Zeynep BİLGEHAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2011 00:00
Burak Beşir, müziğe kendi yaptığı darbukayı çalarak başladı. Okulda darbukadan klasik flüte geçti, ödül üstüne ödül kazandı. Dünyanın en iyi müzik okullarından Berklee College of Music’e kabul edildi. Son olarak, geçen hafta flüt üstadı Sör James Galway’in flüt seminerinde bir konser verdi. Çocukluk kahramanı Galway onu, öğrencilerine ‘ilham verici bir sanatçı’ olarak tanıttı
Burak Beşir 1976’da Lefkoşa’da doğdu. Müzik, hayatına 7-8 yaşlarında girdi: “Kestiğim boruların üzerine naylon gerip, kendi darbukamı yapıyordum. İyi çaldığım duyulduktan sonra çevredeki folklor grupları beni işe alıp, turnuvalara götürüyorlardı. Ailemin müzikle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen yeteneğim olduğunu keşfettiler ve beni konservatuvara yolladılar. Flütü ilk defa 12 yaşımda elime aldım. O zamana kadar ne olduğunu bile bilmiyordum. Bir öğretmenim dudaklarım ve parmaklarımın flüte uygun olduğunu söyleyerek beni yönlendirdi. Alışma sürecinde biraz zorlandım. İlk birkaç ay sadece flütün başıyla çalıyordum, başım dönüyordu. Fakat sonra aşık oldum ve bir daha bırakamadım.”
FLÜTÜ NEY GİBİ ÇALIYORBeşir, eğitimine Kuzey Kıbrıs Güzel Sanatlar Akademisi’nde başladı. Lise ve üniversiteyi Hacettepe Devlet Konservatuvarı’nda okudu. Dereceyle mezun olduktan sonra İskoç Kraliyet Akademisi’nde yüksek lisans yaptı; Avrupa’nın en saygın flüt profesörlerinden David Nicholson’la çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde birinci ve ikinci flüt, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nda ikinci flüt oldu. Ünlü flüt üstadı Sör James Galway’le yolları ilk kez 2003’te kesişti. Beşir, kendini geliştirmek için Galway’in İtalya’daki özel flüt seminerine katıldı ve hayatı değişti: “Beni kendisine benzetti ve destekledi. Kendime ait özel sololarımla normal caz flütçülerinden farklıyım. Flütü bazen ney tarzıyla çalıyorum. Cazın içine Türk ezgileri katıyorum. Caz diline modern bir stil katıyorum. Galway, klasik flütçülüğün yanı sıra beste de yapabileceğimi fark etti.”
Altı yıllık çalışma hayatından sonra dünyanın en iyi müzik okullarından Berklee College of Music’e kabul edildi. İlk sponsorunu bulan da yine Galway oldu. ‘Çağdaş Bestecilik ve Prodüksiyon’ eğitimini, Berklee’nin ‘World Scholarship Tour’ bursuyla tamamladı. Bu arada Berklee’deki ‘En İyi Konçerto Yorumcusu’ yarışmasında birinci oldu. Geçen yıl yine Berklee tarafından Arif Mardin ödülüne layık görüldü. Başarısı üzerine Ergo sponsorluğunda Çağdaş Eğitim Vakfı’nın parlak müzisyenlere destek verdiği ‘Harika Yetenekler’ projesine dahil edildi.
KENDİ STİLİM VAR
Beşir, tarzını ‘çok yönlü’ olarak tanımlıyor: “Her tür müzikten hoşlanıyorum; klasik, caz, funk,
film müzikleri... Fakat klasik müzisyenlerden farklı aranjmanlar yapıyorum. Onlar notalara bağlı çalar. Notaları önünden aldığınızda çalamazlar. Doğaçlama yapamazlar çünkü müzikleri kalıplaşmıştır. Başkasının yazdığı doğaçlamayı çalmak, müziği yaratmak değil. Ben, müzik kulağım ve armoni bilgimle, notalara bakmadan da bir müziğin solosunu yazabiliyorum. Klasik müzik geçmişime rağmen daha özgür çalıyorum. Kendi stilimi kurmaya çalışıyorum. Yarattığım bir caz dili var.”
Şu anda Boston’da yaşayan Beşir; solo klasik ve caz konserleri veriyor. Aynı zamanda Video Games Orkestrası’nda çalıyor. Bir süre daha Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyor: “Klasik ve caz müzik, Türkiye’de doğmadığından, kariyerinizi geliştirmeniz için yurt dışında yaşamanız gerekiyor. Kültür farkından dolayı, klasik müzik veya caz konserlerine sadece belli kişiler geliyor. Oysa pop konserleri hınca hınç dolu. Dolayısıyla Türkiye’yi temsil edip, Amerika’da caz, Avrupa’da klasik müzikle ilgili projeler yapmak istiyorum.”
RÜYAMDA GÖRDÜM GERÇEK OLDUBurak Beşir’in ilk defa 2003’te katıldığı James Galway Uluslararası Flüt Semineri’ne dünyanın her yerinden öğrenciler başvuruyor. Fakat usta flütçülerden ders alabilmek için ancak 25 öğrenci seçiliyor. Bir haftalık seminer, aynı zamanda ‘Solistler Geçidi’ etkinliğine ev sahibi yapıyor. Her gece farklı müzisyenler konser veriyor. Geçen hafta, ilk katıldığı seminerden sekiz yıl sonra Zürih’in Weggis kasabasındaki programa konuk sanatçı olarak davet edilen Beşir; “Sör James Galway, konser vermemi istediği için çok mutluyum. Normalde Solistler Geçidi’nde hep klasik müzik üzerine konserler veriliyor. Fakat Galway tarzımı dinledikten sonra bu sene ilk defa caz-blues tarzını da programa ekledi. Flüte başladığım yıllarda, ismini duyduğum ilk flütçü Galway’di. Onunla yatıp kalkardık. Öyle ki, bir gece rüyamda bile görmüştüm. Benimle konuşuyordu. Bu rüyayı hiç unutamadım. Aradan yıllar geçti ve rüyam gerçek oldu.” diyor.
Galway de, Burak’ı “İlk tanıştığımda hemen etkilenmiştim. Çok hevesliydi. Herkesten daha fazla çalışıyordu. Kendini adamış, en parlak genç sanatçılardan biri. Öğrencilerime ilham vermesini istiyorum” diye anlatıyor.