Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2004 00:00
Kabul ediyorum, benim evimde de ‘‘Bu albümün sende ne işi var ho-ho-ho!’’ dedirtebilecek kadar dandik birkaç albüm vardır.Ve bu utanç kaynağı albümler yıllar önceden kalma olmak zorunda değil. Mesela yanılmıyorsam, dört arkadaş alkollü bir anda birbirimizi gaza getirmek suretiyle ‘‘Ketchup Song’’un bulunduğu o albümü almıştık.Evde bir yerlerde duruyor ve ben onu görmezden gelmeye devam ediyorum. Ama durumu daha vahim olan arkadaşlarım var. Onların varlığı beni rahatlatıyor.Mesela Topesto'nun evinde Kenny G albümü bulmuştuk bir keresinde. G-string giyen metroseksüeller ve sinir krizinin eşiğindeki kadınlar dışında kimsenin Kenny G dinlemediğini düşündüğümüzden acayip şaşırmıştık.Topesto ‘‘Kuzenim Ayşe'nin albümü... Zevksiz şey. Ehe-ehe, nasıl dinlerler anlamam ki’’ diye geveledi fakat top çoktan çizgiyi geçmişti, tribünler ‘‘Gol!’’ diye ayaktaydı.Ağır hasar bırakıcı şekilde dalga geçtik tabii.Topesto ‘‘Senin evinde de Mariah Carey albümü var’’ diye iftira atarak kurtulmaya çalıştı.Neyse ki evime gelen bir kişinin kazara ‘‘Mariah’’ dese bile ‘‘Carey’’ demesine dahi izin vermeyeceğim bilindiğinden, bunun bir iftira olduğu çabucak ortaya çıktı.*Bu kriz anının tadını çıkardıktan sonra, Topesto'yu rehabilite etmek için hızlı bir geyik turu düzenledik.‘‘İnsanların evlerindeki albümlerden karakter tahlili yapmaca’’ başlıklı bu geyiğin tüm detaylarını yazmak imkansız.Fakat Topesto'nun arşivinden yola çıkarak yaptığımız karakter tahlilini genel hatlarıyla özetleyebiliriz:BEST OF DURAN DURAN: 1980'lerde ukala dümbeleği vaziyetinde ‘‘Kızlar dinliyor oğlum bunları, yaramaz bu lavuklar!’’ dediğiniz bir grubun ‘‘Best Of’’unu evinizde bulundurmanız, ne kadar şahsiyetsiz bir insan olduğunuzu gösteriyor, o başka. Fakat bu noktadan hareketle geçmişe özlem duymaya başladığınız sonucuna, o noktadan da bir çekirge edasıyla zıplayarak yaşlanmaya başladığınız sonucuna ulaşıyoruz.PERE UBU (The Modern Dance): Vaaay ‘‘1980'lerde indie dinlerdik’’ diyorsunuz yani. Çok havalısınız. Bir indie takipçisi olduğunuzu, Sonic Youth, Pixies ve Palace Music albümleri bulundurmanızdan da anlıyoruz. Sistemin dışındayım mesajı ha, pekiii, pekiii!BLACK SABBATH (Paranoid): Hocam saygıyla karşınızda eğiliyoruz. Bu albümü evinde bulunduran kişi, yüceler yücesidir. Ozzy'nin en güzel dönemi. Hürmet abi, hakikaten.ROLLING STONES (Forty Licks): Çok iyi bir derleme. Fakat, evinizde başka bir Rolling Stones albümü göremedik. Voodoo Lounge var diyorsunuz. İyi albüm tabii ama, evinizde bir ‘‘Exile On Main Street’’ veya bir ‘‘Let It Bleed’’ bulunmaması, kolaycılığa kaçan bir insan olduğunuzu gösteriyor. ‘‘Sticky Fingers’’ın orijinal LP'si mi var, bir kere dokunabilir miyim abi? Yücesin diyoruz sana, yüceee!ARETHA FRANKLIN (Lady Soul): Tamam abi, bu albüm varsa bir adamda, duvarına Kenny G posteri assa eleştirmem. Biz sefiliz. Yahu, bu albümü evde bulundurmak var ya... Başka bir şey diyemiyorum. Bana çeksene bunu, yok bende... ‘‘Çekmem’’ diyorsunuz demek; bencilsiniz bayım! Hatta ‘‘Salatalık!’’ diyeceğim ama çekme ihtimalini tamamen ortadan kaldırmamak için susuyorum.CELTIC FROST (Morbid Tales): Gençliğinizde sert günleriniz de oldu demek. İlk Celtic Frost albümü, heavy metal aleminin radikal fraksiyonlarında gezdiğinizi gösteriyor. Problemli gençlik yılları. Az önce kafama vurmanız esnasında hissettiğim şiddete eğilimli kişiliğin ardında bu yatıyor olabilir.BEST OF BOB MARLEY: Ulen, bir arkadaşımın evinde de olmasın bu albüm be! Yani olsun tabii, harikadır. Yıllardır dinle dinle eskitemedik. Ama hayatım boyunca girip çıktığım her evde bu vardı. Bir de Bob Dylan'ın ‘‘Desire’’ albümü. Bir de ‘‘Best of Janis Joplin’’... Alacakaranlık Kuşağı gibi bir şey...Eseses kikiki eskieski es!Büyük Britanya'daki kitapçılarda, spor kitaplarının bulundukları bölümde bir ömür geçirebileceğimi hissettiğim anlar olmuştur.Hepsini almaya kalksanız paranız, okumaya kalksanız büyük ihtimal ömrünüz yetmez. Öyle bir çeşitlilik...Türkiye bu konuda fakir bir ülkeydi. Ancak son yıllarda futbolu seven bazı entelektüellerin (Tanıl Bora başta olmak üzere) çabasıyla gayet iyi kitaplar çıkmaya başladı.‘‘Futebol’’u Türkçe okuma şansını bulduk mesela. Yiğiter Uluğ'un harikulade ‘‘Hatice'ye Mektuplar’’ını döne döne okuduk.İslam Çupi'nin kitabının ilk baskısının bile tükenmemesi (Benim evimde 1 tane var. Fenerbahçeliler başta olmak üzere bütün futbolseverler bu durumdan dolayı utanmalı) gibi umut kırıcı hadiseler bile engel olmadı bu güzel kitapların çıkmasına.Son olarak Özgür Topyıldız'ın ‘‘Anadolu Yıldızı Eskişehirspor’’ adlı kitabını okumaya başladım.1979 doğumlu bir genç olan Özgür Topyıldız, Türk Futbol Tarihi'nin en kıymetli kulüplerinden biri olan Eskişehirspor'un tarihini mükemmel bir şekilde kitaplaştırmış.Ortada ciddi bir emek var. Duyduğum kadarıyla delikanlı Eses taraftarı da ilgisiz kalmamış kitaba.Geçtiğimiz günlerde askere giden Özgür Topyıldız'ı detaylı çalışmasından dolayı ne kadar övsek azdır.Bu vesileyle askerdeki Topyıldız'a bir selam çakıyorum ve futbol aşıklarına, ‘‘Sadece seyretme, biraz da oku’’ şeklinde yazdıktan sonra gözüme manasız gözüken bir mesaj yolluyorum.Saçma oldu hakikaten!Ya, bu arada Eskişehir Üniversitesi filan da el atsa, Kırmızı Şimşekler ait oldukları yere, Süper Lig'e dönse ya.Jimmy Scott geliyor önümüzü ilikleyelimNe zamandır doğru dürüst bir konsere gitmedim. Aslında bir ara sinemaya gitmekten sıkılıp, 2 sene kadar sadece evde
film seyrettiğim bir dönem vardı, o dönemi hatırlatıyor bu durumum...İyi konserler de oluyor eyvallah ama benim gidesim yok işte. Bu durum, Babylon'un ocak ayı programını görene kadar sürdü.Bakın arkadaşlar şimdiden not edin biletinizi alın filan falan. Çünkü 28 ve 29 Ocak tarihlerinde benim için çok mühim biri geliyor Babylon'a: Jimmy Scott.Jimmy Scott şarkı söylemeye başladığında ne kadar inanılmaz biriyle karşı karşıya olduğunu anlayacaksınız. Canlı performansı hakkında hiçbir bilgim yok. Yaşının 70'e geldiğini düşünürsek zaten dizlerinin üstünde kaymasını filan beklemiyoruz.Ama sesi... Duyduğum en orijinal seslerden biridir. Tarif etmeye kalksam elime yüzüme bulaştırırım, hiç yapmayayım öyle bir şey.İşte size tavsiye, kaçırmayın Jimmy Scott'u. ‘‘Love Will Keep Us Together’’ı Jimmy Scott'tan ilk dinlediğim günü hatırlıyorum. Nasıl şaşırmıştım.İyi şeyler de oluyor hayatta diyebiliriz herhalde bu durumda. Evet ya, diyebiliriz.
button