde edilen gelir,yetenekli öğrencilere burs olarak verilmişti.Cem Yılmaz’ın gördüğü ilgi üzerine özel konserlerin beşincisinde baget bu yıl yine ona teslim edildi. Gürer Aykal’ın ‘Onursal şef’,Cem Yılmaz’ın kendi esprisiyle ‘Olursan’ şef olarak sahneye çıktığı gece tarihin en neşeli konserlerinden birine sahne oldu.İşte Lütfi Kırdar’daki geceden kısa notlar...

Haberin Devamı

Cem Yılmaz müzikli şov olayını iyice benimsemiş, geçen yıla oranla daha bir hakimdi hem konuya hem sahneye. 

Konserin ilk ve şov olmayan bölümünde Gürer Aykal yönetimindeki orkestra genç piyanist Sıtkı Kandemir Basmacıoğlu’na Mozart’ın 23. Piyano Konçertosu’nda eşlik etti.

Genç solistin yaptığı küçük bir hatada Aykal’ın ona gösterdiği babacan tavırgörülmeye değerdi. Cem Yılmaz’ın bageti aldığı konserde Mozart’ın 40. Senfonisi, Cemal Reşit Rey’in Türkiye Senfonisi, Rossini’nin Wilhem Tell Uvertürü, Strauss’un Perpetuum Mobile, Beethoven’ın 5. Senfoni ve Antonin Dvorac’ın 9. Senfonisi’nden bölümler seslendirdiorkestra. Eserlerin sadece final bölümlerini çalmalarını, “Onlar başladı ben bitirdim” diyeaçıkladı Yılmaz.

Haberin Devamı

Salonun en çok alkışladığı Cem Yılmaz esprisiyse, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın da salonda olduğunu görünce yaptığı “Cemal Reşit Rey’de çaldık, Lütfi Kırdar’da çaldık, AKM’de de çalalım mı?” demesi oldu. Orkestra dahil salon dakikalarca AKM’nin halen kapalıolmasını bir şekilde protesto etti.

Gecenin finalinde kendilerine hediye edilen çiçekleri Gürer Aykal salonda bulunan Yıldız Kenter’e, Cem Yılmaz da ünlü keman sanatçımız Suna Kan’a giderek sundu.? Konserden 290 bin lira gelir elde edildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!