Güncelleme Tarihi:
ALICIA KEYS
VH1 STORYTELLERS
Sony Music
2 Temmuz’da ülkemizde ilk kez izleme şansını yakaladığımız Alicia Keys, geçen yıl VH1 kanalının ‘Storytellers’ programının konuklarındandı ve orada sergilediği performansı şimdi albümleştirdi. Albüm, Sony Music tarafından hem CD hem DVD olarak yayınlandı. Beklendiği üzere, konserin setlist’i Keys’in son iki albümü ‘The Element of Freedom’ ve ‘Girl on Fire’ ağırlıklı. Zaman zaman şarkı aralarında Alicia Keys’in sesinden şarkıların hikâyelerini dinliyoruz, programın formatı gereği. ‘You Don’t Know My Name’in ortasındaki doğaçlama hikâye performansı müthiş mesela. Albümde Keys’in Emeli Sande ortaklığıyla yazdığı ‘Not Even the King’in yanı sıra şahane şarkı ‘Empire State of Mind Pt. 2: Broken Down’, büyük hit ‘Fallin’, ‘Try Sleeping with a Broken Heart’ ve ‘Un-Thinkable (I’m Ready)’ gibi şarkılar var. Keys’in performansı da, şarkılara kattığı yorumlar da şahane. Alicia Keys sevenler için tam arşivlik bir albüm bu, kaçırmasınlar...
ROBIN THICKE
BLURRED LINES
Interscope
Bu yazın pop dünyasındaki prensi bu adamdı. Altıncı stüdyo albümüyle aynı adı taşıyan ‘Blurred Lines’ şarkısı bile yakışıklı yıldızın kariyerini yeni baştan inşa edecek güçte. T.I. ve Pharrell’in ortaklığıyla acayip sükse yapan şarkı ve muazzam videosu, tüm müzik kanallarının ve YouTube kurtlarının favorileri arasında. Albümün bir hit fabrikası olduğunu söyleyemem ancak Marvin Gaye’den alınmış mirasın 2013’te bile etkileyici olabileceğine güzel bir örnek. Motown, funk ve R&B yeniden dans pistlerinde yerlerini almaya başladılar; Justin Timberlake bu harekete öncülük ettiyse, Robin Thicke de bu akımın bayraktarlarından. Kendrick Lamar ve 2 Chainz’le de gücüne güç katan albüm, şu sıralar hafif hafif dans etmek isteyenlerin kulaklıklarını uzun süre meşgul edecek cinsten. Bu albümle adeta yeniden doğan Robin Thicke ile henüz tanışmadıysanız işte size tanışmak için en doğru zaman ve albüm, ıskalamayın.
BACKSTREET BOYS
IN A WORLD LIKE THIS
K-BAHN / BMG
Pop müzik dünyasının ana akımı için şu sıralar yeniden revaçta olan boyband çılgınlığı, ‘90’ların ikinci yarısında bu adamların sayesinde alevlenmişti. Geçtiğimiz sene grupta bir süre göremediğimiz Kevin Richardson’ın dönüşü güzel haberdi, zira Kevin olmadan da Backstreet Boys olmazdı, olamazdı. Bir dönem dünyaya hükmeden gruba dönen sadece Kevin değildi; Backstreet Boys uzun yıllardır şarkı desteği aldığı Max Martin, Morgan Taylor Reid ve Martin Terefe’yi de yeniden görev başına çağırdı. Sonuçsa artık yaşını başını almış, aile kurmuş, eskisi kadar müzikle ilgilenemeyen Backstreet Boys hayranlarını bile heyecanlandıracak kadar başarılı! Tamam, kabul ediyorum, grup elbette o eski ‘genç’ temposundan uzak (Ki o tempoyu bekleyenler yoktur herhalde, değil mi?) ancak ‘olgun-pop’ diye bir alt tür varsa, o türün en iyi albümlerinden birinden söz ediyorum burada. Arka sokaklarda iyi şeyler oluyor!