Müzik

Güncelleme Tarihi:

Müzik
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2012 00:00

Haberin Devamı

Haftanın Albümleri

BOB DYLAN
TEMPEST
Sony Music

Bob Dylan’ın müzik tarihindeki önemini şu kadarcık yere sığdırmamı beklemeyin. Üstelik sadece müzik tarihini değil, tıpkı geçen hafta yine burada yazdığım Elvis Presley gibi tüm insanlık tarihini etkileyebilecek kadar kudretli bir geçmişe sahip kendisi. En yüzeyselinden; bugün dinlediğimiz klasik rock, akustik rock ve folk rock’ın özündeki ilham kaynaklarından biri olduğunu ve tam 51 yıldır aktif olarak müzik yapıp, şiir yazıp, hikâye seslendirip, resim yapıp nesilleri etkilediğini söylemem yeterli olur diye düşünüyorum. Sırada 35’inci albümü var. Dile kolay... Üstat durmadan üretmeye, 71 yaşında bile devam ediyor. Bu albümde yine sayfalarca analize sebep olabilecek derinlikte sözleriyle dikkat çekse de beni asıl yakalayan, onun son albümlerine nazaran yükselen enerjisi oldu. Şarkı trafikleri, tempoları ve vokallerdeki tonlamalardan, Dylan’ın bu albümü enerjik bir süreçte kaydettiğini anladım ben. Netice itibariyle yılın en arşivlik albümlerinden biri ‘Tempest’, kaçırmayın.

Haberin Devamı

TAYLOR SWIFT
RED
Big Machine / Avrupa Müzik

1989 Pennsylvania (ABD) doğumlu Taylor Swift günümüzün en popüler country şarkıcısı. Aslında onunkine tam olarak country müzik diyemiyoruz. Fakat şarkıları günümüzün pop normlarına da bire bir uymuyor. Gerçi Swift’in sırrı da burada yatıyor. Sarışın güzel; Shania Twain, LeAnn Rimes, Tina Turner ve Dolly Parton’dan aldığı ilhamı 2000’lerin pop sound’una yediriyor ve ortaya ‘kendiliğinden popüler’ (ABD müzik algısına göre) bir lezzet çıkıyor. “Son iki yılda yaşadığım gürültücü, çılgın, deli, kendini zehirleyici ilişkiler sonucunda ortaya çıkan duygulardan bahsediyorum bu albümde. Yoğun aşk, yoğun hüsran, kıskançlık, kafa karışıklığı... İşte tüm bu duygular kırmızıdır. Bazı duygular insan teninin rengine sahiptir mesela, ama bu şarkıları yazarken beslendiğim duygular kesinlikle tek bir renge sahip, o da kırmızı” diyor Taylor, albümün isim hikâyesini anlatırken. Leziz bir pop rock/country tadı almak ve yılın en çok satan albümlerden birini arşivine eklemek isteyenlere tavsiyemdir.

Haberin Devamı

Efsaneler ölmez, yeni ürünleri çıkar!

LED ZEPPELIN
CELEBRATION DAY
EMI

1968’den 1980’e kadar, sadece 12 yıl aktif kalmış olsa da yarattığı olağanüstü müzik ve ona bağlı olarak ortaya çıkan kültürel çalkantının sonraki her nesli etkilemesi sebebiyle bugün hâlâ tüm zamanların en büyük gruplarından biri olarak anılır Led Zeppelin. İngiliz topluluğun 2007’deki son konseri şimdi hem CD hem DVD olarak raflarda. Hikâye şu: Birçoğunuzun bildiği üzere; müzik dünyasının bugüne kadar gördüğü en önemli ve en unutulmaz Türk olan, imza attığı işlerle adını müzik tarihine altın harflerle yazdıran Ahmet Ertegün 2006 yılının son ayında hayata gözlerini yummuştu. Efsane firma Atlantic Records’un kurucusu olmasının yanı sıra Eric Clapton, The Rolling Stones, Phil Collins, Genesis, Aretha Franklin, Ray Charles, Yes ve Led Zeppelin gibi efsaneleri ‘keşfeden’ dâhi müzik adamı Ertegün’ün ölümünden bir yıl sonra, anısına bir konser düzenlenmişti. 10 Aralık 2007’de Londra’daki O2 Arena’da gerçekleşen bu gecede Led Zeppelin, davulcuları John Bonham’ın 1980 yılındaki ölümünden sonra ilk defa ful set bir konser verdi. Bonham’ın kendisi gibi davulcu olan oğlu Jason ile sahne alan Led Zeppelin’in yer aldığı; tüm geliri Amerika, İngiltere ve Türkiye’deki üniversite öğrencilerine burs sağlayan Ahmet Ertegün Vakfı’na bağışlanan bu etkinlik, ‘tarihin en çok bilet talep edilen konseri’ olmuştu. Sadece internet üzerinden satışa çıkarılan 20 bin bilet için toplam 20 milyon talep kayda geçmişti. İşte Sony Music etiketiyle raflardaki yerini alan bu albüm, o konserin tam kaydı.
Albümün audio versiyonu iki CD’den oluşuyor. Her iki CD’de de 8’er şarkı var. Şahsen ortada böylesine ‘eşsiz’ bir ürün varken DVD’sini tercih ettim, pişman değilim. Bu konser için 6 ay prova yapan grup, sahneye adımını attığı dakikada dünya duruyor adeta. Nasıl durmasın ki? Bu konser, hem merhum Ertegün’ün görkemli müzikal mirasına bir saygı duruşu hem de Led Zeppelin adında bir ‘hayat değiştirici oluşum’un bizim yaşadığımız hayat dilimine denk gelmesinin kutlanışı! Rahat uyu John Bonham, rahat uyu Ahmet Ertegün...

Haberin Devamı

JEHAN BARBUR
SARI
Ada Müzik

Jehan Barbur; 2002’de Ankara’da üniversite eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşip 2004-2009 arasında birçok farklı grupta vokalist olarak şarkı söylemiş, reklam cıngılları seslendirmiş, birçok dizi ve sinema filmi müziğine sözleri ve/veya sesiyle hayat vermiş bir isim. 2009’un şubat ayında prodüktörlüğünü kendisinin üstlendiği, kendi söz ve bestelerinden oluşan ilk albümü ‘Uyan’ı çıkarmıştı. Pek ses getiremese de ara vermemiş, 2010’da ikinci albümü ‘Hayat’ı raflara yollamıştı. Bu sefer ortada dikkate değer, farklı bir şey olduğunu anlamıştık. Onunkine, alternatif pop müzik deyip geçemezsiniz. Etnik öğeleri de içinde barındıran, alternatif bir caz yapıyor çünkü Jehan. Kafiyeleriyle, sıcacık melodileriyle... Her şeyden önce, duru ve billur gibi parlak bir sesi var onun. Hece hece, tane tane ruhunuza yolluyor kelimelerini. Üstelik daha önce eşine pek rastlamadığım vokal melodileriyle... Uzatmayayım; ‘Sarı’, 2012’nin en iyi Türkçe albümlerinden biri. Mutlaka şans verin!

Haberin Devamı


HALESTORM
THE STRANGE CASE OF...
Atlantic

Tıpkı bu sayfanın bu haftaki diğer konuklarından Taylor Swift gibi, Halestorm da Pennsylvania’dan. (Hayır, ‘okyanus ötesine’ selam göndermiyorum.) Kadın vokalistli rock grupları kontenjanından bir ‘doğal dikkat çekiciliğe’ sahip olan grup, bu yılın rock&metal kulvarındaki en başarılı çıkışlardan birine imza attı. 1998 yılında Arejay Hale ve Elizabeth ‘Lzzy’ Hale kardeşler tarafından kurulan grup; hard rock, alternatif rock, alternatif metal tarzlarında müzik yapıyor. ‘The Strange Case Of...’ onların ikinci albümleri. İçinde ‘Love Bites (So Do I)’ ve özellikle de ‘I Miss the Misery’ gibi şahane hit’lerin olması, albümü özel kılan başlıca sebep. Halestorm, bu albümde genel olarak iyi nakarat yazmanın, basit beste yapılarıyla ve vurucu bir sound’la rock yapmanın ne kadar işe yarayabileceğini kanıtlıyor bana kalırsa. Sıkıcı tınlamayan rifler, klişe olmayan vokal melodileri ve akılda kalıcı nakaratlar... Şu sıralar pek rastlayamadığımız bu formülü bulmuşken kaçırmayın, afiyet olsun.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!