Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2005 00:00
Etnik elektronik altyapıların üzerinde şöyle sıcak Akdeniz esintileri, cayır cayır İspanyol gitarları ve ud, kanun, darbuka gibi Türk sazları hayal edin. Bunlara müziğe göre yazılmış Türkçe, İspanyolca ve İngilizce sözler ekleyin. İşte ilk albümleri Carnaval Del Amor ile geçtiğimiz hafta satışa çıkan Lava Grubu tam da böyle bir müzik yapıyor.
Radio Oxygen’de DJ Enjoy adıyla yaptığı programlarla tanınan Ebru Özpirinç, aranjör Uğurcan Sezen, Avrupa Yakası’nın jingle’ı ile dikkat çeken perküsyoncu Cenk Sarkuş’un bir araya gelmesiyle kurulan Lava bu soğuk ve puslu kış havalarında sizi yazın ve Akdeniz’in sıcağına götürmeyi vaat ediyor.
Nasıl doğdu bu proje? Nasıl bir araya geldiniz?
- Ebru: İki yıl önce Elec-Trip’ten Oğuz Kaplangı bana böyle bir proje ile geldi. O dönem tam benim Uğurcan Sezen’le tanışma dönemim. Uğurcan altyapıları yapmaya, ben de üzerine vokal melodileri bulmaya başladım. Sonra perküsyon çalacak birini aramaya başladık. Cenk’le de böyle tanıştık ve grup kurulmuş oldu.
Grubun ismi nereden geliyor?
- Ebru: Lava, 1540 derecelik bir şey. Güneşten sonraki en sıcak katman, lav. Albüm çalışmaları döneminde isim için oturup kafa kafaya verdiğimiz bir dönemde bulduk Lava’yı. Bir baktık hem kolay akılda kalıcı hem de manası sebebiyle bizim yaptığımız müziğin sound’unu, sıcaklığını, enerjisini çok iyi anlatıyor.
- Uğurcan: İlk ismimiz Porque Son Turcos’tu. Hatta o isimle yurtdışında çeşitli compilation albümlerde Gidersen adlı şarkımız kullanıldı. Albüm döneminde bu ismin uzun ve akılda kalıcılığının zor olduğuna karar verdik.
Tanıtım yazısında, Akdeniz esintileri taşıyan etnik elektronik bir tarz, denmiş müziğiniz için. Başka neler söylenebilir?
- Ebru: Yaptığımız müzik için global demek uygun olur. Türk sazlarının içinde olduğu bir dünya sound’u yapmaya çalışıyoruz. Bir de yaptığımız şeye elektronik müziğin geldiği en sıcak nokta demeyi seviyorum ben. Elektronik deyince insanlar kafasında daha başka bir şey hayal edebilirler ama bizim albümü dinlediklerinde ’Aa bunda her şey varmış. Türk sazı da, sıcaklık da, Akdeniz esintileri de...’ diyecekler.
Şarkılarınızda İspanyol gitarları da var, Türk sazları da. Bütün bu farklı tarzları, elektronik müzikle eli yüzü düzgün bir şekilde sentezlemeyi nasıl başardınız?
- Ebru: Bunun iki sebebi var. Birincisi prodüktör yönlendirmesi, ikincisi de bizim bugüne kadar olan müziksel, ruhsal ve beyinsel birikimimiz.
- Uğurcan: Bir başka nedeni de İstanbul. İstanbul’da ne varsa müziğimizde de var. İstanbul da müziğimiz gibi bir taraftan çok Batılı, bir taraftan da çok Doğulu ve Türk. Bu sentezin içinde yaşadığımız ve bunu sindirebildiğimiz ölçüde müziğimize yansıtabildik.
Şarkılarda dikkati çeken bir başka şey de sözlerde tek bir dilin kullanılmaması. Aynı şarkı içinde İngilizce de var, Türkçe de, İspanyolca da... Neden böyle yaptınız?
- Ebru: Ben kelime oyunlarını çok seviyorum. Bunu üç dili kullanarak yapmak çok eğlenceli geldi. Mesela Atraksiyon Animal diye bir şarkımız var. Orada şöyle bir bölüm var ‘easy para ti, etmez beş para ki.’ Bir de şarkının melodisine göre içimden hangi dilde yazmak geldiyse öyle yazdım. Melez müziğe melez sözler gibi oldu. Benim dillere karşı özel bir ilgim var. Beni Japonlarla üç saat bir odaya koysanız, bir şeyler yakalayıp Japonca şarkı da yazabilirim. İlla dili bilmem gerekmiyor. Dillerle oynamayı çok seviyorum.
Albümde bir de cover şarkı var. Eski bir Ajda şarkısı Seninleyim...
- Ebru: Ben şarkıyı çok seviyordum. Özellikle de sözleri bir başka hoşuma gidiyor. Bu konuda da Fikret Şeneş’e teşekkür etmemiz lazım. Sadece bu şarkı için değil, bütün yaptıkları için.
Bizim için en önemli şey sahne diyorsunuz. Sahnede olmak bu grubun ne kadar bir parçası?
- Ebru: Sahne, Lava’nın büyük bir parçası. Çünkü biz en çok sahnede mutluyuz. Herkesin gözleri başka başka zamanlarda parlar. Benim gözüm sahnede şarkı söylerken parlıyor.
Albüm aynı anda Almanya ve Hollanda başta olmak üzere sekiz Avrupa ülkesinde de yayınlanacak. Nasıl ses getireceğini düşünüyorsunuz oralarda?
- Ebru: Merak ediyoruz ne olacak. Bizler yıllardır iyi müzikler dinledik. İyi bir müzik geçmişimiz ve birikimimiz var. Onların neyi nasıl yaptığını yıllardır takip ediyoruz.
LAVA’DA KİM KİMDİR?
CENK SARKUŞ
(31, Perküsyon)
Müziğe İstanbul Oda Korosu’nda korist olarak başladı. Bursa’da üniversite döneminde çeşitli gruplarda rock ve blues solistliği yaptı. YTÜ Kompozisyon Bölümü’nde okudu. Sezen Aksu, Göksel, Zeynep Casalini, Mine gibi pek çok sanatçıya perküsyon çaldı. Aynı zamanda reklam ve dizi müzikleri de yapıyor. Avrupa Yakası’nın jingle’ı onun elinden çıkma.
UĞURCAN SEZEN
(28, Bilgisayar programlama ve sample)
Önce Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Korno Bölümü’nde, daha sonra da İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı’nda aynı bölümde okudu. İlk çalışması Lazca rock yapan Kazım Koyuncu’nun kurduğu Zuğaşi Berepe grubunun İgzas albümü oldu. Şimdilerde house, funk, progressive trance tarzda Space Cake adlı bir proje üzerinde çalışıyor.
EBRU ÖZPİRİNÇ ( 35, Solist ve şarkı sözü yazarı)
Radio Oxygen’de DJ Enjoy adıyla programlar yapıyor. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Los Angeles UCLA’da Şan Tekniği, Şarkı Yazarlığı-Müzik İşletme üzerine eğitim aldı. Los Angeles’ta Steven Memel ve Lizbeth Scott ile şan çalıştı, Santa Monica’da caz kulüplerinde şarkı söyledi. İzmirli.