Güncelleme Tarihi:
CODY SIMPSON
SURFER’S PARADISE
Atlantic Records / EMI
‘97’ doğumlu bu sarışınla 2010’da tanışmıştık. 2010 ve 2011’i EP’ler yayımlayıp kendini tanıtmaya ve sevdirmeye ayıran genç şarkıcı, kısa sürede hayli hayran kazandı. Hatta Justin Bieber’ın en büyük rakibi olduğu yazıldı, çizildi. 2012’de güzel bir albüm yayımlamasının üstünden daha fazla vakit geçmemişti ki kendisinden ikinci albüm geldi. İlk albüme hayli benzer sound’daki ‘Surfer’s Paradise’ta Cody’nin yumuşak sesi ve gitarın uyumlu birlikteliği kulaklara çarpıyor ilk olarak. Hit kaygısından ziyade, kumsalda usulca dinlenebilecek şarkılar peşinde koşmuş Cody bu sefer. Asher Roth ve Bob Marley’nin büyük oğlu Ziggy Marley ile düetlerin de yer aldığı bu albümde Cody yine ilk albümündeki yapımcılarla çalışmış. Cody henüz çok genç olduğu için kariyeri büyük patronlar tarafından yönetiliyor. Ve o patronlar, Cody gündemdeyken olabildiğince çok ürün çıkarmak istiyorlar. Bu süreçte yaratıcılık için daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ve Cody’nin yeteneğine güveniyorum.
DOĞA
İSYANIM BUDUR...
DMC / RUNLTD
İlk olarak Doa ismiyle çıkış yapan ve rap’e yakın duran Doğa Üstündağ, ergenlik döneminde kendi ismimizden nick name uydurma çabasını andıran eğiliminden kurtulmuş. Değişen sadece isim değil; müzik ve imaj da tabii. Rap seven ‘tiki’ kız gitmiş, ‘doğal’ kız gelmiş. İşin müzik tarafı ise büyük bir ekip çalışmasının ürünü olarak, daha dinlenebilir bir hale bürünmüş. Albümde Nazan Öncel, Coşkun Sabah, Mirkelam ve Hurşid Yenigün gibi isimlerin bestelerinin yanı sıra Janset ve Mirkelam ile düet de var. Doğa, ne klasik anlamda “piyasa pop”a yakın duruyor ne de başlı başına alternatif bir kanada. İkisinin arası bir şeritte. Doğa’nın bestelerinin albümde yer alması, besteci kimliğini de gösteriyor. Ve bence albümün en iyi şarkısı, söz ve müziği Doğa’ya ait olan ‘Azala Azala’. Zengin bir sound ve incelikli bir enstrümanistlik de var. Ben tamamım. (Sondaki 2 remikse hiç ama hiç gerek yokmuş.)
LEVENT ÖZER
SÖYLE DE BİLELİM
EMI
Ben Levent Özer’i Rashit grubunun gitaristlerinden biri olarak tanıyordum. Bir de Teoman’ın sahne gitaristlerinden biri olarak... Ama kendisi başka cevherlere de sahipmiş. Söz yazarı, besteci ve vokalistlik gibi sıfatların altından kalkabildiğini de bu ilk solo albümüyle ortaya koyuyor şimdi. ‘Söyle De Bilelim’ Türkçe rock çatısı altında değerlendirilebilecek bir albüm ama günümüzün vasata bile ulaşamayan Türkçe rock standartları yok burada. Daha iyi şeyler var. Mesela daha içten şarkı sözleri, daha farklı şarkı düzenlemeleri, daha serbest salınımlar ve daha kafasına göre melodiler... Levent genelde akustik tınıların üzerine pek çıkmıyor, yer yer MFÖ ve Bulutsuzluk Özlemi sularına da giriyor ama kendi hikâyelerini anlattığı tüm bu şarkılarda birine, bir şeylere benzemeye çalışmıyor. Bunu da hissettiriyor. Herkes sevmez bu albümü. Çünkü tat alabilmek için zaman istiyor. O zamanı verince, memnun kalınıyor.